Çocuklarda duygu yönetimi

Günümüz dünyasında çocuk yetiştirmek tüm ebeveynler için zor. Hepimiz her gün bir “tık”la dünyada olup bitenlere, bütün haberlere ulaşıyor, gündemi anbean takip ediyoruz.
Hemen hemen her gün bilimde, teknolojide olan güzel gelişmelerle seviniyor ya da tam tersi bizi çok üzen, sinirlendiren olaylarla karşılaşıyoruz. Bu okuduklarımız bizim veri tabanımızı oluşturuyor ve bu veri tabanımızdaki bilgilere göre belli bir duruş sergiliyoruz.
Biz bir duruşu sergilerken bizden en fazla etkilenenler ise en yakınımızda bulunanlar, yani çocuklarımız oluyor. Eğer bizler olayları değerlendirirken işin içine duygularımızı da katarsak, aynı şekilde çocuklar da bunu taklit edecektir.
Siz haklı olarak şu soruyu sorabilirsiniz: Peki duygu yüklemek yanlış mı? Çocuklarımız duygusuz mu olsun?
Hayır, elbette ki duyguları olacak, zaten bu engellenecek bir durum değil. Ancak duyguları kontrol altına alabilmeyi öğrenmek hem sizin hayatınızı hem de çocuğunuzun geleceğini kurtarır.

KORKU VE KAYGILARA ESİR OLMASIN

Çocukların olayları okumak, görmek, değerlendirebilmek için objektif bir bakış açısı kazanması gerekir ki hiçbir güç onu etkisi altına almasın. Siz çocuğunuza ne kadar çok “ah vah tüh” yüklerseniz, onun kendine güveni bir o kadar zedelenir, gelişim gösteremez.
Bırakın hiçbir sınır tanımadan kendisini geliştirebilme fırsatı olsun. Korkulara, kaygılara esir olmasın; ki aslında şu an tüm dünyada terör grupları tarafından yapılmaya çalışılan da bu...
Bizler bunlara fırsat vermeyecek, her ne olursa olsun çocuklarımızın önünü açmaya, potansiyellerini maksimum seviyede kullanabilmeleri için onlara engel olabilecek her tür konuşmadan, söylemden kaçınmaya devam edeceğiz.
Zaten aksi düşünülemez. Nefes alıp vermeye devam ettiğimiz sürece sonraki nesillerin önünü açmak boynumuzun borcudur.
Çocuklarımızın moralini bozmaya, onlara gelecek kaygısı yüklemeye hiç hakkımız yok. Bizlere düşen ancak onlara fırsatlar sunmak olmalıdır.

DUYGU YÖNETİMİ İÇİN ÖNERİLER

◊ Çocuklarınızla konuşurken, onların duygularını, hislerini ciddiye alın. “Aman ne var bunda bu kadar problem yapacak” demeyin, çünkü böyle bir durumda çocuklar, anne babası tarafından anlaşılmadığını düşünecektir.
◊ Konuşmak için sakin bir anını kollayın. Çocuğunuzun davranışlarından anlamanız gereken de şudur: Konuşarak mı rahatlamak istiyor, yoksa sakin ve sessiz kalarak mı?
◊ Çocuğunuzla birlikte boş bir karton kutuyu süsleyip, bunu “duygu kutusu” olarak kullanın. Bunun içine kendisini nasıl hissettiğiyle ilgili (kızgın, üzgün, mutlu) bir yazı bırakabilir. (Yazı yerine ruh halini gösteren bir resim de yapabilir.)
◊ Çocuğunuz sinirlenmeye başlarken, patlamaya hazır durumdayken, ona o an vücudunda tam olarak neler olduğunu sorabilirsiniz. O an tam neler hissettiğini, fiziksel olarak tam neler olduğunu konuşabilirsiniz. Bu, farkındalık ve duygu kontrolü açısından çok faydalı olacaktır.
Tabii asıl önemlisi, kendinizi kontrol etmeniz: Sinirlendiğinizde, üzüldüğünüzde sizin durumunuz nedir? Sizde fiziksel olarak neler değişiyor? Ne kadarını, nasıl kontrol edebiliyor veya edemiyorsunuz?
Eğer çocuk yetiştiriyorsak, duygu kontrolü çalışmalarına önce kendimizden başlamamız şart. Çocuklar, anne veya babanın verdiği kuru tavsiyelere asla uymazlar, yaptıkları tek şey taklit etmektir. Sizi kopyalayacaktır ve bilinçaltı o kopyalama ile çocuğunuzu ele geçirip duygular çocuğunuzu esir alacaktır. Bu esaretten kurtulduğumuz takdirde, gelecek nesil bambaşka bir ışıkla dünyayı aydınlatacaktır.