Böyle olur gurmenin sonradan görmesi

Güncelleme Tarihi:

Böyle olur gurmenin sonradan görmesi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2010 00:00

Hiçbir lokantaya ve yemeğe burun kıvırmıyorlar. Gittikleri her yeri şenlendiriyor, bol kahkahalı ve muhabbetli uzun sofralar kuruyorlar. İştahla yiyorlar, ağızlarının şapırtısı 100 metre öteden duyuluyor. Bu sesi duyan gruba katıldığı için gitgide kalabalıklaşıyorlar. Bir de durmadan kilo alıyorlar. Onlar gastronomi bilgisi ve iddiası sıfır ama mizah anlayışı yerinde ‘Sonradan Gurmeler’. Salaş esnaf lokantalarını seven okumuş çocuklar

Çalışan bir annenin çocuğu için evlerinde doğru düzgün yemek pişmiyordu: “Başkalarının annesi börek açar, benimki dışarıdan sipariş vermek için telefon açar. Babam ‘tencere yemeği, tencere yemeği’ diye o kadar çok ağlandı ki, sonunda adı ‘tencere Ahmet’ kaldı” diye şakalaşıyor Ömürden Sezgin. Kendisi kardeşi Varlık’la birlikte ‘Sonradan Gurmeler’ oluşumunun kurucularından.
Zaten her şey bir şakayla başlamış: “Bir gün Ankara’da Ulus Sanayi’de Yazıcıoğlu köfte diye bir yere gidecektim. Domates ve marulun muşamba üzerinde yenildiği bir yer, adam gibi tabak bile yok, o derece salaş. Arkadaşlar mekanı arayıp, ‘Çok ünlü bir yemek yazarı gelecek’ diye haber vermiş. Gittiğimde öyle bir izzet ikram gördüm ki, inanamadım.”
Ardından kendisi gibi yeme-içmeye ve muhabbete düşkün arkadaşlarıyla birlikte spontan bir şekilde başka mekanlarda buluşmaya başlamışlar. Bundan sadece sekiz ay kadar önce gittikleri ilk mekansa Fatih’teki ‘Tirebolu Karadeniz Pidecisi’. Bu buluşmalar giderek sıklaşıp organize hale gelince, kaçınılmaz bir oluşum doğmuş. Kendi deyimleriyle ‘Türkiye’nin En Lezzetli’ grubu ‘Sonradan Gurmeler’ diye adlandırılınca da tablo tamamlanmış.

EN FAZLA 25 LİRALIK YEMEK

‘Sonradan Gurmeler’ artık düzenli olarak her cumartesi önceden seçilmiş bir mekanda buluşuyor. İnternetteki gruplarında 141 üye var, fanların sayısıysa 850. Gittikleri mekanların küçüklüğünün de etkisiyle, ortalama 25 kişi buluşuyorlar. Öğlen 15.00-17.00 gibi sakin saatleri seçiyorlar. Restoranların özelliği ‘az insanın bildiği çok insanı gittiği müdavim mekanları’ olması. Genellikle küçük ve salaş mekanlar bunlar. Herkes kendi hesabını ödüyor, zaten üst sınır kişi başı 25 liraya karın doyurmak. Fiyat yüzünden içkili lokantalardan mahrum kalsalar da, mekanlar onlara özel bir nevi ‘set mönü’ hazırlıyor. Genellikle İstanbul sınırlarında dolaşıyorlar, ancak ufaktan başka şehirlere açılmaya, hatta ‘franchasing’ vermeye başlamışlar.
Gruba üye olmak için sitedeki “Daha önce hiç yemek yediniz mi?” sorusuyla başlayan 15 soruluk bir formu doldurmak yeterli. Böylece buluşmalardan haberdar ediliyorsunuz. Grupla kaynaşmak da artık sizin sosyal becerinize kalmış. Ama hoş bir aidiyet duygusu yaratmayı başardıkları da aşikar. Üyelerin yaş ortalaması 30 civarında ama 60’ında katılımcı da var. Yaklaşık yüzde kırkı kadın. Genellikle beyaz yakalılar: Mühendisler, doktorlar, işletmeciler, bankacılar ve akademisyenler...
Böyle olur gurmenin sonradan görmesi

ISTAKOZ YERİNE LAHMACUN

“Amacımız bu toprakların yerel değerlerini ve tatlarını ortaya çıkarıp tanıtmak. İlgi alanımız sushi ve istakoz değil lahmacun. Ama fast food’dan uzak duruyoruz. Tamamen amatör ruhla hareket ediyoruz. Yemeyi sevmek ve yemek dışında da gastronomik bir bilgimiz ve iddiamız yok. Mekanların sahipleri genellikle iktisadi sıkıntı içinde olan küçük esnaf zaten. Sınırlı kaynaklarla harikalar yaratıyor, bizi hummalı bir şekilde ağırlıyorlar. Tabii bizi buyur etmek istemeyen mekanlar da oldu ama bunu doğal karşıladık” diyor kuruculardan Ömürden Sezgin.
Madem işler ciddiye binmeye başladı, bu ‘Sonradan Gurmeler’ nereye kadar gider peki: “Bir dergi ya da kitap projesi hayal ediyoruz. Bir de artık gittiğimiz mekanlara önceden haber vermesek iyi olur!”

ŞAKAYLA BAŞLADI, CİDDİ ÖRGÜTLENME OLDU

Ağırlıklı profili ODTÜ’lü mühendis olduğu için gruba zamanla analitik bir bakış açısı hakim olmuş. Hatta çalıştaylar bile düzenliyorlar. Kurucu üyelerden oluşan altı kişilik bir istişare grubu da var: Marka mühendisi Ömürden Sezgin (29), eczacı Varlık Sezgin (28), satın alma yöneticisi Bilal Özerol (28), satış planlama uzmanı Feridun Sarıhan (29), marka müdürü Mustafa Kabakçı (28) ve marka yöneticisi Eren Özata (25). Grupta ciddi bir işbölümü de var; tabldot, mutfak ve mönü bölümlerini ayrı ayrı vazifeleri var. Grubun kadınları da yakında ‘düdüklü tencere’ olarak patlayacak! Haftanın ‘gurmebaşısı’ önceden mekanı ve insanlar örgütlüyor. Mutfak ve mönü sorumluları fotoğrafları çekiyor ve internet sitesine konulacak yazıları hazırlıyor. www.sonradangurmeler.org

MEKANLARI NASIL DEĞERLENDİRİYORLAR

Gittikleri mekanların camına üstünde logolarının bulunduğu ‘Michelin’vari bir çıkarma yapıştırıyorlar. Yemeğin sonunda katılımcılara dağıttıkları değerlendirme formlarındaki kriterler şunlar: Tat/lezzet, ambiyans, sunum, servis/hizmet, hijyen, konum, donanım/kapasite ve fiyat. 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmeler sitedeki ‘Sonradan Gurmeler Endeksi’ne konuluyor. Şimdiye dek ziyaret ettikleri mekanlar arasında genel sıralamada ilk beşe girenler: Yanyalı Fehmi, Hatay Has Kral Sofrası, Antiochia, Ciğerci Hulusi ve Malatya Sofrası. Fatih Karadeniz Pidecisi, Ritsa Mantı, Fıccın, Sandal Balık, Van Kahvaltı Sofrası, Veli Balık, Sabırtaşı İçli Köfte, Beşir Bahçıvan Sofrası, Dirvana Balıkçısı, Konyalılar Etli Ekmek ve Hamov da ziyaret ettikleri diğer mekanlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!