Bu alışveriş merkezinde dolaşmak sokakta yürümeye benziyor

Güncelleme Tarihi:

Bu alışveriş merkezinde dolaşmak sokakta yürümeye benziyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2005 20:17

İstanbul Okmeydanı’daki Cevahir Otel ile Akın Plaza’nın yanında sıradışı bir alışveriş merkezi açıldı. İsmi Addresİstanbul. 12 bin 300 metrekarelik üç katlı alışveriş merkezinde sadece evle ilgili markalar var. İspanyol mobilya markası Becara By Cumba Selection ve İtalyan markası Casamania ilk kez Türkiye’de mağaza açtı mesela. Step, Bang & Olufsen, Bretz, Okuyanus Kitabevi, Casamania gibi markalar Addresİstanbul için özel mağazalar tasarladı.

Alışveriş merkezinin mimarı Emre Arolat ziyaretçileri kentin kaosundan koparmayı hedefliyor. Mağazalar rengarenk enstalasyon havuzlarının etrafına yerleşmiş, yerden ve birbirinden kopuk cam fanuslardan oluşuyor. Mağazaları birbirlerine bağlayan ve kıvrılarak kaybolan yollar, ziyaretçilere sokakta yürüyorlarmış hissi veriyor. Arolat ‘İçeri girerken kentten koparacağız, ama içeride başka bir kenti hissettireceğiz’ diyor. Bu izlenimi güçlendirmek için girişe de ekran tünelleri yerleştirecekler. Addresİstanbul’da 50’ye yakın mağaza var. Resmi açılış 11 Kasım’da. Ama alışveriş merkezi şu anda da açık. Bazı markalar hazırlıkları tamamlamış, bazıları tamamlamak üzere. New Yorker, Anjelique gibi mekanların yaratıcısı Doors Group’un açtığı Kichenette restoran yaklaşık üç haftadır hizmet veriyor.

Addresİstanbul projesinin temelleri iki sene önce atıldı. İki sene önce proje koordinatörü Funda Akın, Mimar Emre Arolat’ın ofisinden içeri girdi ve hayalini anlatmaya başladı. Tasarım odaklı bir merkez yapmak istiyordu. Emre Arolat’a ‘Okmeydanı’nda bir vaha yaratalım’ dedi. Funda Akın hayalini şöyle anlatıyor: ‘Benim ve ailemin asıl işi gayrimenkul. Biz gayrimenkul yatırımcısıyız. Addresİstanbul’un binası bizimdi. Bunu mantıklı bir işe çevirmek istiyorduk. Dekorasyon sektörünün çok büyük olduğunu fark ettik. Bunun 8 milyar dolarlık bir sektör olduğunu biliyor muydunuz? Tekstilden bile daha büyük. Çok dağınık olduğu için tekstil kadar prestiji yok. Bu konuyu sahiplenmeye karar verdik.’

Bu fikrini daha önce 15 mimara anlatmıştı. Herkes ilgilenmişti ama uygulamaya gelince olmamıştı. Emre Arolat 15. mimar olduğunu bu röportajda öğrendiğini söylüyor ve ilk günleri anlatıyor: ‘Anlattıkları benim için havada uçuşan sözler gibiydi. Tarif edilmiş bir şey yoktu. Bildiğimiz anlamda bir alışveriş merkezi istenmiyordu. Gene bildiğimiz anlamda bir design center da istenmiyordu. Funda istediği şeyi ‘life style center’ diye tanımlıyordu. O bu konu hakkında çok ciddi bir araştırma yapmıştı. Ben onların söylediğinden kendime göre bir şey anladım. Yaptığımız şeyi içi dolacak bir kabuk gibi düşündük. Her yola gelebilen bir durum yaratmaya çalıştık. Zamanla stil oluşturmama gibi bir derdim oluştu. İşin kritik noktası bu. Buranın bir stili yok. Mekanı bulduğumuz gibi kullandık. İlk girdiğimizde bir kolon tarlasıydı, bir garaja daha çok benziyordu.’

Funda Akın Addresİstanbul’un için ‘Burası sıradan bir ev kadının da, çok yaratıcı bir sanatçının da kendine göre bir anlam çıkaracağı bir mekan oldu’ diyor. Emre Arolat’a dönüp soruyoruz: ‘Peki bizi kentin kaosundan uzaklaştıran bir yaşam vahası oldu mu?’

Arolat’ın cevabı biraz karışık: ‘Aslında pek de öyle değil. Kentin kaosunu yeniden yaptık biz burada. Evet insanları içeri girerken dışarıdaki Okmeydanı’ndan koparıyoruz. Ama kentin çirkinliğinden kopuş diyebiliriz buna. Çünkü içeride kenti hatırlatmaya devam ediyoruz. Gelişigüzel bir mekan burası. Tıpkı İstanbul gibi, bir metropol gibi. Bulduğu yere yerleşen bir düzen var burada. Parselasyonu iyi yapılmamış gecekondu bölgeleri gibi. ’

Emre Arolat bu kopuşu merkezin girişine yerleştirilecek ekran tünelleriyle vurgulamayı hedefliyor. Bunun için Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Bölümü ile çalışıyorlar. Proje ile İhsan Derman ilgileniyor. ‘Dışarıyı unutturacak ekranlardan bahsediyoruz. Bu biraz kavramsal. İçeri girerken cep telefonuyla konuşuyorsanız tabii bu kopuşu yaşamanız mümkün değil. ‘

Mağazalar ana zeminden kopuk duruyor. Nedenini Emre Bey anlatıyor: ‘Binanın kendisinden de kopmak istedik. Dükkanların bir günde kalkıp gidecekmiş gibi durmasını doğru bulduk. Zeminle mağazaların arasında boşluklar var. O boşluklar şimdilik taşla dolu. Ama bu alan ilerleyen günlerde bir enstalasyon alanı olacak. Her şeyi bir günde yapmayalım, etekteki bütün taşları bir anda dökmeyelim dedik. Bu alanlar daima bir şey söyleyecek. Hayata dair ya da atıyorum, savaşa dair. Benim için enstalasyon denilen şey söz söyleme biçimidir.’

ÜÇ AYRI KAT ÜÇ AYRI TEMA

Addresİstanbul üç katlı bir alışveriş merkezi. Her katın kendine has bir çizgisi var. Funda Akın bunun bir amacı olduğunu söylüyor: ‘Hem tarz hem gelir dengesi olarak herkese hitap etmek istiyoruz. Ortak bir atmosfer ve felsefe yaratmadan mağazaları gelişigüzel dağıtırsam bu karaktersizlik olarak algılanır diye korktum. Farklı katlar yarattım.’ Birinci kat Addres Yaşam, ikinci kat Addres Modern ve üçüncü kat Addres Klasik olarak ayrıştırılmış.

Addres Yaşam’da Gurme, Relax, Keyif ve Konsept temaları işleniyor. Merkezin en büyük katı burası. En çok mağaza burada. Gurme bölümünde mutfak ve sofra aksesuarı markası Prestige, organik ürünler ve renkli aksesuvarların buluştuğu Orange Bell, farklı tatlar sunan gurme standları sayesinde konuklar lezzetli bir yaşamın kapısını aralıyorlar.

Relax bölümünde, doğal ürünler sunan Durance, sağlıklı uyku konseptiyle mağazasının tasarımını farklılaştıran Yataş Beyaz Dünya ve terapik kokuların içinde çelik ve tik banyo tasarımları sunan Qtoo mağazası, yeşil bir bahçenin çevresinde dingin, mistik bir yaşam ortamı oluşturuyor.

Konsept bölümünde Türkiye’de ilk defa 400 metrekarelik bir mağaza açan, Maison Objet’nin markalarından İspanyol Becara, aksesuvarları ile eklektik bir şıklık sunuyor. Bu bölümde ev tekstili ve dekorasyonda önde gelen birkaç mağaza daha var: Step, Persan, Layla Dekorasyon ve Estetik Decor. Bu arada yolunuza çıkan Avedo Design mağazasında ise Alinur Velidedeoğlu’nun tasarımları ve seçtiği sıradışı ürün seçenekleriyle karşılaşmanız mümkün. Derin markasının yaratıcısı Aziz Sarıyer bir mağaza açmak yerine Addresİstanbul’un ilk katında kendine bir enstalasyon alanı yarattı. Her ay son yaptığı tasarımları enstalasyon haline getirecek.

Addres Modern, farklı yaşam tarzları arasında seçim yapabileceğiniz bir galeri. Bu katta, Fatih Kıral’ın yeni markası Effe Kappa, modern İtalyan tasarımları sunan Ankara’nın lider tasarım mağazası Hikmet Möble İstanbul, uygun fiyatlı ve konforlu koltuklarıyla tanınan Alman koltuk markası Hilker, modern tasarımda farklı bütçelere uygun seçenekleri buluşturuyor. Türkiye’ye ilk defa giren Hollandalı Riviera Maison’un romantik ve doğal çizgileri, BRETZ’in lüks pırıltıları ve ICA’nın eklektik şıklığı da burada.

Addres Klasik’te ise Türkiye’ye ilk defa giren Paolo Gucci, Toninno Lamborghini gibi tasarımcıların koleksiyonlarını sunan Form Italia bireysel aksesuvarlardan, komple yaşam mekanlarına uzanan geniş bir yelpazede bir yaşam tarzı sunuyor. Old Hickory Tannery, Chandeliere, Lumiere, Galeri Hat ve China Antique mağazalarında da klasik aksesuvarlar ve antikalar var.

Şu anda açık olan mağazalar

Bang & Olufsen, Budun Design Company, Bretz, China Antique, Durance, Galeri Hat, Hikmet Möble İstanbul, Ica Home & Garden, Joy, Kichenette by Doors Restaurant, Krea Çerçeve, Layla Dekorasyon, Okuyanus Kitapevi, Qtoo, Lumiere Aydınlatma, Modatech, Persan

MEKAN LOŞ MAĞAZALAR LAMBA GİBİ

Mimar Emre Arolat Addresİstanbul’un aydınlatmasına çok özen göstermiş. ‘Genellikle alışveriş merkezlerinin aydınlatma tasarımlarını problemli buluyorum. Fazla aydınlık. Mağazaların dışında kalan alanların da panayır yeri gibi aydınlatılması müşterilerin enerjilerini çekiyor. Yarım saat dolaşsanız bile çok yoruluyorsunuz. Burası çok aydınlık değil. Hatta mağazaların dışındaki bölümler loş. Mağazalar birer aydınlatma elemanı gibi, lamba gibi davranıyor.’

DEZAVANTAJI AVANTAJA ÇEVİRDİK

Mimar Emre Arolat Adres İstanbul’un alışveriş merkezi ya da design center olmadığını söylüyor: ‘Bildiğimiz alışveriş merkezleri ve design centerlar tasarlanmış ve rasyonel yerlerdir. Burası mekanın kendi itibariyle çok irrasyonel çok olumsuz bir yerdi. Otoparka benziyordu. Biz bu durumu avantaja çevirdik.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!