Çoğunlukçu demokrasi

SAYIŞTAY konusunda iktidar partisi yine değişiklikler yapmak istiyor.

Haberin Devamı

Halbuki Sayıştay Kanunu’nu 3 Aralık 2010’da kendisi çıkarmış, 2012 Temmuz’unda yine kendisi değişiklikler yapmıştı. Bir yıl dolmadan bir değişiklik daha! Niye?
İktidar partisinin Temmuz 2012’de Sayıştay Kanunu’unda yaptığı değişiklerden önemli bir kısmını Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. Sayıştay’ın rapor verme yetkisini kısıtlayan 35. maddedeki değişikliği Anayasa Mahkemesi kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bulmuştu. Çünkü Meclis mali konularda ancak Sayıştay raporlarına bakarak yürütme erkini denetleyebilir, bu raporlar kısıtlanırsa yasama erki yürütmeyi iyi denetleyemez!
Ben de AYM’nin iptal kararını “Devrim Gibi” diye alkışlamıştım. (Hürriyet 31 Aralık 2012)

SAYIŞTAY’A  SORMADAN

Aradan dört ay geçti,  AK Partili vekiller Sayıştay Kanunu’nda yeniden değişiklikler yapılması için geçtiğimiz cuma günü Meclis’e kanun teklifi verdiler!
Yürürlükte olan Sayıştay Kanunu’nun 25. maddesinde Sayıştay Genel Kurulu’na bir görev verilmiş; şöyle:
“Sayıştay’a ilişkin kanun tasarısı ve teklifleri hakkında görüş bildirir”.
Fakat, Sayıştay Kanunu’nda değişiklik önerenler, Sayıştay’a görüşünü sormadan teklifi hazırlayıp Meclis’e sunmuşlar!
Yürürlükteki Sayıştay Kanunu iyi bir kanundur; Sayıştay geleneklerine de evrensel “yüksek denetim” ilkelerine de uygun... Buna rağmen diyelim ihtiyaç duydunuz, Temmuz 2012’de değiştirmek istediniz...
Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti...
Şimdi niye yeniden değişiklik?! Üstelik, her kesimin güvendiği asırlık bir kurum olan Sayıştay’a sormadan, görüşünü almadan!

Haberin Devamı

AÇIK DİLEKÇE VERİYORUM

Yeni teklifte Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği maddeler tekrar getirilmiyor; güzel, böyle olması gerekir. Fakat bu defa başka maddeler değiştirilerek yine Sayıştay’ın denetim raporlarından Meclis’in ve kamuoyunun yararlanması kısıtlanıyor.
Dahası, Meclis çoğunluğu, yani iktidar partisi, Sayıştay bünyesindeki teknik nitelikli Rapor Değerlendirme Kurulu’nda etkili hale gelecek!
AK Parti’nin anayasa taslağında da ortaya çıkan “çoğunlukçu demokrasi” anlayışının bir örneğidir bu. Liberal demokrasiye uymaz.
Sayıştay hakkında yine yazacağım. Şimdi, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı, değerli hukukçu Sayın Ahmet İyimaya’ya bir açık dilekçe sunuyorum: Teklif komisyona geldiğinde lütfen Sayıştay’ı da çağırarak görüş alın; zapta geçsin... Eminim çok yararlı olacaktır.

Haberin Devamı

TANZİMAT’TAN BU YANA

Geçen ay Sayıştay’da “Kuvvetler Ayrılığı” konulu bir konferansa davet edildim. Sayıştayımızın ne kadar değerli ve insan kalitesi ne kadar yüksek bir kurum olduğunu gördüm. Özellikle Sayıştay Başkanı Dr. Recai Akyel’den dünyadaki yüksek denetim kurumlarının ve bizde bu işi yapan Sayıştay’ın nasıl çalıştığı hakkında aydınlatıcı bilgiler edindim.
Konferans vermiş gibi değil, konferans dinlemiş gibi döndüm.
Tanzimat reformlarının en önemlilerinden biri, “Divan-ı Muhasebat” adıyla 1862 yılında Sayıştay’ın kurulmasıydı. Sayıştay binasında kuruluş fermanı ve izleyen düzenlemeler sergi halinde teşhir ediliyor. Kurumların köklü olması, kuvvetli bir “kurumsal hafıza”ya, bilgi ve gelenek birikimine sahip bulunması hayati derece önemlidir. Hele de Türkiye gibi siyasi hayatı kesintilere uğramış toplumlar için bu tür tarihi kurumlar temel çivisi gibidir.
Bu kurumlara dışarıdan fazla müdahale etmemek, kendi dinamikleriyle gelişmelerini sağlamak gerekir.

 

Yazarın Tüm Yazıları