Çocuklara şiddete karşı 'Mavi Rozet'

Türkiye Milli Pediatri Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Yurdakök, şiddet, suistimal ve ihmalin çocukların bedensel ve duygusal gelişimlerini etkileyen faktörlerin başında geldiğini söyledi.

Yurdakök, Türkiye tarafından da kabul edilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun hazırladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin, taraf ülkeleri “çocuğu, anne-babanın ya da bakımından sorumlu diğer kişilerin her türlü kötü muamelesinden (bedensel ya da zihinsel saldırı, ırza geçme dahil her türlü istismar, ihmal ve kötü muamele) korumak, istismarını önlemek ve bu tür davranışlara maruz kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlamakla” yükümlü tuttuğunu belirtti.

Ülkede şiddetin bir “terbiye” biçimi olarak algılanması ve bunun gerek aile içinde gerekse kamusal yaşamda meşru olarak görülmesinin, şiddetin hem tekrarlanmasına hem de gizlenmesine yol açtığını kaydeden Yurdakök, “Sözde 'terbiye' adı altında çocuklar dayak yiyor, bodrum gibi karanlık odalara kapatılıyor, yakılıyor, ağızlarına biber sürülüyor, aç bırakılıyor, azarlanıyor ve aşağılanıyor” dedi.

“AİLELERİN ÜÇTE BİRİNDE AİLE İÇİ ŞİDDETE RASTLANIYOR”

Yurdakök, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığının yaptığı bir çalışmaya göre ülkede ailelerin 3'te birinde aile içi şiddete rastlandığını söyledi. Şiddet uygulanan hanelerin 4'te 3'ünde çocukların şiddete tanık olduklarının saptandığına dikkati çeken Yurdakök, bu çocukların şiddet sonrası korku, anne-babayı sevmeme, içine kapanma, saldırganlık şeklinde tepki verdiklerinin gözlendiğini anlattı.

Aile içi şiddetin, ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyinin düşüklüğü, hanedeki birey sayısının fazlalığı, kadının işinin bulunmaması ve alkol bağımlılığı gibi nedenlerden kaynaklandığını belirten Yurdakök, şunları söyledi:

“Çocukların hayatında şiddet, ruhsal açıdan gelişimlerini de olumsuz etkiliyor. Çocuk ve ergenlerde şiddet, sosyal uyum azlığı, anti-sosyal davranışlar, okula devamsızlık, dikkat azlığı, okul başarısında düşüklük, riskli davranışlar, başkalarına şiddet gösterme, düşük benlik saygısı, güvensizlik, yeme bozuklukları, sağlık problemleri, alkol ve madde bağımlılığı, intihar girişimi, huzursuzluk, depresyon, hatalı cinsel seçimler (erken cinsel ilişki, fahişelik, birden fazla cinsel eş), kendine zarar verme, suç işleme ve hatta ölümle sonuçlanıyor. Sonuçta şiddet küçük yaşta aile içinde öğrenilirken, şiddet şiddeti doğuruyor.”

“KOCASINDAN DAYAK YİYEN KADIN ÇOCUĞUNU DÖVÜYOR”

Kocasından dayak yiyen kadınların, çocuklarını, özellikle erkek çocuklarını daha fazla dövdüğünü belirten Yurdakök, çocukluğunda şiddetle karşılaşanların büyüdüklerinde şiddet uyguladığını söyledi.

Kendilerine yönelik fiziksel ya da duygusal bir saldırı olmasa bile çocukların şiddetle tanışmalarının televizyon yoluyla da olduğuna dikkati çeken Yurdakök, ekranlarda şiddetin görsel ve işitsel olarak silahlı çatışma, trafik kazası, çarpışan taşıtlar, kan, ceset, tabut, yaralı ve acı çeken insan görüntüsü, taş ve sopayla saldırı ve patlayan bombalarla sunulduğunu anlattı.

Televizyondan şiddet içeren tutum ve davranışları öğrenen çocukların, gerçek yaşamda şiddete karşı duyarsız hale geldiğini anlatan Yurdakök, böylece minik beyinlerde “şiddet kurbanı olma” korkusunun geliştiğini söyledi.
Yurdakök, medyada sunulan şiddetin etkisinin azaltılması için ailelere görevler düştüğünü ifade ederek, anne ve babanın, çocukları için bir model olması gerektiğini bildirdi.

Toplumun çocuğa yönelik şiddet, istismar ve ihmale karşı duyarlı hale getirilmesinin önemine işaret eden Yurdakök, bu amaçla “Mavi Rozet” kampanyası başlattıklarını söyledi. Bu hareketin ilk kez ABD'de, 3 yaşındaki torunu annesinin erkek arkadaşınca dövülerek öldürülen Bonnie Finney adındaki bir kadın tarafından başlatıldığını hatırlatan Yurdakök, kampanyayı destekleyenlere, dövülen çocukların vücutlarındaki çürükleri temsil etmesi nedeniyle seçilen mavi renkteki rozetlerden takmaları çağrısında bulundu.

“Mavi Rozet” kampanyasının yarın başlayacak ve iki gün sürecek “Ankara Pediatri Günleri” ile start alacağını bildiren Yurdakök, kongrede çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında sık karşılaşılan konulardaki gelişmelerin değerlendirileceğini söyledi.