Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Karatepe'den devekuşu benzetmesi

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Karatepeden devekuşu benzetmesi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2016 17:13

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Karatepe'den devekuşu benzetmesi

Haberin Devamı

Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, komisyonda kabul edilip Meclis'e gönderilen yeni anayasayı, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde biraraya geldiği öğrencilere anlattı. Karatepe, mevcut sistemin parlamenter sistem olmadığını söyleyip, "Ortada bir sistem var. Teknik olarak bana göre ne deve, ne kuş. Bu devekuşu. Ne parlamenter sistem ne de başkanlık sistemi" dedi.
Katip Çelebi Üniversitesi'nin konuğu olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, bir araya geldiği öğrencilere, yeni anayasayı anlattı. Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan'ın açılışını yaptığı toplantıda öğrencilere seslenen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Türkiye'nin kadim bir problemini konuşacaklarını söyledi. Yeni anayasaya yönelik, "Neden yeni anayasa? Neden başkanlık sistemini getiriyoruz ya da hükümet sisteminin neden değişmesi gerekiyor? Mevcut teklif nasıl ortaya çıktı? Teklif ne getiriyor? Bu yapılan değişiklikler yeter mi? Bunlar yapıldıktan sonra Türkiye'nin anayasa problemi biter mi?" sorularını kendisi soran Şükrü Karatepe şunları söyledi:
BU 16'NCI DEĞİŞİKLİK OLUYOR
"Yeni anayasanın nedenini açıklamazsak tartışmalar ortada kalır. Bizimki son ikisi darbeden sonra yapıldı. Bir ara rejim anayasası. 1982 yılında yapılan darbenin yapılma sebebi, Türkiye'deki kargaşadır. Şimdi nasıl terör varsa o zaman başka türlü terör vardı. O zaman şimdiki gibi bir bölgesiyle alakalı değil, hepsiyle alakalı. Ana iki gruba ayrılmıştı, birisine sağcı diğerine solcular deniyordu. Birbiriyle çatışıyordu, gerekçe ideolojikti. İki tarafın da ideolojisi vardı, çok kan döküldü. İşte bunun üzerine 12 Eylül geldi. Türkiye bu kadar gergin iken dünyada da böyle bir sistem vardı. Bu çatışmadan kurtarmak için, cumhuriyetin değerlerini ideolojik olarak yorumlayıp anayasaya doldurdular. Aradan çok geçmedi, darbenin lideri Kenan Evren Paşa cumhurbaşkanıyken, 1986'da 82 Anayasası değişti. 30 yıldır bu anayasa durmadan değiştiriliyor. Bir metin düşünün, ders notunuz, bir sözleşme düşünün. Bu 16'ncı değişiklik oluyor. İşte böyle bir anayasa ortada. Bu metin bir ideoloji doğrultusunda yazıldığı için yasakçı. 15 değişiklikte yasakların 15'i de değiştirilmiştir. Sürekli olarak 82 Anayasası değişmek zorunda kaldı."
"1982 ANAYASASINDA VESAYET VARDI"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, 1982 Anayasası'nın yasaklar getirdiğini ve milletin seçtikleri üzerinde vesayet kurduğunu anlatıp "Seçim oluyor, sandığa gidiyoruz, çoğunluğu sağlayan hükümeti kuruyor. Kanun yapacakları zaman öncelikle 'biz bunu yapsak acaba ne derler?' diyorlardı. Acaba dedikleri o vesayet kurumuydu. AK Parti iktidarı geldiğinde 'tak' önünü kestiler. Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası açtılar. 2007'de cumhurbaşkanlığı seçimi için askerler muhtıra verdiler. Kısacası, işte böyle bir vesayet sistemi oluşturmuşlardı. Bu vesayet sistemi toplumu aşağılıyordu" diye konuştu.
Mevcut sistemin parlamenter sistem olmadığını da ifade eden Şükrü Karatepe, "Parlamenter sistem benimsenirse sembolik bir cumhurbaşkanı seçmiş olacak. 1961 anayasası hiçbir yetki vermiyordu. Bu sistem sonunda 12 Eylül'ün yapılacağı darbe ortamı geldi. 'Nasıl olsa cumhurbaşkanların hepsi asker kökenli oluyor, cumhurbaşkanlığı makamını güçlendirelim' dediler. Çok güçlü bir cumhurbaşkanlığı tanzim ettiler. Bu parlamenter sisteme aykırıdır. Parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanları semboliktir. 2007'de mecliste yeni bir kanun geldi ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sağlandı. Cumhurbaşkanının güçlü ve halk tarafından seçilmesi başkanlık sisteminin özelliğidir. Mevcut anayasa artık parlamenter sistem değildir" diye konuştu.
DEVE VE KUŞ BENZETMESİ
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, parlamenter ve başkanlık sistemlerinin farklı olduğunu, her ikisinin de düzgün çalıştığı ülkelerin olduğunu söyledi. Şükrü Karatepe, "Ama geri dönüp halka 'siz artık cumhurbaşkanı seçmeyeceksiniz' derseniz, sonra cumhurbaşkanına gidip 'yetkilerin yüzde 80'inin geri alıyoruz' derseniz, bunu yapabilirseniz yaparsınız. Ortada bir sistem var. Teknik olarak bana göre ne deve ne kuş. Bu devekuşu. Ne parlamenter sistem ne de başkanlık sistemi. Bazı yöntemleriyle parlamenter sistem, cumhurbaşkanının çok yetkili olması ve halk tarafından seçilmesi başkanlık sistemi. Güçlü bir başbakanımız olduğunda bu sistem parlamenter sistem gibi çalışır, güçsüz bir başbakan olduğunda başkanlık sistemi gibi çalışır. Dediğim gibi, geri dönüş varsa geri dönüş, geri dönüş yoksa başkanlık sistemi. Başkanlık sistemi üç eşit gücün kenarından çektiği, üç köşesi de tam eşit. Bunda denge vardır. Bu sistemin özü; halk tarafından seçilen parlamento, halk tarafından seçilen başkana tam eşittir. Biz bunu Türkiye'de böyle yapamazdık. İster istemez 'Türkiye'ye göre başkanlık' dedik. Başkanı daha güçlü hale getiremezsiniz. İtiraz edildi. 'Parlamento üstün olmalı' dediler. Kararname yetkisinin hemen hepsini geri aldılar. Başkan sadece kendi kurumlarıyla ilgili kararname çıkaracak şimdi" dedi.
"MECLİS'İN ÜSTÜNLÜĞÜ ORTADAN KALKMIYOR"
Mevcut düzenlemeyle sanıldığı gibi Meclis'in üstünlüğünün ortadan kalkmadığını savunan Şükrü Karatepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuvvetler ayrılıyor. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı yoktur. Başkanlık sistemi varsa belki kuvvetler ayrılığından söz edilebilir. Teklif kabul edilirse Meclis sadece kanun çıkaracak. 'Zaten kanun yapmıyorlar mı?' diyorlar. Bütün kanunlar, ilgili bakanlıkların hukuk müşavirliklerinde hazırlanır. Kanunları bürokratlar hazırlar. Artık hükümet kanun tasarısı hazırlamayacak. Kanunlar teklif olarak vekiller tarafından mecliste verilecek. Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı bu demektir. Başkanlık sisteminde kanun metinleri komisyonda hazırlanıyor ve Meclis'te onaylanıyor. Hükümet, kuvvetler ayrılığı nedeniyle kanun teklif edemeyecek, kanun yapamayacak." dedi.
Düzenlemeyle askeri mahkemelerin de kapatıldığını anlatan Karatepe, "Askeri mahkemeler kapatılıyor, sıkıyönetim anayasadan çıkarılıyor. Artık Türkiye'de sıkıyönetim olmayacak. Sıkıyönetim, ülkenin askerlerce idare edilmesi demektir. Türkiye'de sadece askerle ilgili disiplin mahkemeleri ve askerlerin işlediği suçlarla ilgili diğer mahkemeler kalıyor. Savaş halinde gerekli görülürse askeri mahkeme kurulacak. Askeri mahkeme olmadığı için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Asker Yargıtay kapatılıyor. Askeri mahkeme olmadığı içinde askeri yüksek idare ve askeri Yargıtay kapatılıyor. Oradan üyeler anayasaya gelmeyeceği için üye sayısı 17'den 15'e düşecek" dedi.
Başkanlık sisteminin iyi ve uyumlu çalışabilmesi için parlamento ile seçimlerin aynı gün yapılacağını da söyleyen Şükrü Karatepe, konferans sonrasında öğrencilerden gelen soruları da yanıtladı.

FOTOĞRAF

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!