Cook'un serüvenleri

Göreve geldiğinden beri başı dertten kurtulamayan İngiltere Dışişleri Bakanı Robin Cook, en son kendisini İsrail'de diplomatik bir skandalin tam göbeğinde buldu. İki günlüğüne gittiğim İsrail'de esen Cook fırtınasına tutulmamak mümkün olmadı. Televizyon ve gazetelerde varsa yoksa Cook. Mesele şu: Cook'un, Kudüs'un doğusunda Har Homa'da inşasına başlanan yeni yahudi yerleşim merkezini Fiistinli bir yetkilinin refakatinde ziyaret etmesi İsraillileri çileden çıkardı. Başbakan Benjamin Netanyahu, anında İngiltere Dışişleri Bakanı'nın onuruna vereceği iki daveti iptal etti. Netanyahu'nun peşinden diğer davetler de iptal edildi ve Cook, Kudüs'teki İngiliz elçiliğinde bira ve sandöviç ile idare etmek zorunda kaldı. Cook'a göre, Har Homa ziyareti, yeni yerleşim merkezlerinin barış görüşmelerine sekteye uğrattığını göstermek amacını güden ‘‘sembolik bir ziyaret’’. Ancak Kudüs son derece hassas bir konu. Cook'un ‘‘İsrail'in başkenti Kudüs'e hoşgeldiniz’’ diye karşılayan İsrailli bakan Dan Haveh'e ‘‘Kudüs sadece İsrail'in değil, Filistin'in de başkenti’’ diye cevap vermesi de ortamı geren başka bir faktör. Har Homa'daki olaylı ziyareti televizyondan izledim. Cook'un şansızlığına, Kudüs'te yıllardan beri görülmemiş bir soğuk var. Yağmur, kar hepsi bir arada. İngiliz Dışişleri Bakanı'nın elinde kocaman bir şemsiye. Bir yanda, alnında iyice seyrelmiş kızıl saçlarını bir sola, bir sağa savuran dondurucu rüzgarla boğuşuyor, diğer yanda da kendisini saatlerden beri Har Homa'da bekleyen sağcı İsrailli göstericilerle. Göstericilerin gözleri kara. Ellerindeki pankartlara ‘‘Cook sen bizimle değil, İrlanda sorunu ile ilgilen’’ ‘‘Londra daha bataklık iken, Kudüs Yahudilerin başkentiydi’’ ‘‘ Cook hastalığını İsrail'e sokmayın’’ gibisinden cümleler yazılı. Cook'u iyice hırpalamayı kafalarına koymuşler besbelli.Ertesi sabah gazetelerin başlıklarında yine Cook. İngiliz Dışişleri Bakanını yerden yere vuruyorlar. 52 yaşındaki bakanın, Tony Blair'in başını ilk kez belaya sokmadığından sözediliyor. Cook, göreve geldiği günlerde, kendisinden kara mayınları konusunda bilgi almak isteyen Prenses Diana'yı 20 dakika bekletmiş. Kraliçe II.Elizabeth'in Hindistan'ı ziyaret etmesinden kısa bir süre önce Pakistanlılarla Kaşmir meselesi yüzünden kapışmış. Hindistan gezisi sırasında ise, sevgilisinin hasretine dayanamayarak, kraliçeyi tek başına bırakmış ve İngiltere'ye dönmüş...Ve nihayet, İngiliz Dışişleri Bakanını en can alıcı yerden vuruyorlar: ‘‘metresi için 28 yıllık karısını terketmiş bir adam’’. Sanki, metresi uğruna karısını terkeden adamın politik gaflar yapması kaçınılmaz.Cook, deneyimli bir politikacı gibi davranmamış olabilir. İngiltere'nin dönem başkanlığını yaptığı Avrupa Birliği'nin Ortadoğu barış sürecinde söz sahibi olmak yolundaki çabalarına darbe indirmiş de olabilir. Hatta, Har Homa ziyaretiyle, AB'yi yandaş olarak görmek isteyen Filistinlilere de zarar vermiş olabilir. Herşey tamam da politik saldırılarda, şu özel yaşamın koz olarak kullanılmasını anlamak mümkün değil.
Yazarın Tüm Yazıları