’Cumhuriyet’in 100. Yıl’ projeleri yarıştı

TEPEBAŞI’nda eski TRT ve TÜYAP sergi salonu olarak bildiğimiz binada, Büyükşehir’in ’İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’ (İMP) bulunuyor.

Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a göre burada "İstanbul’un geleceği planlanıyor; eğitim, ticaret, sanayi yerleşim, turizm ve konaklama dengesi kurgulanıyor."

11 üniversitenin katkısı ile 14 farklı çalışma grubunda 600’e yakın bilim adamı ve akademisyen görev yapıyor. Merkezin başında bulunan YTÜ’nden Prof. Hüseyin Kaptan "İstanbul’un 1/100 binlik planları hazırlanıyor; stratejik, Nazım planları yanında dönüşüm, deprem ve ekolojik planları vs. ile burası bir proje fabrikası" diyor.

Kaptan "Bu merkez, Cumhuriyet’in 100. yılının (2023) projelerini masaya yatırdı" diye ekliyor.

Dünya mimarlarının dikkatini çekmek üzere yapılan yarışmada belirlenecek projelerin iki yılda bitirilmesi öngörülüyor.

Topbaş, bu çalışmalar çercevesinde hükümetin hazırladığı ’Kentsel Dönüşüm Yasası’nın çıkmasıyla "Plansız ve çarpık yapılara doğrudan müdahale hakkımız da olacak. Ancak bunu vatandaşımızı ezmeden ve üzmeden, anlaşma yoluyla gerçekleştireceğiz" diyor.

(İşte bu kolay olmayacak; çünkü Kartal’da belediye zabıtaları "evinden çık" uyarılarına başlamışlar şimdiden.)

Salon girişinde yaka kartlarından çokluğundan, üniversite, iş dünyası ve medya çevrelerinden davet edilen bir çok ismin gelmediği anlaşılıyor. İstanbul’un geleceğinin nasıl dizayn edileceğini öğrenmek açısından bu ilk ciddi ’sunuşların’ yapıldığı böyle bir proje çalışmasını izlemek gerekmez miydi? Hele İstanbul Belediye Başkanı Dr. Lütfi Kırdar döneminde (1939) Fransız mimar H. Prost’a hazırlatılan (Maçka, Dolmabahçe, Beşiktaş gibi..) projeden sonra (20 yıl uygulandı) en büyük çalışma olursa...

Peki bu projeler neler?

BATI-DOĞU EKSENİ

İstanbul’
un iki yakasındaki dengesizliği gidermek ve alternatif merkezler oluşturmak ilk hedef... Tarihi yarımada, Beyoğlu, Maslak, Levent ve Boğaz sırtlarında yoğunlaşan merkezi iş alanlarına İstanbul’un, doğu yakasında, Kartal ve Pendik kesiminde yepyeni bir altennatif alan yaratılıyor. Küçükçekmece’de ise göl ile deniz, ’İstanbul kimlikli’ ve çevreye duyarlı yepyeni bir merkezin ortaya çıkarılıyor.

KARTAL, İSTANBUL’UN KAPISI

Kartal
projesinin, ’mega ölçekli’ dünyanın en büyük tasarımları arasında yeraldığı vurgulandı. Kartal, aynı zamanda ’İstanbul’un kapısı’ konumuna gelecek. Eski sanayi bölgesi ve taşocakları, iş alanları ile kültür-sanat merkezi ile yeni bir konsepte kavuşacak; Adalar’a en güzel konumdaki Kartal Alt Merkez ve Kartal-Pendik Kıyı Kesimi’nde otel, marina, Marmaray, metro, havaalanı ve E-5’le bir anlamda İstanbul’un ’balans’ merkezi olacak. Bununla 100 bin kişi hizmet sektöründe iş sahibi olacak, bu dönüşümden 2 milyon kişi etkilenecek.

EKOLOJİ DEĞİŞECEK

4 km’
lik sahilde Küçükçekmece-Avcılar İç-Dış Kumsal Alanı projesi ile İstanbul’a yeni bir turizm ve rekreasyon alanı kazandırılacak. Projelerde; deniz ile gölün bozulan ekolojik yapısının düzeltilmesi, marina sahasında 7 yıldızlı, 70 katlı bir otel ile projelendirilen 7 kanaldan birinnin çevrelerinde ’Venedikvari’ kanal evleri gibi ögeler yeralıyor.

Kartal projesinin 5 milyar dolar, Küçükçekmece projesi de 1.5-2 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

PROJELER ANLAŞILDI MI

Büyükşehir’
in Hamidiye Su A.Ş. eski Genel Müdürü olan Kartal Belediye Başkanı Arif Dağlar (1954 Bayburt doğumlu, İ.Ü. İktisat mezunu; İngilizce, Fransızca biliyor) ile Büyükşehir’de 10 yıl İmar Komisyonu Başkanlığı yapan Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay (1963 Malatya doğumlu; YTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu) yabancı gruplar tarafından tanıtılan projeleri dikkatle izlediler.

En ilginç proje; Zaha Hadid’in sunduğu Kartal’la ilgili projeydi.

Hadid, plancılıkta yeni bir anlayış olan ve ilk kez uygulamak istediği

’soft grid’ sistemi ile yeni bir topoğrafya önerdi. Bazı projeler çok modern bulunurken, bazıları da "dünyanın dikkatini çektik, o kadar" diye değerlendirildi.

Değerlendirme Kurulu’nun, sonuçları hafta başında açıklaması bekleniyor.

Kim bu ünlü mimarlar

PROJELERE katılan mimarlar şunlar:

1) Kartal:

- Zaha Hadid (İngiltere) Bağdat doğumlu. Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazanan ilk mimar. Mimarlık ve kentsel tasarımın sınırlarını zorlayan işlere imza attı. Harward, Yale gibi bir çok üniversitede çeşitli programlara katkıda bulunuyor.

- Massimiliano Fuksas (İtalya) Litvanya asıllı, ancak Roma doğumlu; Roma, Paris ve Viyana’da mimari çalışmalar yaptı. Özellikle varoşları etkileyen kentsel problemler üzerine çalışmalar yaptı. L’espresso dergisinin mimarlık sayfasını yönetiyor.

- Kisho Kurukawa (Japonya) Günümüzün en ünlü Japon mimarlarından. ’Simbiyoz’ adını verdiği felsefesine göre, yeni kentler ve binalar, yeni çağın bireylerinin gereksinimlerine göre büyüyebilir ve değişebilir canlı varlıklar gibi tasarlanıyor.

2) Küçükçekmece:

- Kengo Kuma
(Japonya): Çağdaş Japon mimarlık teorisinin öncülerinden; binalarda ’gökkuşağı’ etkisi yaratan projeleri var. İyi bir konuşmacı yazar olarak da biliniyor. Çok sayıda konut, müze ve kamu binaları ile övgü alan çalışmaları bulunuyor.

- Ken Yeang (Malezya) Yüksek binalara, düşük enerjili mimari çözümler bulma konusunda bir öncü. Gökdelen tasarımı ve ekolojik tasarım üzerine birçok anahtar kitap ve makalenin yazarı. Birçok mimarlık ödülleri arasında Ağa Han Ödülü’nü de aldı.

- MVRD Mimarlık (Hollanda) Kurucusu önde gelen Hollandalı mimar Winy Maas, nüfus yoğunluğu yüksek alanlar ile ilgili çalışmalarıyla tanınıyor. Konsorsiyumun Amsterdam, Haag, Viyana ve Madrid’de kentsel tasarım ve projeleri bulunuyor.

İki vekilden rahatsızım

İSKENDERUN’dan (Hatay) okurumuz Doğan Süslü, eski AKP’li yeni DYP’li Mehmet Eraslan ile AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin’in birbirlerini suçlamalarına tepki göstererek, "Hatay için ne yapıyorlar?" diye soruyor.

Bir seçmen olarak şunları söylüyor:

"Eraslan, Ergin’i Hatay’da eş, dost ve akraba şirketi için kullanılan ’Ali Dibo’ deyimiyle suçlarken, Ergin’in taraftarları ve AKP’ye destek veren yerel ve genel bazı gazeteler de, milletvekili Eraslan’ı ’Ali Cengiz’ oyunuyla suçluyorlar. Hataylı bir seçmen olarak eski iki arkadaşın, iki vekilin kamuoyunu böylesi olaylarla meşgul etmesinden dolayı bir hayli rahatsızım.

Bu atışmalar, artık resmen ’kabak tadı’ verdi.

Eğer varsa belgeleri, bilgileri adli mercilere intikal ettirmeli ve aralarındaki sorunu hukuk yoluyla çözme yoluna gitmelidirler.

İki vekilden İskendeun’a, Hatay’a ve Türkiye’ye hizmet bekliyorum. Onların suçlama, çekişme, atışma, çamur atma mantığıyla sürdürdükleri hizmet bana kesin olarak hitap etmiyor. Bu tempoyu ve didişmeyi sürdürdükleri sürece inanın her ikisini de ilimin vekili olarak kabul edemem, onları sadece vatandaş Sadullah, vatandaş Mehmet olarak kabul edebilirim.

Benim vekilim, benim ilçem, ilim ve Türkiyem için hizmet vermeli, kişisel çekişmelerini geri planda bırakmalı, mümkünse hiç böylesi gerginliklere girmemelidir.

Ayrıca yine benim vekilim, Hatay adının ülke ve dünya genelinde ’Ali Dibo’ veya ’Ali Cengiz’ deyimleriyle anılmasının Hatay’da yaşayanlar olarak hepimize büyük zarar verdiğini bilmelidir.

Hatay’daki bir seçmen olarak, her iki vekilimin kamuoyu huzurunda aynı konularla ilgili olarak medya aracılığıyla tartışmalarını ve atışmalarını artık istemiyorum. Bu göze ve kulağa hiç hoş gelmeyen davranışların son bulması için Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ağar bu olaya el koyup iki vekilin karşılıklı sert tartışmalar içine girmelerini önlemelidirler. Benim sesim Hataylı seçmenin sesidir. Bu sese kulak verilmeli, her iki vekil didişme yerine kendi asli görev ve hizmetlerine dönmelidir."

Doğan SÜSLÜ İskenderun/HATAY

Devletimiz bu kadar mı aciz

BİR şehit yakını olarak Diyarbakır’da olanları yakından izliyorum. Gördüğüm manzara karşısında ister istemez hayretler içersindeyim.

Devletimizin eli kolu bu kadar mı bağlı? Diyarbakır’da teröristlerin cenazeleri sahipleniliyor. Teröristlerin cenazeleri bahane edilerek dükkanlar, bankalar, kamu kurum ve kuruluşları yakılıp yıkılıyor. Kısacası Diyarbakır ateşe veriliyor. Malum belediye başkanı, başka bir ülkenin belediye başkanı gibi hareket ediyor. Diyarbakır’da her şey yapanın yanında kár kalıyor.

Abdullah Öcalan’ın posterleri, PKK bezleri her yerde dalgalanıyor. Askerimiz taşlanıyor, polisimiz yaralanıyor. Güvenlik kuvvetleri yasalardan dolayı çaresiz. Kimse bu işin sonunu bilmiyor. Ankara sessiz.

Bir şehit yakını olarak ben bu yaşananları içime sindiremiyorum. Çünkü benim kardeşim ve diğer şehitlerimiz vatan bölünmesin, bayrak yere düşmesin diye şehit düştüler. Ama Diyarbakır’da PKK bezleri, Abdullah Öcalan’ın posterleri dalgalanıyor!

Siz içinize sindirebiliyor musunuz?

Ayhan HAMLI

Şehit abisi-SAMSUN


Ketenci; Karadeniz otoyolu 20 milyar YTL’ye mi mal olacak

SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, Bayındırlık Bakanı Faruk Nazif Özak’a soruyor:

"Karadeniz sahil yolunun, Fındıklı geçişinin deniz dolgusu ile sahilden geçebilmesi için, Karayolları Trabzon 10. Bölge Müdürlüğü’nün talebi, Fındıklı Belediye Meclisi’nin aldığı 54 sayılı kararı, Trabzon İdari Mahkemesi’nin 2005/131 Esas ve 15.11.2005 gün 2005/932 karar sayılı kararla iptal edilmesine karşın, Fındıklı şehir geçiş proje inşaatını başlatmanızın sebebi nedir? Danıştay’ın iptal ettiği bir inşaatın başlatılması, kamu sorumluluğunuz ile bağdaşıyor mu? Karayolları Genel Müdürü’nün ifade ettiği gibi Samsun-Sarp yolunun 5 milyar YTL’ye mal olacağı doğru mudur? Viyadük ve tünellerin yapılması halinde proje maliyetinin dört-beş kat artacağı ve 20 milyar YTL’ye (20 katrilyon) kadar çıkabileceği ifadesi hangi keşif raporlarına göre açıklanmaktadır.

Özak bu sorulara karşı ne yapacak; bu işler zamanında ’kotarılmış-bitirilmiş’ demek mi gerekiyor?

Gariban veterinerler

VETERİNER,
Gıda, Hiyjenistler Derneği Genel Başkanı Dr. Can Demir "Memurlara yapılan zamdan, bakanlığın bünyesinde çalışan meslektaşlarımız ile veteriner sağlık teknisyenlerinin kapsam dışı bırakılması bizlerde derin üzüntü yaratmıştır" diyor. Aynı kurumda göreve giden mühendislere 170 YTL, büroda çalışan mühendislere ise 150 YTL’lik iyileştirme yapılmış olmasına karşın sağlık sınıfı olan veteriner hekimler ve veteriner sağlık teknisyenlerinin dikkate alınmamasını kınayan Demir, bu konudaki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını istiyor.

GÜNÜN SÖZÜ

"Diyarbakır Aksu’nun, Siirt Erdoğan’ın siyasi zimmetindedir. Başbakan ve İçişleri Bakanı seçim bölgelerine sahip çıkmalıdır! Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir, gücünü belli ki belli başkentlerden alıyor. Diyarbakır Valisi Ala’nın da Ankara’yı yeterince arkasında hissetmesi sağlanmalıdır!"

(DSP Genel Sekreteri

Ahmet Tan)


BİLDİĞİMİZ kadarıyla İstanbul’da marketlerde açık kıyma satışı yasaklanmıştı. Ne var ki, günümüzde tüm marketlerde açık kıyma satışı yapılıyor. Bu karardan dönüldü mü? Yoksa bu karar káğıt üzerinde var da, belediye ya da bakanlık mı ilgilenmiyor?

Semih KALKANOĞLU Elektrik Müh.

’10 Aralık Platformu’nun ’Solda Yenileşme-Bütünleşme-Kitleselleşme’ toplantısı yarın Samsun Fuarı’ndaki Derya Salonu’nda. Konuşmacılar: Ertuğrul Günay (yönetici), Prof. Burhan Şenatalar, Faik Öztrak, Haluk Özdalga, Prof. Yakın Ertürk.

HÜKÜMET, Diyarbakır’daki olayları, halk da hükümeti seyrediyor.

Süleyman EKİM
Yazarın Tüm Yazıları