Çok önemli tüyümüzün uyumu!

Bekir Coşkun’un Pako’su gittikten sonra. Zaten tahmin edeceğiniz üzere, isminin sebebi de ta kendisi. Annemin emri.
Pako’dan önce top kafalı kaniş Tiger vardı. 1993’te gelmiş, 2004’te göçmüştü. Coşkun’un Pako’sundan tam bir ay önce.
Tiger gidince yas ilan edildi evde. Aileden biriydi çünkü o. Eve “ölüm sessizliği” çöktü. Annemin ve babamın keyfi aylarca yerine gelmedi.
Sonra bir gün, hep birlikte otururken kafamda bir ampul yandı.
Bu ruhu kaçmış evi eski haline getirecek bir dört ayaklı lazımdı!
Kapıyı açınca üstünüze atlayacak, kendini evin çocuğu gibi sevdirecek bir başka köpek!
Pako’yu eve getirdiğimde annem sinirden ağladı. Çünkü bir kere daha bağlanamazdı, bir kere daha acı çekemezdi. Babam da şöyle bir göz ucuyla baktı simsiyah yakışıklı ıngiliz Cocker’a...
Tatsız tanışma merasimini uzatmadım, (henüz) isimsizi banyoya soktum. Mum gibi durdu, çok usluydu. Sonra tüylerini kuruttum, birlikte uyuduk.
ılk gecemiz böyle geçti Pako’yla.
Asla bir köpeği Tiger’dan daha çok seveceğimi düşünmezdim. Yanılmışım. Tam da düşündüğüm gibi, Pako, eve eski neşesini getirdi. Aileden biri oldu. Aileden biri derken, öyle laf olsun diye söylemiyorum. Pako’yla gün içinde en az bir kere telefonlaşırız. şaka yapmıyorum. Ben “şeker de şekkker oğ-lum” derim, o ahizeyi yalar. Eğer ahizenin öbür ucundan şlops şlops diye ses gelmiyorsa bir yamukluk var demektir.
Adam küsmüş... Özlemekten küsmüş... Ümidi kesmiş! “Bizimki, baba evine gelmeyecek artık” demiş! Bilmiyor ki, mama parası kazanıyoruz burada. Onun derdi başka, “Gel bir yüzünü göreyim, sonra yalarız ahizeyi” diyor.
Azıcık zorlasa kendini konuşacak, fakat gelemedik daha oraya. Gerçi annem ara sıra “anne” dediğini iddia ediyor...
Bizimki keman ve her türlü üflemeli çalgı sesine gıcık. Hüsnü şenlendirici çıkınca kanalı değiştiriyor, o derece.
Bana kalırsa annem, Pako’nun, Hüsnü’yü protesto amacıyla ulurken çıkardığı tuhaf sesleri kendine yoruyor!

Yüzüğü takalım

Sevgili Pako’nun bugüne kadar biz aile eşrafına pipisini çıkarmışlığı yoktur. Öyle hiç kızlarda, evdeki yastık ve dahi peluş oyuncakta, misafirlerin bacağında gözü olmadı.
Ta ki bugüne kadar...
Hanidir Pako’yu her yumuşak satıhla cinsi münasebet halinde yakalıyorum! Baba olma vakti gelmiş! İşimiz zor, kolay kolay aynı cinsten münasip eş bulunmuyor... ıZ TV’de program yapan Wilco Van Herpen’in köpeği Luna’da gözüm var, ama bilmem yanaşır mı... Yanaşsa da zor, çünkü Luna sürekli Wilco’yla seyahatte. Zaten Pako, “Melike, long distance relationship bana uymaz, yapamam ben, burası büyük şehir, yarın sokakta kiminle karşılaşacağını bilemezsin, ayrıca biliyorsun sekste tüy uyumu çok önemli” diyor. Bilemiyorum... Yine de galiba Luna’yı tasmalı duvaklı gelin olarak görmek istiyorum!

Havla ve tavla!

Neyse efendim, internetin başına geçmiş, köpeğe eş bulmak zor derken havlatavla.com’a bir bakayım dedim. Bu “köpek sosyalleşme sitesi” geçen sene açılmıştı. Ta o zamanlar bizim Pako’nun Sayfası’nda da uzun uzun anlatmışlardı kendilerini fakat o dönem bir avuç üyesi vardı sitenin. Amacına henüz ulaşamamıştı.
Epey sular akmış o vakitten beri, şimdi sitede 2 binden fazla köpek sahibi çocuklarına eş aramakta! Sitenin kurucusu Gökçe Kaya Nalıncı, hızla büyüdüklerini söylüyor. Bazı hayvanseverlerden de anlam veremedikleri eleştiriler alıyorlarmış! “Barınaklarda bu kadar sahipsiz köpek varken niçin zaten bir eli yağda bir eli balda olan köpeklerin çiftleşmesine önayak oluyorsunuz” diyorlarmış. Bence biraz sapla saman karışmış.
Elbette çiftleşecek köpekler, doğanın kanuna karşı mı çıkalım yani!
Ben onu bunu bilmem, bu havlatavla hayırlara vesile oluyor.
Pako’ya bir kız da oradan beğendim, müsaadeleri olursa hamama götüreceğim.