Cumhuriyet Kitap’ta hakkımda çıkan o yazı

Cumhuriyet Kitap Eki’nde hakkımda ilginç bir yazı çıktı.

Haberin Devamı

Edebiyatçılara tavsiyem: Selçuk Altun imzalı bu yazıyı kesip saklayalım. En azından nasıl bir kültür ortamında yaşadığımızı unutup hayale kapılmamızı önler.

Günlük terbiyeden bile yoksun böyle bir şeyi Kelebek’te göremezsiniz.

Selim Akçin açar telefonu ve “baba, sen iyi misin?” diye sorar.

Oysa Cumhuriyet Kitap’ta sormamışlar. Bu da herhalde edebiyatımızın belli bir dekadans içinde olduğunu gösteriyor.

* * *

Ey Cumhuriyet Kitap’ın değerli yazarları; hayat genellikle ya birilerini eleştirmek ya da birileri tarafından eleştirilmekle geçiyor.

Haliyle, eleştiri kurumuyla sorunumuz olmasına imkân yok.

Ama bu iğrenç düzey sizin oraya kadar sızdıysa, edebiyatımızın ahlak bunalımı yaşadığını görmezden gelemezsiniz.

Çünkü burada sorun kimin ne kadar yazar olduğu değil.

Mesleki kıskançlıklarımız falan da değil.

Selçuk Bey’inki bildiğiniz terbiye sorunu: Birincisi doğrudan özel hayata saldırdığı için, ikincisi ahlakı bacak arasında aradığı için, üçüncü olarak da bunları yaparken birinin onurunu ve itibarını hedef aldığı için.

* * *

Haberin Devamı

Türk edebiyatı bu ahlak düzeyiyle çökebilir ya da yeni Nobel ödülleri kovalayabilir. Bilemem.

Hayatımın geri kalanında işe yarar birkaç kitap yazabilirim ya da yazamam. Bilemeyiz.

Ama Cumhuriyet Kitap’taki yazıyı edebiyatla ilgilenen öğrencilere okutacağım kesindir.

Çocuklara gösterip “günümüzde yazar olmak için sadece beyninizi geliştirmeniz yetmez, sağlam bir mideye de ihtiyacınız var” demek için.

Kusturica’nın suçu ne?

Semih Kaplanoğlu ve ekibi, Emir Kusturica’nın Altın Portakal’a gelmesini protesto ediyor.

Gönülden destekliyorum: Hiçbir festival Bosna halkının kalbini kırmaya değmez.

Kusturica bayıldığım bir yönetmen değil ama Fellini etkisiyle yarattığı, özel bir dünyası var: Onun asıl günahı, Bosna halkı katledilirken kendi uluslararası kariyeri dışında hiçbir şeyi sallamamış olması.

Sonra da mazlumların kanına dokunacak laflar ederek sıyrılmaya çalışması işin içinden.

Oysa vaktiyle Bosna halkına yapılanlara diklenecek delikanlılığı gösterebilseydi, bugün bir kahramandı Kusturica. Şahsen Antalya’da yoluna güller dökerdim.

Haberin Devamı

House Cafe hadisesi

Küçük Sırlar dizisindeki Merve Boluğur’un eskiden garsonluk yaptığı House Cafe’leri önce yabancı yatırım sandım.

Sonra öğrendim ki meğer üç ortağın eseriymiş: Ramazan Üren, Canan Özdemir ve Ferit Baltacıoğlu.

Bir sihir var House Cafe’de:

Servisi en iyi yer diyemeyiz.

Mutfakları en iyi mutfak sayılmaz. Fiyatlar da ucuz değil.

Ama her şey bir araya gelince öyle bir kimya çıkıyor ki, başka yere gitmek istemiyorsunuz. Bir de bakmışsınız iş toplantılarınız bile oraya kaymış.

Ayrıca Ramazan Üren, vaktiyle “Gömleğimin Yakası Kirli” kitabını pek beğendiğimiz şairin ta kendisiymiş.

Demek insan hem iyi şair hem de iyi işletmeci olabiliyor.

Haberin Devamı

İncir  Çekirdeği

Kötü hissetmenin çaresi: Hızla iyilik yapmak.

Yazarın Tüm Yazıları