Dalganın öldürücü gücü

Güncelleme Tarihi:

Dalganın öldürücü gücü
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2005 00:29

100 binin üzerinde ölü... Bu inanılmaz bir sayı ve insanlığın tsunamiye ve depreme yenik düştüğü en büyük felaketlerden biri. Güney Asya’da geçen pazar günü meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından sahilleri vuran tsunaminin yol açtığı felaket, 1900 yılından bu yana en büyük beşinci, son 40 yılınsa en büyük depremi.

Kuzey Sumatra açıklarında, Hint Okyanusu’nda yerin 40 kilometre altında meydana gelen depremin yarattığı 5-10 metre yüksekliğindeki dev dalgalar, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları’nı vurdu.

Korkunç tsunami dalgaları inanılmaz bir süratle sahil şeritlerini süpürdü. Plajlardaki insanları sürükleyip attı, binaları yıktı, otomobilleri devirdi, tekneleri kağıt gibi savurdu.

Okyanusun gücü başka. Yeraltında büyük levhaların hareketi sonucu oluşan 1000 kilometrelik kırılmalar ve kıtaların yer değiştirmesinin yarattığı korkunç enerji, okyanuslarda oluşan ekstra devasa enerjiyle birleşip tsunamileri yaratınca, sonuçları asla öngörülemez böyle bir felaket tablosu ortaya çıkıyor.

Üstelik, hepimiz, bütün dünya, 9 büyüklüğünde ve 1000 kilometrelik bir kırılmaya yol açan depremi unuttu ve tsunamiyi konuşuyoruz.

Çünkü ölümlerin büyük çoğunluğunu, okyanusların inanılmaz enerjisi yarattı!

Tsunaminin yarattığı dalgaların etkisinin depremin etkisinden çok daha zarar verici olması, ilgiyi yeniden, adını Japonca ‘liman dalgası’ sözcüklerinden alan tsunamiye çevirdi.

Dehşeti yaşayanlar ‘O her zaman duyduğunuz dalgaların sesinin 1000 kat fazla olduğunu gözünüzde canlandırın’ diyerek, müthiş bir uğultuyla kıyılardaki otellerin, evlerin içine giren, insanları, araçları ağaçların tepelerine savuran suyun o inanılmaz gücünü tanımlamaya çalıştılar.

Peki nedir tam olarak tsunami? Nasıl oluşur? Korunmanın yolları nelerdir?

Açıklarda 800 km hızla giderken fark edilmiyor kıyıya doğru hızı azalıyor ve iyice devleşiyor

Tsunami adını, Japonca liman dalgası anlamına gelen ‘tsoo nah mee’den alıyor. Güney Amerika’da ise bu sismik deniz dalgalarına ‘maremoto’ adı veriliyor. Yine de gerek bilim insanları gerekse Pasifik halkları için en yaygın kullanılan isim, tsunami.

Tsunami, ayın hareketlerinden kaynaklanan gelgit dalgalarından farklı. Depremlerle ya da su altındaki plakaların kayması sonucu oluşuyor. 800 km hızla hareket ediyor. Milyarlarca ton suyu harekete geçiyor. Sığ sulara girdiği zaman hızı düşüyor, ancak boyu yükseliyor. Pasifik’te sık sık volkanik patlamalar sonucu daha az etkili tsunamiler oluşuyor.

Tsunami, yerel, bölgesel ve Pasifik kapsamında olmak üzere sınıflandırılıyor. Yerel tsunamiler volkanik patlamalar yada deniz altındaki plaka kaymaları sonucu gerçekleşiyor. Bölgesel tsunamiler en sıklıkla karşılaşılan tür. Gerek ortaya çıkan enerji tüm Pasifik’i kapsayacak güçte olmadığından gerekse alanın jeomorfolojik özelliklerinden dolayı bu tür tsunamilerinin verdiği hasar da yerel kadar dar kapsamlı olmasa da yine de sınırlı kalabilir.

Tüm Pasifik’i etkisi altına alan tsunamiler çok daha ender meydana gelmesine karşın tahmin edilebileceği üzere tahrip ettiği alan son derece geniş. Buna da 22 Mayıs 1960’ta meydana gelen ve tüm Pasifik boyunca Şili’den Hawaii’ye, Japonya’ya ve Filipinler’e kadar birçok ülkeyi etkileyen tsunamiyi gösterebiliriz.

DENİZ DENGELENSİN DİYE OLUYOR

Tsunami, deniz yüzeyinin kısa bir zaman dilimi içinde geniş ölçekli olarak karışmasından, altüst olmasından kaynaklanan dalgaların oluşturduğu bir sistem. Denizin eski dengesini bulması için meydana gelen bir seri dalgalanma.

Tsunaminin oluşmasına neden olacak etmenler arasında, deniz altındaki volkanik patlamalar, deniz altında yer katmanlarının yer değiştirmesi, bir körfez ya da doğal limanda kıyısal toprak kaymaları, meteor etkisi ve yer kabuğundaki kırılmaların okyanusun altından geçecek şekilde olması sayılabilir.

Bunların arasında en yaygın olanı yer kabuğundaki kırılmalardır ki, depremlerin de oluşmasına en çok bu kırılmalar sebep olur. Ancak denizde ya da deniz kıyısındaki depremlerin hepsinin tsunami ile sonuçlanacağını söylemek doğru olmaz.

Büyük bir deprem olduğunda, ortaya çıkan enerji çok farklı hız ve sıklıklarda olur. Tsunami Uyarı Sistemi, 3 belirleyici sismik dalga fazı üzerinde yoğunlaşır. İlki P-dalgası diye tanımlanır. Bir sismik istasyonda ilk kaydedilen fazdır ve depremin ilk işaretini verir. İkinci faz, S-dalgası diye tanımlanan ikincil dalgalardır. Depremin yerinin daha iyi belirlenmesine yardımcı olur. Üçüncü sismik faz, yer değişiminden kaynaklanan deniz yüzeyindeki dalgalardır. Richter ölçeğindeki büyüklüğün tam olarak ölçülmesinde temel alınır.

Tsunami, oluştuğu alan içinde farklı yönlerde hareket eder. Ana enerjinin dağılma yönü ortogonaldır. Hızı suyun derinliği ile orantılıdır. Derin ve açık okyanus bölgelerinde saatte 500-1000 kilometre hızla hareket eder. Birbirini takip eden iki dalga arasındaki uzaklık 500-650 kilometre uzunluğunda olabilir. Okyanus açıklarında dalga yükseklikleri 30-60 santimetre arasındadır. Ve dalgalar fazla fark edilmez.

İLK BELİRTİSİ SUYUN ÇEKİLMESİ

Ancak daha sığ sulara doğru yaklaştıkça, dalgaların hızı azalır, dalgalar arası mesafe kısalır buna karşın dalga yükseklikleri çok fazla yükselir.

Yaklaşmakta olan tsunaminin ilk gözle görülür belirtisi suların kısa bir zaman dilimi için çekilmesi olur. Ancak kimi durumlarda su seviyesinde bir yükselme de gözlendiği olmuştur. (1960 yılında Şili’deki tsunamide olduğu gibi.)

Tsunami tek bir dalga değil bir dizi dalgadan oluşur. En şiddetli dalgalar ilk 10 ila 45 dakika arasındadır. Bazen tahrip edici dalgalar saatler boyu sürebilir. Denizin normal halini alması ise birkaç gün alabilir.

MARMARA’DA TSUNAMİ SENARYOLARI

Marmara’da muhtemel büyük bir depremin dev dalgalara yol açıp açmayacağını, Türk bilim adamları da araştırdı. Bu konuda üç ayrı araştırma dikkat çekiyor. Birincisi, ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ve arkadaşları, Marmara’da tsunami olabileceğini gösterdi. ODTÜ ve Güney Kaliforniya üniversiteleri işbirliğiyle yapılan araştırmalarda ortaya konan senaryolara göre, Marmara’da 4 metre ve daha yüksek tsunami dalgaları oluşabilir ve bunlar 5 dakikada karaya ulaşabilir. Son bin yılda Marmara’da 11 tsunami olayının meydana gelmiş olduğunu anlatan bilim adamları, ‘17 Ağustos’ta meydana gelen 2.52 metrelik tsunami ile bu sayı 12’ye yükseldi’ görüşünde.

İkinci olarak İTÜ’den Dr. Sinan Özeren ve Nazmi Bostancıoğlu’nın, Deniz Harp Komutanlığı’nın talebi üzerine yaptıkları ilginç araştırma da benzer sonuçlar verdi: ‘Marmara’da fayların kırılmasıyla tsunami dalgaları tahminen 5-7 metreye yükselebilir.’

Son olarak Yıldız, Boğaziçi, İstanbul Teknik ve yine Ortadoğu Teknik üniversitelerince hazırlanan ‘İstanbul Deprem Master Planı’ raporunda da, tsunaminin risk alanları içinde Harem Otogarı, Doğu Marmara Sahil Yolu’nun Maltepe - Kartal arasında kalan bölümü ve Tuzla Tersanesi sayılıyor.

Raporda Marmara’da yaşanacak tsunami ve etkileriyle ilgili senaryolar şöyle sıralanıyor:


1) Ana fay kırılırsa dalgaların Yenikapı’ya erişme zamanı 5 dakika, Armutlu’ya erişme zamanı ise 10 dakika. Dalgaların yüksekliği, kuzeyde 8 kilometreden uzun sahil şeridinde 3 metreyi, güneyde ise Armutlu Yarımadası’nın kuzey kıyılarında 2.5 metreyi geçer.

2) Ana fayın kırılması durumunda, dalganın kuzey kıyılara (Silivri ile Marmara Ereğlisi arası) erişme zamanı 5 dakika, güney kıyılara (Kapıdağ Yarımadası) erişme zamanı ise 12 dakika. Dalganın tırmanma yüksekliği, kuzey kıyılarda uzun kıyı şeridinde 3 metreyi, güneyde ise Kapıdağ Yarımadası’nın kuzeyinde 2.5 metreyi geçer.

3) Normal atımlı fay olan Armutlu fayının kırılması halinde tsunami etkisi daha fazla olup kuzey ve güney kıyılarda dalga tırmanışı 4 - 6 metreyi bulur.

7 SORUDA GÜNEY ASYA FELAKETİ

Güney Asya’yı vuran son felaket nasıl meydana geldi?

Endonezya’nın Banda Aceh kentinin 245 kilometre güneydoğusunda, okyanus tabanının 40 kilometre derininde gerçekleşen dev sarsıntı, bin kilometrelik fayı harekete geçirdi. Fayın harekete geçmesi ve okyanus tabanında meydana gelen çökme sonucunda, milyarlarca tonluk su kütlesi harekete geçti. Saatte 800 kilometre hızla ilerleyen dalgalar, 1.5 saat sonra ulaştıkları Sri Lanka açıklarında aniden yavaşladı. Ancak dalgalar, hız kaybının etkisiyle 6-10 metre yüksekliğe ulaşarak 150 kilometre süratle kıyıya vurdu. Dalgaların 4 bin 600 kilometre uzaklıktaki Afrika’ya ulaşması ise 5 saati buldu.

Bölgedeki sarsıntılar devam etti mi?

9 şiddetindeki depremin ardından artçı şoklar oldu ve halen de devam ediyor. İlk iki gün yaklaşık 5 ve üstü şiddetlerinde 40’a yakın artçı deprem gerçekleşti. En büyükleri 7.5 şiddetinde oldu ve asıl depremden 3 saat sonra meydana geldi. Artçı şoklardan kaynaklanan tsunamilerin oluştuğuna ilişkin bir veri yok. Geçmiş deneyimlerden artçıların sayısının zaman içinde azalacağı biliniyor.

Bu deprem yeni büyük depremlerin oluşma olasılığını nasıl etkiliyor?

Bu deprem Hindistan levhası ve Burma levhası arasındaki sınırda ve boylu boyunca tektonik gerilimi yeniden dağıttı. Bazı bölgelerde bu gerilimin yeniden dağılımı yeni büyük bir depremin meydana gelme süresini kısaltacaktır. Ancak bazı bölgelerde yine bu yeni dağılım sonucu büyük bir depremin oluşma süreci daha da uzamış olacak. Bunun için önce bu oluşan depremin detaylı incelenmesinin sonuçlanması gerekmektedir. Yeni veriler ışığında hangi bölgelerin daha tehlike altında olduğunu tahmin etmek söz konusu. Ancak teknoloji bu tahminlerin ne denli gerçeğe yakın olduğunu söylemek için henüz yeterli değil.

Makari Adaları’nda meydana gelen 8.1 büyüklüğündeki depremden 3 gün sonra bu deprem oluştu. Aralarında herhangi bir bağlantı var mı?

Bu kadar kısa zaman dilimi içinde bu kadar iki büyük depremin meydana gelmesi gerçekten şaşırtıcı. Ancak ikisi arasında bir bağlantı kurmak zor görünüyor. Çünkü birbirlerinden çok uzak mesafedeler ve farklı fay hatları üzerinde bulunuyorlar. Mackari sırtı Pasifik-Avustralya fay hattı üzerinde ve sağa doğru eğimli (right lateral). Sumatra depremi ise Hindistan ve Burma faylarının kesiştiği noktada oluştu.

Bu depremin dünyanın yörüngesi üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

Dünyanın yer kabuğunun kütlesinin deprem sonucu yeniden dağılımının yörünge üzerinde son derece küçük bir etkisi oldu. (Günde saniyenin çok küçük bir dilimi kadar)

Tsunaminin meydana geleceği konusunda halkı uyaracak bir sistem yok mu?

Pasifik Tsunami Uyarı sistemi Pasifik bölgesinde oluşacak tsunamileri gözlemekten sorumlu bir sistem. Ancak ne yazık ki Bengal Körfezi’nde böyle bir sistem yok. Hem de bir önceki felaket de bu bölgede yaşanmasına karşın.

Bölgede meydana gelen 8 şiddetinden daha büyük hangi depremler var?

1900 yılından 26 Aralık gününe kadar geçen zaman zarfında en büyük deprem 2000 yılında Sumatra’nın güneyi ile Andaman Adaları arasında meydana geldi. Büyüklüğü 7.9 idi. 1797 yılında 8.5, 1861 yılında 8.5, 1833’te ise 8.7 şiddetinde de depremler oldu. Bunların üçü de son depremin güneyinde gerçekleşti. Paleoseismik veriler büyük depremlerin her 230 yılda bir meydana geldiğini ortaya koyuyor.

Kaynak: USGS (Birleşik Devletler Jeolojik Gözlem) kurumu ve internetteki tsunami sayfaları
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!