Cumhuriyetin ilk günlerini okuyor

Bakü-İstanbul BAŞBAKAN, Türk Kurultayı’nın açılışında kardeşi İlham’ın merhum babası Haydar Aliyev’e teşekkür edince salondan alkış yükseldi.

Ama hemen ardından sözlerine "Merhum Alparslan Türkeş" diye devam edince de fena alkış almadı.

Bu alkışlar Türkeş Bey’e duvar yıkılmadan önce yıllarca güttüğü, önderlik ettiği "Esir Türkler" davası için minnet ifadesi mi?

Belki... Ama o zaman sormak gerekmez mi: Esaretten sonra da neden hálá tek millet ve fakat iki devletiz!

Hatta daha 100 yıl önceki Türkistan’ı da düşünürsek, neden tek millet ve beş ayrı devlet var, bugün aynı coğrafyada?

* * *

Tayyip Erdoğan kürsüde Türkçe konuşan ülkeler birliğinden söz ederken kurultayın davetli listesine göz atıyoruz.

Önce devletleri sayalım isterseniz: Türkiye, KKTC, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Moğolistan.

Sonra özerk veya federe cumhuriyetler ile dünyadaki Türk topluluklarından temsilciler; Altay, Başkurdistan, Çuvaşistan, Dağıstan, Gagavuz, Hakas, Balkar, Kırım, Saha, Tataristan, Tuva ve Nahçıvan ile Karaçay Özerk Bölgesi, Kumuk, Nogay, Ahıska Türkleri ile Romanya, Bulgaristan, Kosova ve Batı Trakya’da yaşayan Türkler, Avrupa, Amerika, İdil-Ural, Sibirya, Ortadoğu, Afganistan ve Avustralya’da yaşayan Türk topluluklarının temsilcileri.

Bu uzun listeyi dünya Türklerinin tek ülke, tek önder ihtiyacının işareti mi saymalı?

Yoksa bir orman gibi her ağacın tek başına hür olduğu bu düzeni fazla zorlamaya lüzum yok mu?

Gönlüm ilk seçenekten yana olsa da aklım ikinciye basıyor.

* * *

Başbakan daha mart ayında benzer bir zirve için Bakü’deydi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ilk resmi dış gezisi için geçen hafta buradaydı. Türkiye’nin derdi Ergenekon ve Kızıl Elma değilse bu ilgi neden?

Sanırım yanıtı Başbakan’ın Bakü’ye uçarken verdiği ipucunda yatıyor.

Başbakan’a "Vakit bulduğunuzda ne okuyorsunuz?" diye soruyoruz.

"Yakın siyasi tarih..." diyor ve ekliyor: "Cumhuriyetin ilk günleri, nasıl kurulduğu büyük önem kazanıyor."

Erdoğan’ın geçen yüzyılın ilk yıllarına dönük ilgisi kurmay takımına da yansımış: "Çalışma gruplarımızı siyaset bilimcilerle takviye ettik."

Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü ve Gence’yi Ermeni ve Ruslardan kurtarmasının üstünden 90 yıl geçti.

Belli ki Türkiye bir asır sonra aynı coğrafyaya iktisadi ve kültürel bir çıkarmaya hazırlanıyor.

Peki bu cephedeki muhtemel zafer ne işe yarayacak? Yanıtı yine Erdoğan’dan: "Ortadoğu’da Türkiye’ye büyük rol düşecek. Ankara Forumu’nu tarih yazacak. Bazı Arap ülkeleri İsrail davet edildi diye eleştiriyor. Ama masada olmazsanız kazanamazsınız. Biliyorsunuz Annapolis’e de davet edildik."

Galiba Ankara’nın Ortadoğu üzerinden Avrupa Birliği yol haritası Kafkaslardan da geçecek.

Meclis’te azami müşterek

BAŞBAKAN’ın DTP’ye kapatma davasından memnun olmadığı belli.

Sebebi herhalde DTP’ye fikri yakınlık değil.

AKP, Güneydoğu oyları için DTP’nin tek rakibi.

Ama Başbakan da tıpkı askerler gibi terörle mücadele sürecinin toplumsal gerilim yaratmasından çekiniyor. Bu yüzden TBMM’yi siyasi partilerin geleceğine karar verecek mahkeme yerine koymak istemiyor.

Aksine Meclis’te uzlaşmaya büyük önem veriyor:

"Bu Meclis’te asgari müşterekte anlaşmak olmaz, yetmez. Azami müştereğin sağlanması lazım."
Yazarın Tüm Yazıları