Çuvaldız

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

Televizyonlardaki Türkçe'nin eleştirisi epey tepki aldı. Olumlu ve olumsuz yanıtlar çok.

Gazetelerdeki bazı hatalar, mesleğin hızlı temposundan doğuyor. Buna şüphe yok.

Nitekim bazı okurlarım benim yanlışlarımı da bulup yollamakta.

Hepsine buradan açıkça teşekkür borçluyum.

Yine de bazı hataların affedilir yanı yok.

Çünkü Romalıların dediği gibi, söz uçuyor, ama yazı kalıcı. Gazetelerdeki yazılar da en az yirmi dört saatlik bir kalıcılığa sahip. O yüzden hepimizin biraz daha dikkatli olmamız gerektiği kanısındayım.

Mesela bir meslektaşım Apo'nun getirilmesi için verilen uçaktan sözederken, ''tahsis edildi'' yerine ''tesis edildi'' diye yazmış. Aynen öyle de çıktı gazetede.

Bir de son zamanlarda bir ''kırsal'' lafıdır aldı yürüdü.

Sözün aslı, ''kırsal bölge''. Nedense bu tamlamayı uzun bulanlar çok. O yüzden ''kırsal'' diye yazılıp geçiliyor.

Bu yanlış kısaltma bir gazetemizin başyazısında yer alınca dayanamayıp doğrusunu yazmak gereğini duydum.

Nepalli Astrolog

Geçen haftaki Nepal sohbetine bir türlü nokta koyamadım.

Bu kez konu yıldızbilimi de denilen astroloji

Fala ve sözde yıldızbilime inanmam. Nedeni, hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğu özdeyişiyle yetiştirilmiş olmam.

Yine de insanın bazen bunlara inanası geliyor. Bilim, tek başına insanın içindeki dinsel veya metafizik gereksinimi karşılayamıyor. O zaman ister istemez bunlara ilgi duyuluyor.

Ben yine de bu tür bir ilgiyi en alt düzeyde tutuyorum. İyi mi ediyorum, bilmiyorum doğrusu.

Nepal Kralı'nın astrologu ile tanışıncaya kadar bu işlerle uğraşanları hiç ciddiye almazdım. Prof. Dr. Mangal Raj Joshi bende bambaşka duygular uyandırdı.

Önce kendisini bir astronom ve astrolog olarak takdim etti. ''Astronomi bilimini iyi bilmezseniz astrolojiyi kavrayamazsınız'' dedi. Kendi eğitimi de astronomi üzerine. Ayrıca coğrafya eğitimi de görmüş. Tıpkı Nepal Kralı gibi. Bu açıdan kral ile kendisi meslektaş.

Prof. Joshi, bir astrologta önce hesap yapma bilgisi olması gerektiğini anlattı. Onu, gözlem yapma ruhu izlemeliymiş. Kendisi her iki ilkeyi Batılı anlamda bilimsel bilgi olarak niteliyor. ''Ancak bu temeller üzerine, öngörünün gücünü katarak astrolojiyi kavrayabilirsiniz'' diyor.

Bir başka deyişle, önce beden, sonra ruh.

Bu bana Aziz Pavlus'un ''litera occidit, spiritus autem vivificat'' (şekil öldürür, ruh ise can verir) sözünü hatırlattı.

Kendisi bilimlerin objektif ve sübjektif olarak ikiye ayrıldığını söylüyor. Objektif bilimleri görüleni anlatanlar olarak tanımlıyor. Sübjektif olanların için ise, soyut olguları anlattıklarını öne sürüyor. Astrolojiyi bu ikinciler arasında sayıyor.

Hayatta en önemli işin, insanın düşüncesini bir konu üzerine yoğunlaştırabilmesi olduğunu söyledi. ''Başarı ancak böyle yakalanabilir'' dedi. Kehanetlerini böyle gerçekleştiriyormuş.

Bu arada ''Günde dört saat uyurum. İnsan zihnini doğru kullanabilirse bu yeter de artar bile'' diye eklemeyi de unutmadı.

Ben seksen yaşını bulmuş bu astronom ve astrologtan çok etkilendim. Bilgi ile bilgeliği bağdaştırmasındaki zarafete hayran kaldım.

Yazarın Tüm Yazıları