Dali tablosunu çalan sürreel hırsız

Başarılı, zengin, itibarlı genç bir moda simsarı hobi için Salvador Dali tablosu çalarsa ne olur? New York’ta prestijli bir galeriden elini kolunu sallayarak Dali eserini çalan Fivos İstavrioğlu, şanına yakışır bir kumpasla yakalandı. ‘Kibar hırsız’ın hikâyesi, ‘Thomas Crown Affair’ filmini aratmıyor

Haberin Devamı

Geçen hafta haber ajanslarının geçtiği bir haber Atina’da moda ve medya dünyasında şok etkisi yarattı. New York’ta 19 Haziran’da Madison Caddesi’ndeki ‘Venus Over Manhattan’ galerisinde sergilenen Salvador Dali’nin 1949’da yarattığı ‘Cartel del Don Juan Tenorio’ adlı tablosunu çalan Yunan vatandaşı Fivos İstavrioğlu (29) John Kennedy Havaaalanı’nda yakalanmıştı.
Güvenlik kameraları, kimliği hemen tespit edilen İstavrioğlu’nun ebatları küçük, değeri ise 150 bin dolar olan tabloyu asılı olduğu duvardan sakin bir şekilde indirip yine sakin bir şekilde çantasına koyarak uzaklaştığını an ve an tespit etmişti. Parmak izleri ise diz boyu...
Sürrealist Dali’nin tablosunu çalan İstavrioğlu eğer aptal değilse ya da psikolojik bir sorunu yoksa, hırsızlıkta da sürealistti yani.
İstavrioğlu uçağa binip hemen Atina’ya döndü ama fotoğrafları dünyanın dört bir yanında havaalanları ve limanlara dağıtılmıştı. Amerikan polisi tarafından arandığını duyunca ‘Cartel del Don Juan Tenorio’yu çerçevesinden çıkarttı ve alelade bir karton rulonun içinde postayla New York’taki galeriye geri yolladı. Nerden bilsin polisin tablo iade edildi diye işin ucunu bırakmayacağını...
Yine sürrealist bir dedektif, kendisine galerinin sahibi süsü vererek Yunan hırsızla temas kurdu ve “Seni galerimde danışman yapacağım” vaadinde bulundu. İstavrioğlu inandı, New York’a uçtu ve havaalanında kelepçeleri bileklerinde gördü.

Haberin Devamı

ÇIPLAK POZLARIYLA DA GÜNDEMDEYDİ

Hırsızın marifetleri Atina’da moda ve medya dünyasını çalkaladı. Zengin bir ailenin çocuğuydu Fivos İstavrioğlu. Atina Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden mezundu. Ardından da Londra’daki Middlesex Üniversitesi’nde yüksek lisans. L’Officiel Home, Life and Style ve Vogue dergilerinin Yunan edisyonlarında çalıştı. Sonra Milano’ya taşınıp, moda devlerinden ‘Moncler’in üst düzey yöneticiliğini yaptı. ABD’de bir sürü ünlü giyim markasının mümessili ‘Showroom Seven’in halkla ilişkiler bölümünde de çalıştı bir süre.
Daha bir süre önce bir dergiye çıplak poz verip Yunanistan’daki  ekonomik krizi “Atina’nın tarihi ile iftihar ediyorum. Ancak, bugün yaşadıklarımız bir kaos” diye anlattı.
Dostları “Delirmiş olmalı. Başka izah tarzı yok. Böylesi bir kariyeri mahvetti” diyorlar.
Tabloyu satmak için çalmadığını ileri sürüyorlar. Kleptoman olduğunu iddia edenler de var. Onu tanıyanlardan bazıları ise Fivos İstavrioğlu’nu ‘Thomas Crown Affair’ filminin sırf adrenalini yükselsin diye galerilerden ve müzelerden paha biçilmez eserleri çalan kahramanına benzetiyorlar. Yazılanlar doğru mu bilmem ama birkaç yıl önce de ABD’de organik gıda maddeleri satan bir süper marketten meyve suları çalarken yakalanmış.
İstavrioğlu havaalanında yakalandıktan sonra sevk edildiği savcılıkta 100 bin dolar kefaletle serbest bırakıldı. Davaya ise önceki gün bakıldı. “Masumum. Bilerek yapmadım. Bir aptallık ettim işte” diye savundu kendisini. Hâkimi ikna etmiş olsa gerek ki sadece 9 bin 100 dolar para ve ABD’den sınırdışı edilmesi cezasına çarptırıldı.

Yazarın Tüm Yazıları