Karaoğlan’ın geleceği Jean-Luc’ün elinde

Güncelleme Tarihi:

Karaoğlan’ın geleceği Jean-Luc’ün elinde
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2007 00:00

Jean-Luc Colin, Türkiye’de şarap uzmanı denince akla gelen ilk isimlerden. Bordeaux Üniversitesi’nden önolog (şarap uzmanı) olarak mezun oldu. Okulda asılı "Kavaklıdere Şarapları, Türkiye’de çalışacak önolog arıyor" ilanı üzerine 1991’de Türkiye’ye geldi. 14 yıl Kavaklıdere’de çalıştı, Mey’e geçti. İki yıldır da danışmanlık yapıyor.

Şimdi de Malatya Arapgir’de kurulan şarap fabrikasına ortak oldu. Ortağı Hacı Akpınar ile Arapgir’in Karaoğlan cinsi üzümünü dünyaya tanıtmayı iş edindi. İki ortak, şimdi Karaoğlan üzümünden yapılmış ilk kırmızı şarabı, Günay’ı piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor.

Geçen yaz Malatya’da İncil satan yayınevine yapılan baskın ve Hıristiyanların öldürülmesi tüm Türkiye’yi sarsarken Arapgir İlçesi’nde kurulması planlanan şarap fabrikası projesini de etkilemişti. Doğduğu köye şarap fabrikası kurmak isteyen müteahhit Hacı Akpınar ile Fransız ortağı arasında bu cinayetten sonra kısa bir süre sorun yaşandı. Ancak Fransız ortak Jean-Luc Colin (43) tereddütten vazgeçti, "Ben de varım" dedi. Fabrika Arapgir İlçesi’nin Yazılı Köyü yakınlarında kuruldu. Ekim’de bağbozumu yapıldı, üzümler sıkıldı, tanklara dolduruldu.

Jean-Luc Colin, Hacı Akpınar’la nasıl buluştuklarını anlatıyor: "Bir ara şarap kursları veriyordum. Kursta müteahhitlik yapan Hacı Akpınar adında ilginç bir adam vardı. Şarap yapılışını bilmiyordu ama inanılmaz şarap fanatiğiydi. Sürekli Arapgir’in Karaoğlan üzümlerini anlatıyor, onlardan çok güzel şarap yapılacağına inanıyordu. Bunun için de doğduğu köye şarap fabrikası açmayı düşünüyordu. Kısa sürede dost, sonra da ortak olduk."

PRESLER İTALYAN, FIÇILAR FRANSIZ

Arapgir ilçesi Yazılı Köyü’nde Hacı Akpınar’a ait 15 dönümlük bir arazinin ortasına 700 metrekare kapalı alana sahip Yeni Doğuş adlı şarap fabrikasını kurdular. "Türkiye’de üzüm bağları ile fabrikalar arasında kilometrelerce yol var. Şarabın tanklarla taşınmasında fazla sakınca yok ama üzümün bağlardan toplandıktan sonra hemen suyunun sıkılması lazım. Biz de fabrikayı köyün yakınına kurduk. Preslerimizi İtalya’dan meşe fıçılarımızı da Fransa’dan getirttik. Bu arada fabrikanın çevresine de kendi bağımızı yapacağız" diyor Colin.

Fabrika kurulurken çevre köyleri gezip projelerini anlatmışlar. "Köy kahvelerine oturarak fabrikamızın bölgeye sağlayacağı katma değerden, istihdamdan söz ettim. Üretimde her türlü bilgi desteğini vermeye hazır olduğumuzu söyledim. Bana şarap doktoru, demeye başladılar."

Colin ve Akpınar’ın, Türk şaraplarının uluslararası yarışmalarda ödüller almasını sağlamak gibi hayalleri var. "Bunun içinde elimizdeki en büyük silahlardan birisi Karaoğlan üzümü" diyor Colin. "İri taneli ve koyu siyah renkli bu üzümden yakut kırmızısı, orta gövdeli, asidi yüksek, yumuşak tanenli, zarif ve dengeli şaraplar yapılacak. Şaraplarımız ızgara kırmızı etler, eski kaşar peyniri, kırmızı et şarküteri ve güveçlerle iyi uyum sağlayacak."

Karaoğlan üzümü, Boğazkere üzümüyle akraba; kalın kabuklu, sulu ve tanenli. Bir dönümde bir ton üzüm yetişiyor. Akpınar ve Colin, şubat ayında üç şarabı piyasaya çıkarmayı planlıyorlar. Bunlardan en pahalısı, sadece Karaoğlan üzümünden yapılma Güzey şarabı olacak. Yeni Doğuş adını verdikleri ikinci şarap ise, Karaoğlan ve Öküzgözü üzümlerinden yapılacak. Üçüncü şarap hakkında henüz bilgi vermiyorlar. Şarap şişelerini Paşabahçe yapacak ama henüz etiket tasarımı bitmemiş.

KEMAL SUNAL FİLMLERİNDEN TÜRKÇE ÖĞRENDİM

1991’de gördüğüm bir ilanla Kavaklıdere için Ankara’ya geldim. Kıraç Ankara bozkırları beni önce ürküttü. Ama gezdiğim bağları çok beğendim ve ikna oldum. Karadeniz ve Doğu’yu gezdim. Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere gibi şarapların üretilmesinde bulundum. 2002’de bu işimden ayrıldım. Bu dönemde, büyük ve küçük çok sayıda üreticiye danışmanlık yaptım. Şarap köylüden başlıyor. Üretici ile de tüketici ile de konuşmak lazım. Çok hızlı Türkçe öğrenmek zorundaydım. Türk filmlerinden, özellikle de Kemal Sunal filmlerinden öğrendim. Eşim Türk. 1994’te, Rotary Kulübü’nde tanıştık, 1996’da evledik. Can (10) ve Lara (5) adlı iki çocuğumuz var.

YABANCI ÜZÜM MERAKI YERLİ ÜZÜMLERİ SİLİYOR

Şarapçılık son yılların en moda mesleği. Birçok kişi adından söz ettirmek için şarap üretimine başladı. Bunu yaparken de dünyada ün kazanmış üzüm çeşitlerini bağlarına ekti. Toprağın yapısına, yörenin iklimine bakmadı. Ortaya dejenere ürünler çıktı. Yerli çeşitler de kaybolup gitmeye başladı. Türk bağları Fransız, İtalyan, İspanyol üzümlerine döndü. Şiraz ve Cabernet başarılı olabildi ama örneğin Fransız Semillon Trakya’da kötü sonuçlar verdi. Türkiye’de, Fransa’nın bir buçuk katı kaliteli şaraba müsait bağ var. Ancak Türkiye’deki üzüm üreticisi köylü bilinçli değil. Şarap tüketimi artıyor ama verim düşük.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!