Çok bilinmeyenli denklem
Güncelleme Tarihi:
<B>Nuran ÇAKMAKÇI</B>
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2004 22:04
Hem ilköğretim, hem de ortaöğretimde bazı değişiklikler oluyor. Ama yenilikler kafa karıştırıyor. Örneğin, ilköğretimde başarısız öğrenci ile ilgili okullar ne yapacak?
Bilinmiyor.
Okul yöneticileri birbirlerine soruyor.
Çünkü yönetmelik net değil.
Geçmiş yıllarda başarısız öğrenci ile ilgili veli görüşü alınır, sonra öğretmenler kurulu çoğunlukla sınıf geçirirdi.
Şimdi başarısız öğrenci, dersler sona erdikten hemen sonra 15 günlük kursa devam edecek.
Ders bitiminin hemen ardından aynı gün sınav yapılacak.
Şimdi karışıklık da burada başlıyor.
Birkaç dersi olanlar ne yapacak?
Hangi kursa devam edip, aynı gün yapılan sınavlardan hangisine girecek?
Bir yıl boyunca konuyu öğrenemeyen öğrenci birkaç gün içinde nasıl öğrenecek?
Kurs süresi daha uzun olsa, eylülde de sınav hakkı verilse daha akıllıca olmaz mıydı?
Olurdu.
Çünkü 180 günde başarılı olmayan çocuktan 15 günde başarmasını beklemek pek gerçekçi gelmiyor bana.
*
Orta öğretimde de şöyle garip bir durum var:
Milli Eğitim Bakanlığı, liselerde devamsızlık hakkını 45 güne çıkardı.
Bunun 20 günü raporsuz, 25 günü raporlu.
‘ÖSS için yaptılar’ dedirtmemek için de sadece lise sonlara değil.
Bütün lise sınıflarına bu hakkı verdiler.
Aslında, ilgili herkes amacı biliyor: Çocuk rahat dershaneye gitsin, sınavlara hazırlansın.
İyi güzel de bu kararın ardından bir genelge daha okullara gitti.
‘Aman, çocukların devamsızlıklarına pek izin vermeyin.
Rapor almamamasını sağlayın.
Çocuğu okulda tutmaya çalışın.
Rehberlik çalışmalarını arttırın.
Sınıflarda ÖSS'ye yönelik çalışmalar yapın.’
Şimdi nedir bu?
İlk genelge ile ikincisi çelişmiyor mu?'
Bir taraftan çocuk dershaneye gidebilsin diye devamsızlık hakkını artırıyorsun.
Diğer yandan okulda tutmanın yöntemlerini arıyorsun.
Birinde ÖSS'ye yönelik olmadığını göstermek için tüm lise sınıflarda devamsızlık hakkını artırıyorsun.
Öbüründe ÖSS'ye yönelik soru çözülmesini istiyorsun.
Peki buna müfredatın izin veriyor mu?
Hayır.
*
Okul müdürlerinin kafaları çok karışık.
Biraz da kızgınlar.
Nasıl olmasınlar?
Sorunlar çözülüyor diye umutlanırken, yeni bir karmaşa ile karşılaşıyorlar.
İnisiyatif de kullanamıyorlar.
Çünkü başları belaya girer.
Ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Çok bilinmeyenli denklem.
Çöz çözebilirsen.
Bilinmiyor.
Okul yöneticileri birbirlerine soruyor.
Çünkü yönetmelik net değil.
Geçmiş yıllarda başarısız öğrenci ile ilgili veli görüşü alınır, sonra öğretmenler kurulu çoğunlukla sınıf geçirirdi.
Şimdi başarısız öğrenci, dersler sona erdikten hemen sonra 15 günlük kursa devam edecek.
Ders bitiminin hemen ardından aynı gün sınav yapılacak.
Şimdi karışıklık da burada başlıyor.
Birkaç dersi olanlar ne yapacak?
Hangi kursa devam edip, aynı gün yapılan sınavlardan hangisine girecek?
Bir yıl boyunca konuyu öğrenemeyen öğrenci birkaç gün içinde nasıl öğrenecek?
Kurs süresi daha uzun olsa, eylülde de sınav hakkı verilse daha akıllıca olmaz mıydı?
Olurdu.
Çünkü 180 günde başarılı olmayan çocuktan 15 günde başarmasını beklemek pek gerçekçi gelmiyor bana.
*
Orta öğretimde de şöyle garip bir durum var:
Milli Eğitim Bakanlığı, liselerde devamsızlık hakkını 45 güne çıkardı.
Bunun 20 günü raporsuz, 25 günü raporlu.
‘ÖSS için yaptılar’ dedirtmemek için de sadece lise sonlara değil.
Bütün lise sınıflarına bu hakkı verdiler.
Aslında, ilgili herkes amacı biliyor: Çocuk rahat dershaneye gitsin, sınavlara hazırlansın.
İyi güzel de bu kararın ardından bir genelge daha okullara gitti.
‘Aman, çocukların devamsızlıklarına pek izin vermeyin.
Rapor almamamasını sağlayın.
Çocuğu okulda tutmaya çalışın.
Rehberlik çalışmalarını arttırın.
Sınıflarda ÖSS'ye yönelik çalışmalar yapın.’
Şimdi nedir bu?
İlk genelge ile ikincisi çelişmiyor mu?'
Bir taraftan çocuk dershaneye gidebilsin diye devamsızlık hakkını artırıyorsun.
Diğer yandan okulda tutmanın yöntemlerini arıyorsun.
Birinde ÖSS'ye yönelik olmadığını göstermek için tüm lise sınıflarda devamsızlık hakkını artırıyorsun.
Öbüründe ÖSS'ye yönelik soru çözülmesini istiyorsun.
Peki buna müfredatın izin veriyor mu?
Hayır.
*
Okul müdürlerinin kafaları çok karışık.
Biraz da kızgınlar.
Nasıl olmasınlar?
Sorunlar çözülüyor diye umutlanırken, yeni bir karmaşa ile karşılaşıyorlar.
İnisiyatif de kullanamıyorlar.
Çünkü başları belaya girer.
Ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Çok bilinmeyenli denklem.
Çöz çözebilirsen.