’Dank’ diye bir ses duyduysanız...

10’uncu Türk Kurultayı’nda Başbakan çekici eline alıp (Türklerin Ergenekon’dan çıkışlarını temsilen) örse vurmaya yanaştığında demek ki korkmuşum.

Çünkü ben Başbakan’ın hareket eden şeylerden (at, tren, traktör gibi) uzak durması gerektiğini düşünürüm.

O eline çekici aldığında ses tesisatçısının kafası ordaydı.

Ve kafa hareket halindeydi.

(......)

Başbakan "milliyetçi" kesildiği saatlerde, onun Milli Eğitim Bakanı Çelik, Arapça eğitim veren tarikat ve cemaat kurslarının kapatılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Sezer’e kızıyordu.

Cumhurbaşkanı, çağdaş eğitim yerine bu tür ilkel eğitimlerin engellenmesini istemişti. Milli Eğitim Bakanı ise "Cumhurbaşkanı’nın bildiği cumhuriyet karşıtı bir okul varsa bize bildirsin" diyerek, hepimizin bildiği bir gerçeği inkar ediyordu.

*

Çünkü bunların hedefi bağımsız, özgür, onurlu ve kimlikli bir "Türk devleti" değil, bir "İslami devleti"dir.

Ne Başbakan’ın terörist El Kadı’ya kefil olması rastlantıdır, ne imar planları değiştirilerek Türklerin en güzel kenti İstanbul’un Arap emirlerine peşkeş çekilmesi...

Ne tarikatların tüm ülkeyi sarması, ne Arapça eğitim veren vakıfların mantar gibi çoğalması, ne on binlerce cemaat kursunun bodrum katlarını doldurması...

Ne de kılıkta, kıyafette, günlük yaşamda Arap kültürünün toplumumuzu sarıp sarmalaması...

Türklüğü "alt-üst kimlik" tartışmasına açan ilk Başbakan’dır Tayyip Erdoğan.

Söyler misiniz; zerre kadar "milliyetçi" olan, Mustafa Kemal’in laik cumhuriyetini beğenmeyip, orasından burasından değiştirmeye-didiklemeye kalkabilir mi?

*

Pekiii, Türk Kurultayı’na gidip çekiç ile örse vurmak ne oluyor?..

Tiyatro...

"Dank" diye bir ses duyduysanız, bunun halkımızın kafasına "dank etmesiyle" bir ilgisi yoktur.

Sadece; AB’ye girmeye çalışmak, Anıtkabir’e çelenk koymak, liberalleşmek, İsrail’e kızmak, ABD’ye horozlanmak, çağdaşlaşmak, içinde su olan bardağı "şerefe" diye kaldırmak gibi Tayyip Erdoğan’ın bu sefer de "Türkçülük" oyunuydu.

O kadar...
Yazarın Tüm Yazıları