Daha fazla kötü kız lazım

Güncelleme Tarihi:

Daha fazla kötü kız lazım
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hayatı mizh dergisinden öğrendim

İçime kapanık, espiri yapmayan bir kızdım. Zamanla espiri bulmayı öğreniyorsun. Ben bütün hayatı mizah dergisinde öğrendim. Çünkü kahveye gidemeyiz, gece sokağa çıkamayız, hayata dair herşeyi burada öğreniyorsun. Erkekler de bizi unuttular. Yanımızda herşeylerini konuştular. Bütün zaaflarını, komplekslerini her şeyi öğrendim.

Halen, Hıbır ve Pazartesi dergilerinde yayınlanan karikatürlerinin kahramanları da kadın. Ama o en çok Radikal Gazetesi'nde çizdiği ‘‘kötü kız’’la ortalığı birbirine katıyor. Ramize Erer'in kötü kızı, kendiyle barışık, güçlü, özgür, bazen patavatsız, bazen tok sözlü, bazen çalışan kadın, bazen öğrenci, her gün sevgili değiştiren, her kılığa giren bir ‘‘kötü kız’’. Biz kadınların ‘o kötü değil’ erkeklerin ise ‘‘bırak ya şey o şey’’ dediği bir kızcağız. Şey dedikleri neyse? İçimizden biri değil belki ama keşke yanımızda olsa da bizim söylemeye cesaret edemediklerimizi o söylese dediğimiz insanlardan. Şimdilik pek yok bu kızlardan ama buna da şükür. Çizgi kahraman olarak da olsa tahammül edebiliyoruz ya... Belki yakın zamanda gerçek kötü kızlar da olur ve sevgili çok bilmiş toplumumuzla barış içinde yaşar. Hal böyleyken bize de ‘‘kötü kız’’ın yaratıcısı Ramize Erer'le konuşmak kaldı... İşte sahibinin sesinden kötü kız!

Kötü kız kim?

- Aslında onu pek tarif etmek istemiyorum çünkü kendime de tarif etmiyorum. Bazen, çalışan kadın, bazen öğrenci, duruma göre değişiyor. Çünkü yaşını, mesleğini belirlersem onu sınırlamış olurum , dolayısıyla kendimi de sınırlamış olurum.

Hayat görüşü ne?

- Hayatın yarattığı bir şey aslında. Bir keresinde bir espiri vardı. Ezik büzük bir arkadaşı kötü kıza sevgilisinin kendisini nasıl terkettiğini, bütün yaptıklarına rağmen adamın çekip gittiğini anlatıyordu. Kötü kız da ‘‘Beni zaten siz kötü yaptınız. Şimdi gidicem o Cem adisiyle yatıcam ve terk etmek neymiş göstericem ona’’ diyor. Biraz da böyle bir şey kötü kız olmak.

İntikamcı mı?

- Evet. Biraz kadınlardan yana ama onları anında satabilir. Biraz kadınların yarattığı bir tip.

Feministler seviyor mu?

- Seviyorlar. Aslında bütün kadınlar sahiplendi onu. Ben tersini beklediysem de. Demek ki hayatla denk düşen bir yanı var. Ben de çok eğleniyorum çizerken. Ezik kadın çizmekten çok sıkıldım çünkü.

Erkeklerin tepkisi ne?

- Onlar da seviyor ama bıyık altından gülerek, ne bileyim başka şeyler oluşuyor onların kafasında.

Neler oluşuyor?

- Yani hafif bir kız. Gerçek hayatta nasıl bakıyorlarsa kadınlara, bu tipe bile öyle bakıyorlar. Dergiden bir arkadaşım hem çok güldü espiriye hem de ya sen bir orospu çiziyorsun, dedi. Ama kadınlar öyle görmüyor. Kendilerini buluyorlar.

Herkesin içinde bir kötü kız var mı?

- Olabilir. Bilemiyorum. Kötü kız kötü de aslında. İşte patrondan zam isterken patates soğandan bahsetmiyor da dantelli çorabını gösterip ‘‘bu el kadar çorap kaç para biliyor musun’’ diyor ve öyle zam istiyor.

Bu çorap gibi hikayeleri etrafınızdaki kadınlardan mı çıkarıyorsunuz?

- Çorap alırken verdiğim korkunç paradan çıkarıyorum. Sonra aklıma geliyor, tamam ben evde çalıştığım için işimi gecelikle yapıyorum belki ama bir sürü kadın her gün çok bakımlı bir şekilde işe gitmek zorunda. Ama bir çoğunun da maaşı yetmiyor. Ve aynen bu durumda oluyorlar.

Neden ismi ‘‘kötü kız’’?

- O dışarıdan bir bakış. Bence o kötü bir kız değil. Belki de öyle olunması gerek. İyi kız desen zaten ortalık iyi kız kaynıyor kimsenin ilgisini çekmeyecek. Onları şaşırtan kötü kız olacaktı.

GERÇEĞİ, BİR ARKADAŞIM

Kötü kıza ihtiyacı mı var Türkiye'nin?

- İhtiyaç mı bilemiyorum ama kadınların da hakkı var kötü olmaya. Çünkü bir sürü erkek öyle yaşıyor ama kötü erkek diye bir şey yok. Çok doğal bir şey hata yapmamak enayilik.

Daha fazla kötü kızın olması iyi mi olurdu?

- Tabii. Diğer kadınları da rahatlatır. Sıkılmazdık bu kadar.

Peki çoğalıyorlar mı?

Kadınlar biraz daha rahat yaşamaya başladılar galiba ama bilmiyorum. Urfa'da vitrine baktı diye kızı bıçakladılar. Bunlar da var. Ama çoğalmasını istiyorum.

Etrafınızda kötü kızlar var mı?

- Aslında ben kötü kızı bir arkadaşımdan esinlenerek yaptım. Kötü kızın çok fazla sevgilisi var ya arkadaşımın da bir çok sevgilisi vardı. Sonra kız arkadaşım sevgililerine ‘‘Kötü Kız benim, Ramize beni çiziyor, okuyun’’ demiş. Onlar da okumuş. İki hafta sonra ikisi de terk etmiş arkadaşımı. Etrafımda var tabii ama bir de okuyuculardan çok mektup alıyorum. Böyle bir özenti de var. Çizgi kahraman bile umut veriyor.

Sizde kötü kızın herhangi bir yönü var mı?

- Ben aslında çok iyi bir kızdım da bunları çize çize kötü oldum galiba. Söyleyemediğim şeyleri kötü kıza söylettiğim oluyor. O yüzden belki gerçek hayatta söyleme ihtiyacı olmuyor. .

En çok nereden malzeme çıkıyor, kız kıza muhabbetten mi aile ortamından mı?

- Herşeyden. Ama bazen düşünüyoruz bu ev içi kavgalar ne kadar çok malzeme çıkarıyor diye. Ama en çok yemek yaparken. Ya da çocuğa mama yaparken. O yüzden ölçü kaçıyor bazen. Ama espirinin ne zaman geleceği hiç belli olmaz.

Kötü kızı üzerine alınıp size bozulan oluyor mu?

- Yaşadığım şeyleri çizdiğim oluyor ama o orada o kadar değişiyor ki. Ben bile alınamıyorum sonra.

Feminist misiniz?

Tabii. Öyle diyorum çünkü öyle yaşıyorum. Kendi ayaklarımın üzerinden durmak istiyorum, kendi paramı kazanmak istiyorum. Bunlar da zaten feministlerin istediği şeyler. Ama onun politikasını yapmıyorum, meydanlara çıkmıyorum, yumruğumu sıkmıyorum. Çizgilerle destek veriyorum. Feministlerin olmasını da istiyorum. Onların yaptıkları çok doğru. Kadınların yalnız hissetmemesini sağlıyorlar.

Kendinizi mecbur mu hissediyorsunuz kadın söylemcisi olmaya?

- Zorunlu değil ama o baskı, o çelişki çok fazla malzeme veriyor size. Dolayısıyla bütün hayatınızı etkiliyor ve işinize de yansıyor. Bütün kadınlar güldürülen insan konumunda. Espiri yapabilmeniz için tamamen sınırsız olmanız gerek. Bir kadın cinsellikle ilgili bir espiri yapamaz örneğin. Ama erkek yapar ve ona gülünür de. O yüzden çok şaşırılıyor burada kadın çizere. Güldüren pozisyonunda oluyoruz.

Kadın konusuyla çok sınırlı olduğunuzu hiç düşündünüz mü?

- Kadını hep bir problem dolayısıyla anlatıyordum eskiden. Ama şimdi kadının kendisini anlatmaya başladım. Hep bir probleme bağlı olarak kadını anlatmak mizahı kısıtlıyor. Şimdi evet bir kadın çiziyorum ama o bir tip aslında. Kadın çizerlerde hep o vardır, bir takım sorunlar vardır ve çözüm beklenir. Ben kimseye çözüm üretmek zorunda değilim, kendi hayatımda üretememişim. Üstelik kötü kızın sevgilisi ağzından erkeğe ait espiriler yapabiliyorum.

Dergide kadın olmak nasıl?

- Biz kendimiz bir alan yarattık. Önceleri kim bunlar deniyordu bizler için. Kahveye girer gibiydi. Erkeklerin dünyasıydı. O yüzden yıllarca cebelleştik. Onlara ait diye düşünülen bir şeyi onların mekanında yapmaya çalıştık. Yıllarca kendimizi nasıl ifade edeceğimizi bilemedik. Çünkü bizim örneğimiz yok. Üstelik o güne kadar kadın ya ev kadını ya metres ya sekreter diye ayrılıyordu. Ama ben öyle yaşamıyorum. Bir anneyi aynı zamanda cinsel hayatı olan bir kadın olarak çizmek istedim ama çok tepki geliyordu. Erkekler özel şeylerinden sürekli bahsederken, biz edemezdik. Orkidle ilgili bir espiri yaptığımızda zebil gibi mektup geliyordu. Çünkü erkekler hep temiz pak kadın görmek istiyor böyle şeylere tahammül edemiyorlar. Bizim karikatürlerin başına fotoğrafımızı bile koymuştu Oğuz Aral. Çünkü kimse inanmıyordu bizim yaptığımıza.

Çizer çizer evliliği

Çizer çizer evliliği nasıl? (Ramize Erer, Bezgin Bekir'in çizeri ve Leman dergisi Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün'le evli).

- İyi ama ev çok dağınık oluyor. Kağıtlar, boyalar. Ama çok keyifli çünkü sizi çok iyi anlayan biri var evde. Espiriyi yaptığım zaman hemen ona gösteririrm.

Bezgin Bekir o mu geçekten?

- Yok o değil. Tuncay daha da bezgin! Hep yatay pozisyondadır o. Yani otururken bile uzun oturur. Yastık arkasında. Kedileri her bir tarafında. Sandalye üstünde bile uyur.

Keyifli bir şey mi böyle birisiyle yaşamak? Çünkü bu aynı zamanda faturaları asla o ödemeyecek, bir çivi bile çakmayacak , musluklar tamir olmayacak anlamına gelir...

- Kesinlikle çok doğru. Ama artık kabullendim bunca yıldan sonra. Biliyorum ki ben yapacağım. Bazen işim varken bile kalkar çay yaparım. Şimdi çay ister bu diye. Ama bu gibi şeylerden dolayı kavga etmedik hiç.

Neden kocanızın dergisinde çalışmıyorsunuz?

- Özel tercihim bu benim. Kocası sayesinde buralara geldi demesinler istedim. Birçok açıdan kötü bir şey bence. Birbirini sürekli görmek iyi değil mesela. Çok para verir ayrı bir dert az para verir ayrı bir dert. Böylesi daha iyi.

Siz komik kız mıydınız?

- Hayır. İçime kapanık, espiri yapmayan bir kızdım. Zamanla bunu öğreniyorsun. Espiri bulmayı öğreniyorsun. Ben bütün hayatı mizah dergisinde öğrendim. Çünkü kahveye gidemeyiz, gece sokağa çıkamayız, hayata dair herşeyi burada öğreniyorsun. Erkekler de bizi unuttular. Yanımızda herşeylerini konuştular. Bütün zaaflarını, komplekslerini her şeyi öğrendim.

Kül yutmaz Ramize...

- Öyle değil ama tahmin edebiliyorum neden öyle yapabildiğini, erkeğin de ne kadar komik olduğunu anladım. Eskiden çok serttim şimdi anlayışlı olabiliyorum onlara karşı

Acıdınız di mi onlara bütün sırlarını öğrenince?

- Belki de, ha ha ha...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!