Daha enerjik olmanın ipuçları

Kışın tam ortasındayız. Vücudumuzun her zamankinden daha fazla enerji depolamaya ihtiyacı var.

Bugünlerde kendinizi ne kadar formda hissederseniz, baharın ilk günlerine de o kadar sağlıklı ve zinde girebilirsiniz.

- Güne sabah uyandığınız andan itibaren enerjik başlayın. Çok tahıllı ekmeğin içerdiği karbonhidrat vücut ve beyin için tam bir enerji deposu.
- Anti-oksidan içeren besinler hem yorgunluktan hem olumsuz dış etkenlerden hem de zararlı UV ışınlarından koruyor. Bunlara bir kadeh kırmızı şarap ve çikolata da dahil.
- Her gün düzenli olarak 5 sebze ve meyve çeşidi yiyorsanız bağışıklık sisteminizi güçlendiriyorsunuz demektir. Pişmiş, çiğ, konserve ya da dondurulmuş tüm bu besinler kalp hastalıklarına, kansere, şişmanlığa ve diabete karşı oldukça etkili.
- Baharatlar hayatımızda önemli bir yere sahip; tabağımıza güneşi getiriyorlar ve yemeklerimize daha fazla lezzet katıyorlar. Muskat, beyin fonksiyonlarını düzenleyici, zencefil afrodizyak özelliği ile öne çıkıyor.
- Sigaranın ve kahvenin uyarıcı etkisi yanıltıcı. Kısa süreli enerjileri bir süre sonra yorgunluğa dönüşüyor. Tütün, organizmanın vitamin rezervlerini alt üst ediyor. Kendinizi zinde hissetmenin en iyi yolu günlük alınan C vitamini.
- Vücudumuz yorgun ise C vitaminine ihtiyaç duyuyor demektir. Bu vitamin bazı besinlerde doğal olarak bulunuyor. Kivi, böğürtlen, papaya, çilek, maydanoz, brokoli, yeşil biber. Ama dikkat! Taze sıkılmış meyve sularını anında tüketmek gerekiyor. Çünkü bir saat içinde vitaminlerini kaybediyorlar.
- Demir, hücrelere oksijen transportu dolayısıyla organizma için hayati önem taşıyor. Vücutta demir eksikliği yorgunlukla kendini gösteriyor. Doktorlar günde 20 mg demir alımının gerekli olduğunu belirtiyor. Tahıllar, kuru sebze, et, balık ve kuşkonmazda demir bulunuyor.
- Günün kalitesi bir önceki gecenin nasıl geçtiğiyle doğru orantılı. Yorgunluğun pençesinden kurtulmanın en basit yolu ılık bir banyo, akşam hafif yemek, yatmadan önce papatya çayı ya da ıhlamur içmek?

Bu kremler yaşlanma karşıtı

Doğal yaşlanma sürecinin yanı sıra stres ve zararlı dış etkenler de dışarıdan cildimize zarar veriyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen cildin kırışmasına engel olmak mümkün. Kozmetik markalarının yüksek teknolojiyle geliştirdikleri ürünler değişik içerikleri ve teknolojileriyle vücudun en büyük organından zamanın izlerini silmeyi başarıyor.

- Clinique’in yeni güneş korumalı nemlendirici bakımı “Superdefense SPF 25” cilt için gerçek bir kalkan görevi görüyor. Anti-stres teknolojisi cildin kendi doğal koruma ve yenileme mekanizmalarını active ediyor. Cildi erken yaşlanmaya karşı koruyor ve kırmızı yosunun içeriğindeki değerli etken maddeler sayesinde cildin erken yaşlanmasını engelliyor. Böylelikle cildin bağışıklık sistemini artırarak stres hormonlarını elimine ediyor. Sonuçta ciltteki kolajen ve elastin üretimi dengeleniyor, C ve E vitamini gibi anti-oksidanlarla serbest radikallare karşı savaş açılıyor.
- Lancome’un günlük bakımı “Primondiale”, kremsi tekstürü ve LSF 15 ile ilk kırışıklıklara karşı yüksek koruma sağlıyor. Kırışıklıkların oluşmasını engelliyor. Cilt anında pürüzsüzleşiyor ve ten kusursuz bir ışıltı kazanıyor.
- Shiseido’nun zengin içerikli günlük bakım kremi “Benefiance”, yaşlılığın ilk belirtileri kırışıklıklara karşı etkili. Çok yönlü bir koruma etkisi bulunan ürün cildi gün içinde kırışıklıkların oluşumundan, pigmentasyondan, kuruluktan ve dolayısıyla elastikiyet kaybından ve hücreleri zarar görmekten koruyor.
- Cilde daha fazla elastikiyet kazandıran başka bir günlük bakım kremi ise Estee Lauder serisinden “Resilience Lift Extreme Ultra Firming Creme SPF 15”. Yüksek teknoloji ürünü özel “ExtremeLift Complex“ ile daha gergin bir cilt ve sıkı yüz kontürü yaratmada etkili. Ayrıca yoğun içeriği kuru ciltlerin gerginlik hissini de azaltıyor.
- Elizabeth Arden’ın tek dozluk pratik “Ceramide” kapsülleri hem cildin genel anlamda temizliğini hem de yapısını ortaya çıkarıyor. Ayrıca cildin doğal kolajenini desteklerken gergin ve elastik bir görünüm kazanmasını sağlıyor. Sonuçta ince çizgiler ve kırışıklıklar belirgin bir şekilde azalıyor.

Saçlar havada

Defilelerden en yeni saç trendlerini kendinize uygulamak için ince uçlu tarağınızı, firketelerinizi ve saç spreyinizi hazır tutun. Özellikle Fendi’nin 2009 yaz sezonunda öne çıkan “undone” (yapılmamış saç) trendinde uygulama sadece krepe ve sabitleme ile sınırlı. Bu saçın mükemmel bir modele dönüşme hikayesi ise oldukça basit: Temel olarak klasik bir topuz uygulaması baz alınıyor. Saç yukarıya toplandıktan sonra saçlardan bazı tutamlar dışarıya çıkarılıyor ve saç maşası ya da fırçayla şekillendiriliyor. Topuzun sıra dışı görünümü için ise volüm, renk ve bakım türleri öne çıkıyor.

Kışın karamsarlığından kurtulun

Kış mevsiminde birçoğumuz kendimizi çoğunlukla yorgun, bitkin ve hüzünlü hissederiz. Televizyonun karşısında kısa şekerlemelerin iyi geldiğini düşünürüz. Aslında bunlar soğuk günlerin korkulan semptomlarıdır. Ama üstesinden gelmenin yolları da var.
Gündüzler kısalıyor, depresyon daha çok kadınları buluyor. Araştırmalar kendimizi kötü hissetmemizin nedenini bu mevsimde gün ışığının azalmasına bağlıyor. Beyin de reaksiyon olarak melatonin hormonunun üretimini azaltıyor. Uyku hormonu da vücudun biyolojik saatini alt üst ediyor.
Hareket etmek kış günlerinin üstesinden gelmenin en kolay yollarından biri. Öğle yemeği molasını bilgisayarın başında geçirmek yerine, temiz havaya çıkmayı yeğleyebilirsiniz. Hatta küçük bir alışveriş kaçamağı bile yapabilirsiniz.
Bu dönemde hiç olmadığı kadar kendi rahatınızı düşünmelisiniz. Kendinize hafta sonu için evde bir wellness programı hazırlayabilirsiniz; nemlendirici bir yüz maskesi, manikür, rahatlatıcı bir banyo ya da bir güzellik salonunda yaptıracağınız bir masaj aynı zamanda sizi rahatlatacaktır. Gün içinde yapacağınız 20 dakikalık bir uyku kaçamağı da mucizeler yaratabilir. Ama geceleri de uykunuzu yeterince aldığınıza emin olun. Uzun parti gecelerinden, alkolden ve sabahın kör karanlığında sinir bozucu saat alarmından mümkün olduğunca kaçının. Eğer sabah erken uyanıyorsanız, akşamları aynı saatlerden yatmaya özen gösterin.

Yeniden doğmuş gibi hissetmek için

Sinemaya gitmek, sevgilinizle mum ışığında romantik bir akşam yemeği, arkadaşınızla çıktığınız alışveriş turu ya da enteresan bir tiyatro oyunu... Tüm bu aksiyonların amacı düşüncelerinizi başka bir yere yönlendirmek için. Her ne kadar başlangıçta zorlacak olsanız da kısa sürede tadını çıkacağına eminiz. Yaşasın spor...
Eşofmanlarınızı giyin, mayonuzu yanınıza alın ya da sevgilinizle bir dans dersine katının. Hangi sporu tercih ederseniz edin her hareket o meşhur mutluluk hormonu endorfini harekete geçirmeye yetecektir. Bu kış yepyeni bir çehreye bürünmeye ne dersiniz? Yeni bir saç modeli, yeni gardırop, trendi aksesuvarlar. Renk kullanma konusunda cesur davranın. Bu sezon tasarımcılar da bizim mutluluğumuza mutluluk katacak renkler kullanıyorlar zaten.
Yazarın Tüm Yazıları