Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Esed butik devlet peşinde

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Esed butik devlet peşinde
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2015 02:18

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Moskova Merkez Camsi’nin açılışından dönerken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye’de Türkiye’ye karşı herhangi bir olumsuzluğa göz yummayacakları sözünü verdiğini söyledi. Uçakta soruları yanıtlarken “Esed ülkenin yüzde 15’ini kontrol edebiliyor. Şam’dan başlayıp Humus, Hama üzerinden Lazkiye’yle Akdeniz’e açılan bir butik devlet kurma peşinde” diyen Erdoğan, şunları söyledi:

Haberin Devamı

3’LÜ ADIM ATALIM

Putin’le görüşmenizde hangi konular gündeme geldi?
İkili ilişkileri, ayrıca bölgesel konuları konuştuk. Bölgesel konuların başında da Suriye geliyor. Suriye meselesini de ele aldığımız ikili görüşmeye Dışişleri Bakanlarımız da katıldı. Putin şimdi BM Genel Kurulu için New York’a gidecek. Suriye meselesi gibi konular elbette orada da konuşulacak. Süreci Dışişleri Bakanlarımız aracılığıyla takip edeceğiz.


Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasında görüş ayrılıkları da var. Bu çerçevede bir ilerleme kaydedilebildi mi?
Dışişleri Bakanlarımız geçen hafta Soçi’de bir görüşme yaptı. Bazı adımlar atılabilir mi diye bir düşüncemiz var. İlk etapta, Türkiye, ABD ve Rusya, üçlü bir adım atsalar; Dışişleri Bakanlarımız bu konuyu değerlendirmek üzere bir araya gelseler... Bilahare Suudi Arabistan ve İran’ın katılımları ile bu beşli de olabilir. Daha sonra buna Avrupa Birliği, Katar ve Ürdün de dahil olabilir. Bunları konuştuk. BM Genel Kurulu, konuya ilişkin değerlendirmeler için de bir vesile olabilir.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Esed butik devlet peşinde


DAİŞ’İ ŞAM DESTEKLİYOR


Söz konusu 3 ülke bir araya geldiklerinde toplantının içeriği ne olacak?

Suriye’de konu genelde bir noktada kilitleniyor: Esed’li mi, Esed’siz bir Suriye mi? Kimileri Esed ile devam edilmesinden yana. Biz de diyoruz ki normalleşme için önce bir geçiş süreci olmalı. Sonrasında Suriye’de Esed’li bir yönetim düşünülemez. Çünkü Suriye’de muhalefetteki herkesin ortak kanaati şu: Esed ile bir şey yapılamaz. DAİŞ (IŞİD), Esed’ten kopuk gibi gözükse de esasen kopuk değil. DAİŞ’in en büyük destekçisi Şam rejimidir.


Bunları muhataplarınıza anlattığınızda ne cevap alıyorsunuz?
Kanaatler kolay değişmiyor. Hafıza kayıtlarında ne varsa, ondan taviz vermeye yanaşmıyorlar. Mesela, Esed giderse DAİŞ’in geleceğini düşünenler var. Niçin DAİŞ gelsin? Esed giderse halk gelir. Suriye’nin yetişmiş insanları var. Onlara zemin oluşturmak lazım. Bizim ülkemizde de Avrupa ülkelerinde de Suriye’de elini taşın altına koyabilecek yetişmiş, kaliteli insanlar var. Kimileri bu gerçeği görmek yerine ‘Esed giderse DAİŞ gelir’ demekte ısrar ediyor. Şu anda Suriye’nin yüzde 35’i DAİŞ’in kontrolünde. Esed ülkenin yüzde 15’ini kontrol edebiliyor. Şam’dan başlayıp Humus, Hama üzerinden Lazkiye’yle Akdeniz’e açılan bir butik devlet kurma peşinde.

Haberin Devamı


Rusya’nın Suriye’de askeri varlık gösterme girişimleri hız kazandı. Bu durum Türkiye’nin terörle mücadelesini nasıl etkiler?
Ruslar, ‘Türkiye için terör konusunda herhangi bir olumsuzluğa biz asla göz yummayız’ diyorlar. Biz de kendilerine Suriye ile 911 kilometre sınırımız olduğunu hatırlattık. Dolayısıyla bizim ülkemizin durumu elbette farklı. İcabında NATO ile farklı adımlar atabiliriz. Farklı hassasiyetlerimiz olabilir. Mesela, PYD bize göre terör örgütü. Ama ABD, PYD’yi savunabiliyor.

Rusya nasıl bakıyor PYD’ye?
ABD gibi bakmıyorlar. Ruslar tamamen DAİŞ’e odaklanmış durumda. PYD konusunda ABD’nin bulunduğu yerde değiller. Biz, DAİŞ, PKK, PYD dahil tüm terör örgütlerine karşı mücadele halindeyiz. Bize göre PYD, PKK ile ilintili.

Haberin Devamı


Kimileri, “Ortadoğu’da bir oyunun sonuna geliniyor. Türkiye’nin bölgede söz sahibi olması istenmiyor; rol çalmaması için de pres uygulanıyor” diyor. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Bizim rol çalmak gibi bir derdimiz yok. Güç devşirme diye de bir derdimiz de yok. Soruna çözüm bulma derdindeyiz. Malum 911 kilometrelik sınırımız var, kaostan kaçanlar ülkemize geliyor. Terörden arındırılmış güvenli bölgeyi de yerlerinden yurtlarından olan bu insanlar için istiyoruz.


HDP’nin barajda kalması risk değil

HDP’nin 1 Kasım’da baraja takılması söz konusu olursa, bu ülkemiz açısından bir risk midir?
Tabii ki risk değildir. Demokrasilerde sandıktan çıkan neticeye razı olunur. Kaldı ki bahsettiğiniz parti 80 vekil çıkardı da ne oldu? Her tarafı yakıp yıkmadılar mı? Hangi parti olursa olsun, barajın altında kalan parti neticeyi kabullenmek durumundadır.

Haberin Devamı


Toplu açılış olmayacak


1 Kasım seçimleri için meydanlara inecek misiniz?
7 Haziran öncesinde birikmiş birçok resmi açılış vardı. Bunları yapmamız istendi. Şimdi o türden bir durum söz konusu değil. Ama özel sektörün yaptığı bazı ciddi yatırımlar var. Onlarla ilgili birkaç açılış olabilir. Ekim ayı içinde Strasbourg’da bir salon toplantısında vatandaşlarımızla bir araya geleceğim, Brüksel’de bir ödül törenine katılacağım, Japonya ziyaretim olacak. Almanya’da da vatandaşlarımızla buluşma olabilir. Ayrıca, Washington’a gidip külliyemizin açılışını da yapacağız inşallah.


Teröriste anladığı dille mukabele edilir


Türkiye’nin terör örgütüne operasyonları karşısında bazı Batılı yetkililerin “orantılı güç” çağrısı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terörle mücadelede gereken neyse yapılır. Teröristlerin anladıkları dil neyse o şekilde mukabele edeceksiniz. Bu işin orantısı olmaz. Kandil’e operasyonlar niye yapılıyor? Ülkemizin, vatandaşımızın güvenliğine yönelik terör tehdidini ortadan kaldırmak için. Bazı yerlerde sokağa çıkma yasağı ilanı da oralardaki vatandaşımızın güvenliği için yapılıyor. Amaç teröristleri ayıklamak.

Haberin Devamı


Sivil kayıplar iddiasıyla terör örgütü ve uzantıları bölgede propaganda yapmaya çalışıyor. Halka tavsiyeniz nedir?
Terör konusunda dik duruş önemli. Bazı vilayetlerdeki vatandaşlarımızın terör karşısında dik durmalarını takdirle karşılıyorum. Bu diğer vilayetlere de yansımalı. 6-7 Ekim olaylarında ölenler siviller değil miydi? Terör örgütü ve uzantıları, yalan üzerinden algı operasyonu yapma derdinde. Yalanları tekrar etmek suretiyle, o yalanların adeta doğruymuş gibi algılanmasını sağlama peşindeler. Terör örgütünü arkasına alan malum parti yalanı bolca kullanıyor. Yalanlarla kendisine oy devşirmeye çalışıyor.


‘Özyönetim’ de ‘Paralel’dir


Sizin, “550 yerli ve milli vekil” biçimindeki ifadenizden rahatsız olan kesimler oldu. Bir gazete, AK Parti’deki Kürt kökenli vekillerin fotoğraflarını basarak, bu durumun yerli ve milli tanımıyla örtüşmediğini savundu.
Bu, akıl tutulmasıdır. Benim o tanımımda asla ayrımcılık söz konusu değil. ‘Yerli ve milli’den kastım, bu memleketin dertleriyle dertlenen insanlardır. Etnik köken, yerli ve milli olmaya mani değildir. Başbakanlığım döneminde Doğu’ya ve Güneydoğu’ya ne denli yatırım yapıldığını vatandaşlarım gayet iyi biliyor. Şimdi oralardaki bazı belediyelerse, hizmet yerine; güvenlik güçlerini engellemek için iş makineleriyle asfaltı yarmak, hendek kazmakla meşgul. ‘Yerli ve milli’ tanımından rahatsız olanlar, bundan ayrımcılık çıkarmaya kalkışanlar, milli kimdir gayrimilli kimdir farkında bile değiller. O tür başlıklar atanların kendileri yerli değil.
m Siz, milli ve yerli ifadesinin etnisiteyle bir ilgisi olmadığını mı söylüyorsunuz?
Elbette ilgisi yok. Uzun zamandır dört başlığı hep işledim: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet, toplumdaki tüm etnik unsurları kapsıyor. Tek bayrak diyoruz. Çünkü bizim tek bir milli bayrağımız var. Tek vatan diyoruz. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde operasyon yapılmasına müsaade etmeyiz. Tek devlet diyoruz. Paralel devlet yapılanmalarına izin veremeyiz. Paralel devlet sadece malum yapı (cemaat) ile alakalı değil. Sözüm ona ‘öz yönetim’ diyerek Paralel yapılar oluşturma teşebbüslerine de müsaade etmeyiz.

BAKMADAN GEÇME!