Cüneyt Ülsever: Hep başka çare kalmayınca

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

Bu ülkenin makus talihinin şaşmaz iki özelliği var:

1) Son iki yüz yıldır ülkeyle ilgili ama hayırlı ama şer, değişim kararları hep yabancıların ittirmesi ile alınıyor.

2) Kararlar son anda ve başka çare kalmadığı bir ortamda şekilleniyor.

Bu ülkenin tarihi böyle. Osmanlı, sanayi devrimini es geçtiğinden beri, artık dünyada ikinci lige düşen bu topraklarda, uyum kararları hiçbir zaman zamanında ve kendiliğinden alınamıyor.

* * *

Uluslararası sistemin artık işbirlikçi kapitalizmi finanse etmekten vazgeçtiği, zira şimdi uluslararası dengelerin düşmanlıklar üzerine değil, rekabet üzerine kurulmaya çalışıldığı, bizim gibi aydını kısır ülkeler dışında, tüm dünya tarafından fark edildi. Bu açıdan dünyaya, işbirlikçi kapitalizmin finanse edilmeyeceği, yerine rasyonel kapitalizmin oturtulmaya çalışıldığı mesajı ilk önce Uzakdoğu'da verilmeye başlandı.

IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası kapitalizmin taşıyıcı unsurları da, zamanında işbirlikçi kapitalizmi finanse eden politikalarından, sanki bu düzeni onlar yaratmış gibi, dayaklarını yiye yiye vazgeçmek zorunda kaldılar. Şimdi Türkiye gibi ülkeler üzerinden yeniden rüştlerini ispat etme, yeniden otoritelerini tesis etme mücadelesi veriyorlar.

* * *

Kim beni komplo teoriciliği ile suçlarsa suçlasın!

Katlım Ortaklığı Belgesi'nde önce ölümü gösterip sonra sıtmaya razı etmek, bankacılık sektöründe hızla giriştiğimiz bağırsak temizleme operasyonunda sıra siyasilere gelince savsaklamaya başladığımızda yabancı sermayenin aniden Türkiye'yi terk etmesi, zaten bankacılık krizinin başından beri işin içinde olan ABD Hazinesi'nin büyüyen krize aktif olarak müdahale etmesi, ufacık tedbirler aldığımızda kocaman kucak açmaları sadece bir tesadüf değil.

Ancak, benim Türkiye'ye hákim olan komplo teorilerinden farklı bakış açım, bir merkezin tüm unsurlara kararlar manzumesi dikte ettirmesi değildir.

Söz konusu olan; Adam Smith'in görünmez el olarak sembolleştirdiği ortak aklın birlikte hareket etmesidir.

Türkiye hálá ‘‘aklın yolu birdir’’ özdeyişini, ya ciddiye almamakta, ya da son anda kavramaktadır. Zira, eski düzende yol ağızlarını tutmuş olanlar, bir türlü yeni düzeni benimsemek için kendiliğinden tavır almak istemiyorlar.

* * *

Ülkeye 10 milyar dolar gelecek, ne álá! Ancak:

1) Devlet iktisadi alandan çekilecek. Devlet bankaları, KİT'ler, BİT'ler siyasilerin arpalığı olmaktan kurtulacak.

2) Banka sayısı azalacak. Ya birleşmeler olacak, ya büyükler küçükleri devralacak, ya da bankalara el konulmaya devam edilecek. Ufak banka sahipleri, bankalarını BDDK'ya kaptırmadan bir an evvel elden çıkarsınlar.

3) Büyük özel bankalar da back to back işlemleri, sanal sermaye artışları gibi dandiklerden vazgeçecekler. Hazine faizleriyle geçinemeyecekler.

4) İMKB'de artık spekülatörler eskisi kadar rahat at oynatamayacaklar.

5) Tüm finans sektörü BDDK gibi özerk bir kuruluşa bağlanacak.

6) Tarımda, ürün desteklemesinden üretici desteklemesine geçilecek.

7) Sosyal güvenlik özelleşecek.

Bu konularda direnen siyasiler de bundan böyle kellelerini verecekler!

Yazarın Tüm Yazıları