Dans etmeye devam

Güncelleme Tarihi:

Dans etmeye devam
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 1998 00:00

Haberin Devamı

Kimsesiz çocuklara yardım amacıyla sokakta dans ettikleri için polis tarafından karakola götürülen 4 küçük kız, olaylardan çok etkilenmelerine rağmen son derece kararlı. 4 küçük dansçı, ‘‘yardım amacıyla dans etmeyi sürdürüeceğiz’’ diye konuşuyor.

İzmir Karşıyaka'da 5 mahalle arkadaşı: 11 yaşındaki Buse Kaplan, 14 yaşındaki ablası Gözde Kaplan, 11 yaşındaki Canan Çiçekdenk, 15 yaşındaki Yasemin Demetel ve 11 yaşındaki Aylin Üçel, okulda, tatilde hep birlikteler. Aileleri de iyi görüşüyor. Bir gün polis amcaları onları karakola götürdü. sorguya çekti. ‘‘Hangi örgüt dans ettirdi sizi?’’ dedi.

Ellerindeki kartonda yazılı olan ‘‘Bu gösteri kimsesiz çocuklar yararınadır. Toplanan paralar Kimsesiz Çocuklar Vakfı'na bağışlanacak. Yardımlarınızı bekliyoruz’’ cümlelerine bakıp ‘‘Örgüt pankartı, örgüt bayrağı’’ dediler. Kollarından çekip nezarethaneyi, içerideki sarhoşları gösterdiler ve ‘‘Atarız sizi buraya!.. Şu kadar sıçanlar var orada!..’’ diyerek korkuttular.

Karakolun penceresinden meraklı gözler onları izledi. Daha da şaşırdılar, daha da korktular. Ne yapmışlardı?.. Kimsesiz çocuklar için dans etmek bu kadar büyük suç muydu?..

Canan'ın şehit polis kızı olduğunu da umursamadılar. Onun da adını tutanağa geçirdiler.

ÖZÜR BORCU

Polis amcaların bu birbirinden şirin, birbirinden zeki ve sorumlu bu küçük kızlara bir özür borcu var. Çocuklar o kadar olgun, o kadar iyimserler ki. İlk defa girdikleri karakolda, boylarını aşan suçlamalarla karşılaşmalarına rağmen ‘‘Polisleri önceden nasıl biliyorsak yine öyle biliyoruz. Hiçbir şey değişmedi. Onları yine seviyoruz’’ diyorlar. Ama biraz kırgın eklemeyi de ihmal etmiyorlar: ‘‘Yanlış davrandılar!..’’

Yasemin, ‘‘Bugüne kadar örgüt bayrağı nedir bilmiyorduk. Şimdi öğrendik’’ diye konuşuyor. Sarı kartona maviyle yazı yazınca, iki rengin bileşiminden ortaya yeşil rengin çıktığını resim derslerinde herkesin öğrendiğini söylüyor. Bunu polislerin bilmemesine şaşırıyor.

Buse, okulunda ve arkadaş çevresinde çok sevilen, lider ruhlu bir çocuk. Folklor ve voleybolda iddialı. Bu nitelikleri, ablası Gözde'nin duyarlılığıyla birleşince iki kardeş, sokak çocukları için harekete geçmişler. Dokuz aydır Karşıyaka sokaklarında dans ediyorlar. Komşuların ve semt sakinlerinin tepkisi hep olumlu, destek verici olmuş. Baba Cumhur Kaplan, ‘‘Bu süre içinde tek olumsuz tepkiyle ya da uyarıyla karşılaşmadık’’ diyor. Ama işin polis karakoluna varacağı ne velilerin, ne de çocukların aklına gelmemiş. Hele çocukları alan polislerin Terörle Mücadele Şubesi'nden olması, hepsinde şok etkisi yaratmış. Veliler, ‘‘Polisin yapması gereken, bizlere telefon edip çağırması, bizi muhatap almasıydı’’ diye konuşuyorlar.

YILMAK YOK

Polis, velilere 10 maddelik bir prosedür sunmuş, ‘‘Gerekli işlemleri yapın, vakıf kurun, çocuklara dans izni verelim’’ diye... Ama bu işlemler o kadar uzun ve zor ki, veliler ‘‘Biz yerine getiremeyiz’’ diyorlar. Peki bundan sonra dans edecek mi çocuklar? Cumhur Kaplan ‘‘Elbette’’ diyor ‘‘Yılmadılar. İnat ettiler. Yasak da olsa edecekler. O zaman sokaklarda polislerle kovalamaca mı oynayacaklar, bilemiyorum.’’ Buse, en inatçıları: ‘‘Kimse olmasa bilme tek başıma dans edeceğim.’’

Buse, Gözde, Canan, Yasemin ve Aylin, yaz tatillerinde kimsesiz çocuklar için sadece sokakta değil, çocuk yuvalarında, siyasi partilerin kimsesiz çocuklar yararına verdiği gecelerde de dans ettiler. Kendi çaplarında ün de yaptılar. Gururla anlatıyorlar, Kurban Bayramı'nda kimsesiz çocuklara giysi aldıklarını. Bundan sonra yine dans edecekler, derslerinde yine başarılı öğrenci olacaklar. Büyüyünce Gözde tekstilci, Buse dansçı, Aylin çocuk doktoru, Yasemin ise koreograf ya da uluslararası ilişkiler uzmanı olacak.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!