Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden'ı kabul etti

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bidenı kabul etti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2016 22:01

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden'ı kabul etti

Haberin Devamı

ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Erdoğan'a görüşme için teşekkür ederek, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin şunları söyledi:
"Birbirimizi uzun zamandan beri tanıyoruz. Çeşitli nedenlerle buraya geldim bugün. Her şeyden önce taziyelerimizi iletiyorum, bu zalim saldırı için. Bu demokrasinize yapılan saldırıydı. Bir darbe teşebbüsüydü. Bu darbe teşebbüsü halkınızın cesareti sayesinde önlendi. İnsanlar gerçek demokrasiyi istiyordu. Benim ve başkanın açısından onların yaptıkları, demokrasi uğruna yapabilecekleri en büyük fedakarlıktı. Savaş uçakları, parlamento binasına saldırdıkları zaman ve helikopterler Cumhurbaşkanı'nın otelini bombaladıkları zaman, 15 dakika daha orada kalmış olsaydınız o manzarayı canlandırmak istemiyorum. Ben Amerika'nın bir askeri helikopterinin Cumhurbaşkanı tatildeyken bir bombalama yaptığını düşünemiyorum. Ben parlamentonun bazı üyeleriyle, parlamento başkanıyla görüştüm ve nasıl harabeye çevrildiğini gördüm. Sonra bu harika binaya geldim. Burası da güzel bir binaydı. Oradaki hasarı gördüm. Sayın Cumhurbaşkanı ülkenizin karşı karşıya kaldığı bu duruma gerektiği kadar hızla cevap vermediğinden, gerektiği gibi şefkat duygusu göstermediğinden üzüntülü olduğunuzu biliyorum. Bu yüzden şahsen buraya gelmek istedim ve ben burada şahsen başkanı da temsil ediyorum. Bu münasebetle sizi, çalışma arkadaşınızı ve vatandaşlarınıza çok çok üzgün olduğumuzu belirtmek istiyorum. Özel konuşmamızda da bir arkadaşınızın darbe teşebbüsünde öldürüldüğünü söylediniz. Bu uzakta olmuş bir olay değil. Bu şahsi bir şeydir. Bunu hiçbir hataya yol vermeyecek şekilde belirtmek isterim ki Amerika Birleşik Devletleri müttefikimiz Türkiye'nin yanındadır. Biz Türkiye'yi destekliyoruz. Bu destek kesindir. Daha önce de söylediğim gibi darbe teşebbüsü Türkiye'nin halkına yapılmıştır. Türk halkının değerlerine yapılmış bir hareketti. Bu hareket küçük bir grup tarafından gerçekleştirilmişti. Amerikalılar, sizin halkınızın bu mücadelesini hayranlıkla karşıladı. Siz, o hareket sırasında sadece sadece bir cep telefonundan halkınızı sokağa davet ettiniz. Bu teröristlere demokrasinizi teslim etmediniz. Halkınız sokağa dökülürken bütün dünya sizi izledi. Onlar sokağa çıkarken başlarına geleceklerini bilmiyorlardı. Onların ellerinde silah yoktu. Bütün dünya Türk vatanseverlerinin tankların önünde durduğuna şahit oldu. Hatta onlardan bazıları tanklar tarafından ezildi. Daha önce de söylediğim gibi ben, Amerikan halkı ve Başkan halkınızın cesaretine hayran kaldı. Türk halkının milli güvenliği konusunda son derece hassas olduğunu biliyorum."
'İLK KEZ BÖYLE BİR DURUM İÇİN BU KADAR ZAMAN HARCIYORUZ'
Biden, Gülen'in iade edilmesi için belgelerin toplandığını dile getirerek, bu konuda ABD'nin diğer suçlu iadelerine oranla çok daha fazla çalıştığını söyledi. Biden şöyle devam etti:
"Bu darbe teşebbüsünün sorumluları, yasalar çerçevesinde mahkemeye çıkarılacaklar. Biz konuşurken, benim uzman heyetim Ankara'da Türk meslektaşlarıyla durumu değerlendiriyorlar ve belgeleri topluyorlar. Türkiye'nin Gülen'in teslim edilmesiyle ilgili olan talebini, suçluların iadesi anlaşmamıza uygun olarak belgeleri topluyorlar. Biz bu konuda diğer suçluların iadesi konusunda çalıştığımızdan daha fazla çalışıyoruz. Ve ilk kez böyle bir durum için bu kadar zaman harcıyoruz. Mahkemenin standartlarına uygun olacak yeterli bilgileri toplamaya çalışıyoruz. Biliyorum, benim ülkem çok güçlü bir ülkedir. Buna rağmen bizim başkanımızın suçlu iade etmesi için hiçbir yetkisi yoktur. Bunu sadece mahkeme yapabilir. Başkan bunu kendisi yapmak isterse, o zaman güçlerin ayrımına aykırı hareket ettiği için görevinden alınır. Sayın Cumhurbaşkanı sizin halkınız da bilmelidir ki, bizim Gülen'i korumak gibi bir niyetimiz yoktur. Hatırladığınız gibi Gülen, Bush hükumetinden ülkede oturma hakkı istediği zaman, Bush hükumeti bunu kabul etmedi. Ancak o mahkemeye gitti ve mahkeme devlet başkanın kararını reddetti. Dolayısıyla Gülen'in durumu bağımsız federal mahkeme tarafından değerlendirilecek. Bu işlem biraz zaman alıyor. Ancak biz Türk hükumetiyle bu sürecin hızlandırılması için çalışacağız. Şunu söylemek istiyorum ki; Türkiye'nin kendisine Amerika Birleşik Devletlerin'den daha fazla dost olan başka bir ülke daha yoktur. Türkiye'nin halkı sadece yaşadıkları bakımından değil, ondan sonra da 50 kişiden fazlası bir düğünde öldürüldü. Bize bombalı eylemin DAİŞ tarafından yapıldığı söylendi. Onlardan 29'u 18 yaşından küçük çocuklardı. Sizin insanlarınız PKK ve DAİŞ yüzünden çok eziyet çekiyorlar. Onların yaptıkları barbarlıktır. Bu barbarlıklar karşısında ne Türk halkı ne de ABD halkı eğilecektir. Tererösitlerin faaliyetleri karşısında eğilmeyeceğiz. Biz her zaman iyi bir iletişimde bulunduk. Bugün de istisnai bir durum değil. Bundan sonra da dostluğumuz devam edecek. Birlikte bu terör örgütlerinin bütün dünyadaki faaliyetlerini durdurmaya çalışacağız. Bir kere daha söyleyeyim. Amerikalılar sizin yanınazdadır. Hatırladığınız gibi Barack Obama size telefon eden ilk liderlerden biriydi. Ve ben özür diliyorum. Keşke daha önce buraya gelebilseydim. Ama sayın Cumhurbaşkanı, sizin halkınıza hayranlık duyuyoruz. Sizin bütün bu trajediler karşısındaki duruşunuza hayranlıkla bakıyoruz."
'CERABLUS'A ÖSO İLE BİRLİKTE KOALİSYON GÜÇLERİNİN HAVA DESTEĞİYLE GİRİŞ SAĞLANDI'
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile ortak basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına "Keşke bu görüşmeyi daha normal şartlarda yapabilseydik" diyerek başladı. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin şunları söyledi:
"Özellikle 15 Temmuz akşamı girişilen bu darbe teşebbüsü sebebiyle askeri üniformaları giymiş FETÖ'cü terer örgütü mensuplarının gerçekleştirme gayreti içerisinde olduğu başaramadıkları bu darbe olayını, milletimiz farklı bir direnişle püskürtmüştür. Ben milletimle gurur duyuyorum. FETÖ'cülerin elinde F-16'lar, helikopterler, tanklar, toplar vardı. Fakat benim milletimin elinde sadece bayrağı vardı. Ve o bayrağı ile beraber tankların üzerine yürüdü. Yüreğini inancıyla bütünleştirmek suretiyle 12 saat gibi kısa bir zaman içerisinde bu darbe girişimini püskürtüldü. Öncelikle milletime tekrar teşekkürlerimi iletiyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bugün şehitlerimizin sayısı 241 oldu. Gazilerimizin sayısı 2 bin 194 oldu. Onlara da şifalar diliyorum. Gerçekten 15 yaşındaki gencinden tutun, 70 yaşındaki yaşlısına kadar, kadın erkek demeden bu direnişi sergilediler. Bu bir farkın, ortaya konulan tavrın ifadesiydi. Demokrasi, milletin bu şekilde sahiplenişiyle ayakta durabilirdi. Ve milletim demokrasisine sahip çıktı. Böylece de bu yoldaki yürüyüşümüz devam ediyor. ABD ile uzun bir geçmişe dayanan stratejik bir ortaklığımız var. Bu sayın Barack ile stratejik ortaklıktan, model ortaklığa dönüştü. Model ortaklıkla çok daha farklı bir zemine ulaştık. Sayın Biden'ın bu ziyaretiyle darbe girişiminin vahim boyutlarını TBMM'yi de gezmek suretiyle bizzat yerinde görme fırsatı bulmuştur. Ben de kendisine biraz sonra bazı belgeleri ayrıca vereceğim. Ve FETÖ hakkında tüm milletimizin hissiyatını ilk elden müşade etme fırsatını bulduğu için, ayrıca memnunum. 15 Temmuz gecesinden sonra milletimizin direnişiyle büyük bir kazanım elde ettik. O da tüm siyasi partiler, düşünce grupları birliği beraberliği yakaladı. Bu bizim için önemli bir fısattı. Sayın Biden'le olan görüşmemizde kendi milletine saldırmakten çekinmeyen bu eli kanlı terör örgütü ile mücadelemiz ve aldığımız tedbirler hakkında bilgi verdim."
'BİZİM İÇİN EN BÜYÜK ÖNCELİK FETÖ'NÜN BAŞININ EN KISA ZAMANDA İADESİDİR'
Erdoğan, FETÖ liderinin mahkeme sürecinde gözaltına alınması ile ilgili taleplerin Biden'a iletildiğin belirterek, "Bizim için en büyük öncelik FETÖ terör örgünü başının en kısa zamanda iadesidir. Burada mahkeme kararından bahsediyorlar. Bizler 15 Temmuz öncesi bu örgütün yaptıklarına dair bütün dosyaları 85 koli halinde gönderdik. Ayrıca şu anda da 15 Temmuz'dan sonrasına ait olan dosyalar hazırlanıyor, kendilerine ulaştırılacak. Fakat ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesi hakkındaki anlaşmamız gereği bu tür kişiler en azından gözaltına alınır, tutuklanır ve mahkeme boyunca gözaltında tutulur. Şu anda bu zat, bulunduğu yerden hala terör örgütünü idare etmeye devam ediyor. 170 ülkede okulları, işyerler, dernekleri var. Onları yönetmeye devam ediyor. Birçok medya mensubu onlarla söyleşiler yapıyor. Aynı şekilde ABD'deki yayın organları da kendisiyle söyleşi yapıyor. Bunlarla dünyadaki eylemini devam ettiriyor, yönlendiriyor. Bu bakımdan bunun kontrol altında tutulması ancak gözaltına alınmasıyla gerçekleşecektir. ABD'nin bu konuda haklı beklentilerimiz karşılayacak gerekli adıma atacağına inanıyorum" diye konuştu.
'ÖSO MENSUPLARI VE CERABLUSLULAR ŞU ANDA BÖLGEYİ TEKRAR GERİ ALDILAR'
Erdoğan, bugün yapılan Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin son bilgileri paylaşarak, ÖSO'ya bağlı güçlerin bölgeyi aldıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Görüşmemizde DAİŞ dahil, terörle mücadele bölgemizdeki en önemli konu durumundadır. Bugün Cerablus noktasında bir adım atılmıştır. Cerablus sınırımıza 20-30 kilometre mesafede bulunmaktadır. Dolayısıyla oradan Karkamış'a yapılan havan topu atışları sebebiyle rahatsızlığımızı dile getirdik. Fakat bu anlatılamadı veya anlaşılamadı. Bugün ise koalisyon güçleriyle görüşmelerimizi yaptıktan sonra, nihai kararımızı verdik ve Cerablus'a ÖSO ile birlikte koalisyon güçlerinin hava desteğiyle giriş sağlandı. Şu an itibariyle Cerablus'u ÖSO mensupları ve Cerabluslular şu anda bölgeyi tekrar geri aldılar. Oradaki resmi konutları ele geçirmiş durumdalar. DAİŞ de şu anda aldığımız haberler itibariyle Cerablus'u terk etme durumunda kaldılar. İster DAİŞ, ister PKK, ister PYD, ister DHKP-C olsun, bunlar bizim için birer terör örgütüdür. Terör örgütünün iyisi kötüsü olmaz. Bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı mücadele etmesi, onu haklı kılmaz. Milli güvenliğimizin, birlik ve bütünlüğümüzün tehdit edilmesine asla müsaade edemeyiz. İnşalalh bundan sonra Suriye halkının kendi seçtiği bir yöneticiyle yönetilmesi anlayışını yakalarız. Suriye halkının evet demediği bir şekilde zorla idare edilmesine müsaade etmemeliyiz. Esed'in başında olduğu bir Suriye, asla demokrasiye ulaşamaz. 600 bine yakın insanı öldürmüş olan, devlet terörü estiren böyle birinin yanında yer almayı, Türkiye olarak istemiyoruz. Ben ABD'nin de bu konuda gerekli desteği vereceğine inanıyorum. Bunların yanında zaten sayın Başbakanımızla da yaptıkları görüşmeler neticesinde gayet güzel bir görüşme zinciri olduğuna inanıyorum. Tekrar kendilerine, ülkemize, başkentimize geldikleri için teşekkür ediyorum."
'CERABLUS'TA TÜRK ASKERİNİN HAREKETLERİNİ DESTEKLİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Biden, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 
Biden, bugün yapılan Fırat Kalkanı harekatına ilişkin bir soru üzerine, harekatı desteklerini ve havadan Türk ve ÖSO güçlerini koruduklarını dile getirdi. Biden, "Cerablus'ta Türk askerinin hareketlerini destekliyoruz, onları havadan koruyoruz. İnanıyoruz ki Türk sınırları, Türklerin kontrolü altında olmalıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğü olmalıdır, küçük parçalara bölünmemelidir. Biz, Türkiye ile yakın çalışmak istiyoruz" diye konuştu. 
Bu arada, ABD'li gazetecinin soru sorarken, 'İslam Devleti' tanımlamasını kullanması üzerine Biden'ın yanıtının ardından araya giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazeteci için 'Sanırım hanımefendi sürç-i lisan etti' diyerek şunları söyledi, "Ben de Biden'ın ifadelerine katılıyorum. Ama burada bir düzeltme yapmam, İslam Devleti dersek bu yanlış olur. Burada DAİŞ ifadesidir, aslolan. Çünkü İslam Devleti'nden terörist çıkmaz, DAİŞ terörist gruptur. İslam, barış kelimesinden türeyen bir kelimedir." 
'BİR TERÖRİSTE KUCAK AÇABİLİR MİYİZ?'
Biden, Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin, 'Fetullah Gülen'in iadesi ile ilgili ABD olarak ne kadar daha ülkenizde bulunmasına ve tehditler savurmasına müsade edeceksiniz?' şeklindeki bir soruya şöyle yanıt verdi:
"Amerika'da basit bir deyim var, biz hukuk ülkesiyiz, anayasamıza bağlıyız. Bizim anayasamız ve yasalarımız iade edilecek bir kişi için yeterli delil olması gerektiğini söylüyor. Bizim avukatlardan, uzmanlardan, savcılardan oluşan bir heyetimiz Ankara'da Türk yetkililerle bir araya geldi. 'Bu işi mahkemeye götürebilmek için bize yeterli delil verin' dediler. Evet biz, onu iade etmeliyiz, biz ABD'nin bir kişiyi standartlara göre iade edilebilecek bir suçluyu korumamız mümkün müdür? Buradan bizim çıkarımız ne olabilir? Ama bizim adli sistemimiz Türkiye'den farklıdır. Bu ne kadar sürer? Bu sizin tespit edeceğiniz delillere bağlıdır. Düne kadar bu darbe teşebbüsüne ilişkin bir delil gösterilmemişti. Biz şimdi sayın Cumhurbaşkanı ile çalışarak delilleri toplayacağız ve onun suçlanması için, onun bunu yapmış olabileceğini gösterecek delilleri bulmamız lazım. Türkiye'nin ve bizim bulabileceğimiz herhangi bir delili kullanmamız gerekiyor. Bizim nasıl bir amacımız olabilir, bir teröristekucak açabilir miyiz? Bunu niye yapalım, bunun hiçbir anlamı yok. Mahkeme karar verecek."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!