Dar alanda kısa paslaşmalar

Güncelleme Tarihi:

Dar alanda kısa paslaşmalar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2012 00:00

Tokyo deyince, elbette Skytree Kulesi’nden, Budist ve Şintoist tapınaklarından, müzelerinden ya da alışveriş imkanlarından bahsetmek mümkün. Ancak İstanbullu bir metropol kurdunun burnu daha Japonya hava sahasına girer girmez bunlar dışında kokular da alabiliyor. O kokular ki, sıkışık nizam Japon hayat tarzının nasıl farklı renkler yarattığının kanıtı. İşte karaokeye hiç değinmeden, anı anına uymayan bir Tokyo rehberi...

Haberin Devamı

Japon başkentindeki yaşamı ‘dar alanda kısa paslaşmalar’ olarak tanımlamak mümkün. Çünkü 35 milyonun üzerinde ‘sakin’iyle macera dolu Tokyo şehri, dünyanın en kalabalık metropol alanı. Arazi az, binalar yüksek, evler dar ve çok pahalı. Kent hayatı da buna göre dizayn edilmiş. 20 metrekare bir evin aylık kirasının 3 bin Euro’dan başladığı Tokyo’da yaşam küçücük hanelerde değil, sokakta geçiyor. Kafe ve barların hemen hepsi sabaha kadar açık. McDonald’s’ı bir fast food zinciri olarak mı bilirsiniz? O zaman bir de Tokyo şubelerini görmelisiniz. Dersini çalışan öğrenciler, bilgisayarını açmış işini yapanlar, hatta uyuyanlar... Herhangi bir McDonald’s’ta aynı anda oturduğu yerde uyuklayan beş-altı kişi görmeniz mümkün.

O daracık evlerde evcil hayvan beslemek de imkânsız tabii. Japonlar da pet sevgilerini bu iş için özel kurulmuş çiftliklere gidip para karşılığı kedi-köpek severek gideriyorlar. Onlar için sokakta hayvan görmek pek alışıldık bir şey değil.

Haberin Devamı

Dar alanda yaşamanın çalışma/ uyuma/ eğlence üzerinde etkisi olur da cinsellik üzerinde olmaz mı? Bir ev tutmak çok pahalı olduğundan Japon gençler tıpkı bizimkiler gibi ileri yaşlarına kadar aileleriyle yaşıyorlar. Ama serde gençlik var. Sevgilileriyle samanlığı seyran etmek isteyen Japon delikanlıları için, birkaç saatliğine de olsa mahremiyet sağlayan bir uygulama geliştirilmiş: Aşk Otelleri. Saatlik olarak kiralanabilen Love Hotel’ler girişlerindeki tabelalarda gururla saatlik, iki saatlik oda ücretlerini duyuruyor. Hatta Tokyo’nun Galata/Karaköy’ü sayılabilecek aykırı semti Shibuya’da bu Aşk Otellerinin onlarcasının toplandığı bir alan var: Love Hotels Hill yani Aşk Otelleri Tepesi.

Tuhaf ama gerçek
GECE

Şehrin en popüler kulüplerinden biri New Lex Edo. Japonya’ya gelip de Roppongi semtindeki bu kulübe uğramayan dünya starı yok gibi: Harrison Ford, Mick Jagger; Keanu Reaves, Jean Paul Gautier, Bon Jovi, Charlize Theron, Paris Hilton, aklınıza kim gelirse... Duvarlarda hepsinin fotoğrafı olmasa bu bodrum kata geldiklerine inanmak zor. İzbeliğini/döküntülüğünü bir kenara bırakın abuk sabuk figürleriyle dans eden 20-25 yaş Japon gençliği tahammül edilebilir gibi değil.

Haberin Devamı

Lady Gaga sahnede
ÖĞLEDEN SONRA

Şehrin en in yerlerinden biri Park Hyatt otelinin 58’inci katındaki New York. Lost in Translation filminin çekildiği otel ve bar muhteşem manzarasıyla kentte yaşayan yabancıların gözdesi. Lady Gaga bile burada sahne aldı. Şu sıralar kendisini ‘Rachel’ diye tanıtan bir Afro-Amerikalı sahne alıyor. Bu çoğu Missisippi’li Louisina’lı solistlerin kendilerini tanıtırken isimlerinin Fransızca okunuşunu söylemeleri galiba hepsinin kendisini birer Nina Simone zannetmesinden.

Çekik gözlü ocakbaşı
AKŞAM

Cebinde iki kişi için 1000 TL hesap ödeyebilecek parası olan herkes Shinjuku’daki Seryna - Mon Cher Tonton’a mutlaka uğruyor. Tipik Japon rüyası. Sokaktaki Japon övmeye, tavsiye siteleri yıldız vermeye doymuyor. Ocakbaşı gibi yuvarlak bir masanın etrafında oturuyorsunuz. Herkesin önünde kendi aşçısı ve kokoreç tezgahına benzer alttan ısıtmalı tezgah var. Aşçınız makarna, pilav, ıstakoz ya da meşhur kobe beef’inizi, önünüzdeki bu tezgâhta pişirip servis ediyor.

Haberin Devamı

Maraş dondurması
SABAH SABAH

Roppongi’nin ana caddelerinde turlarken karşılaştığım ve Ankara havası çalan Türk kebapçılarından daha şaşırtıcısı, Tokyo’da Türk olduğumu söylediğim herkesin dondurmamızdan bahsetmesi. Nedir bu dondurma hikâyesi diye çözmeye çalışırken Maraş dondurmasının Tokyo’da efsaneye dönüştüğünü öğrendim.

Tüyler ürperten hizmetçi kafeler
ÖĞLE

Tokyo’da fetişin yoksa hiçbir şeysin. Kendinizi eksik hissedebilirsiniz. Her türlü fantezi için ayrı bir kafe, her hülya için ayrı bir bar var. Hemşire temasının işlendiği kafe ya da Katolik fetişleriyle dolu bir bar mı arıyorsunuz? Gerçekle Manga dünyası arasındaki çizginin silikleştiği bu ülke tam size göre. Koca koca binalar bu işe ayrılmış; bir katı o fetişin alışverişine, bir katı kafesine, bir katı bilgisayar oyunlarına, bir katı kostümlere ayrılmış. Bunlar arasında en tuhafı, bütün guide’ların ısrarla tavsiye ettiği maid cafe, yani hizmetçi kafeler... Maiddremin adlı bir tanesine gittik. Girişte sizi taş çatlasın 18-19 yaşında, hizmetçi kıyafetleri içinde, kız çocuğu ses tonuyla bir garson karşılıyor. O kafe/bara gittiğiniz için el çırpıp sevinç gösterileri yapmaya başlayınca resmen korkuyorsunuz. Asansöre binip dördüncü kattaki kafeye çıktık. Her yer kız çocuğu odası gibi pembe-beyaz dekore edilmiş. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Alt kattaki girişteki garson olan bir sürü kız var içeride. Hep beraber çalan Hello Kitty’vari çocuk şarkılarına eşlik ederken, siz girince onlar da el çırpıp “Yaşasın yeni müşterilerimiz gelmiş” diyerek sevinçlerini gösteriyorlar. Bir masaya yerleşiyoruz. Hizmetçi kılıklı garsonlardan biri dizlerinin üstünde masamıza yaklaşıp, yine o çocuk ses tonuyla siparişinizi alıyor. Bu sırada parmaklarla kalp yapılarak söylenen bir tekerlemeye eşlik etmenizi istiyor. Siparişinizi alıp ayrıldıktan sonra da her bahanede yere eğilip, etek altındaki fırfırlarını sergiliyor. Bu kadar tuhaf bir yerde ilk kez bulunuyorum. Kimse işin arkasında yatan Manga felsefesinden falan dem vurmaya kalkmasın. Yanımdaki arkadaşım “pedofilinin kurumsallaşmış hali” dedi bu barlar için. 40 yaşında bir adamın çocuk sesli, çocuk görünümlü bu kızlara bakarak içki içip iyi vakit geçirmesini bana izah edemeyeceksiniz.

Haberin Devamı

Sigara içeride serbest açıkhavada yasak
7 X 24

Tokyo’da hemen her bar ve kafede sigara içilebiliyor. Otellerin de sigaralı odaları var. Sigaranın hoş karşılanmadığı tek alan açık hava. Daha Narita Havaalanı’na iner inmez hissettiriyorlar bu hoşgörüsüzlüklerini. 11 saat uçtum kapıda şöyle bir tellendireyim; yok. Sigara mı içeceksin? Marş marş kabine! Şehrin içi daha beter. Sadece kamu görevlileri değil, sokakta sigara içilmesini halk da çok yadırgıyor; belirli aralıklarla oluşturulmuş, sigara köşelerine gitmeniz bekleniyor. Şu minvalde bir açıklamaları var: Kafeler, barlar özel yerler. İstersen gitmeyebilirsin. Ama sokaklar hepimizin; kirletmeye hakkın yok...

Haberin Devamı

10 tip Tokyo kadını

1. Yomamba: Japonya’nın gotik kızları. Soluk değil ekstra bronz bir ten, beyaz ruj, göz kalemi ve göz çevresine gölge, paçavra kıyafetler, beyaza yakın sarı saçlarla dolaşıyorlar. Amaç, hayalet gibi gözükmek. Ya da bir fotoğrafın negatifi gibi.
2. Kimochi kızı: Bir binanın önünde durmuş, “kimochi” diyerek kolunuzu çekiştiren kız. Koyu ve donuk renkli kıyafetleri ve etrafı tarayan gözleriyle “kimochi” diye seslenen kız ya bir hayat kadını, ya bir masöz ya da ikisi birdendir. “Kimochi”, “iyi hissettirir” anlamına geliyor.
3. Sırada bekleyen Japon kız: Sizinle konuşmak için can atar ama bir yandan da korkar. İngiliz tarzı bir bardaysanız, şansınız daha da yüksek.
4. Altın avcısı: Bu kızları Rappongi Plajı’nda çekici ve partiye hazır bir halde bulabilirsiniz. Rehberler soyulma ihtimalinizin çok yüksek olduğunu söylüyor. İyi şanslar.
5. Yaşlı adamlarla takılan okul kızları: Yanındaki adam onun babası değil. Üstündeki kıyafeti ona kim satın aldı zannediyorsunuz?
6. Kulüp kızı: Dışarıya gösterdiğinden daha iyi İngilizce konuşur. Kıvrımsız vücudunu saymazsanız, bildiğiniz kulüp kızlarının aynısı.
7. İş kadını: Siyah döpiyes takımıyla gezer ve nazik erkeklerden, en önemlisi de patronuna benzemeyen erkeklerden hoşlanır. Yabancı dil bilmeyen Japonlar arasında yabancılarla iletişime en açık kadın tipi.
8. Bardaki Koreli kız: Buraya okumaya gelmiştir ve genellikle Kore’den olmayan her şeyden korkar. Hayır, İngilizce konuşmaz. Ve zorunda kalmadığı sürece Japonca da konuşmaz.
9. Kendi ülkesi dışında yaşayan beyaz kız: Barda karşılaştıysanız sarhoş olmaya, kendi dilinden konuşan ve düzgün görünen herhangi biriyle konuşmaya çok hazır. İyi bir dinleyici olursanız, onun beyaz atlı prensi olabileceğiniz söyleniyor.
10. Kendi ülkesi dışında yaşayan ve akıcı Japoncaya sahip beyaz kız: Japoncayı ileri seviyede öğrenmek için bolca boş vakti olduğuna göre başka yerlerde çok arkadaş edinememiş demektir. Israrcılığı tehlikeli olabilir, uzaklaşın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!