Çocuklar babalarının yolunu gözler...

Yaz tatilimizin ilk pazarını Babalar Günü’nü kutlayarak geçireceğiz. Kimimizin babası boynuna sarılabilecek kadar yakında, kimimizin babası ise benim babam gibi çooook uzaklarda olacak. Bütün babaların Babalar Günü kutlu olsun.

Geçen gün, beş yaşındaki bir çocuğun, babası her gün işe giderken neler hissettiğini anlattığı bir şiir okudum. Ve Babalar Günü’nde bu küçük hayalperestin şiirini sizlerle paylaşmak istedim.

BABAMIN İŞİ

Kapıdan çıkmadan beni kucaklar, pencereden bakar ona bir kez daha el sallarım

İşte gidiyor babam, ‘iş’ adını verdiği bir yere

Gitmesi gerektiğini söylüyor, orası neresidir bilmiyorum.

Ama orayı seviyor olsa gerek, her gün gittiğine göre.

Durun bakayım! Sanırım anladım

Oraya oyun oynamaya gidiyor olmalı.

***

‘İş’ adı verilen o yer, bir kale olmalı koskocaman

Evet orası bir kale, babamsa oranın kralı!

Eminim yüzlerce, hayır binlerce oyuncak var orada

Babam trampet çaldığında ya da eski püskü ayısına şarkı söylediğinde

Kimsenin ‘Hey kes şu gürültüyü’ diye bağırmadığını biliyorum.

***

Kalesinin dışında bir de hayvanat bahçesi var

İçinde aslanlar, kaplanlar ve rengarenk palyaçolar

Palyaçoların yaptıklarına gülüyor olmalı, ben de orada olsam ben de gülerdim, biliyorum!

Oysa ben evdeyim, kahvaltı edeceğim

***

Umarım bugün kahvaltıda, tatlı birşeyler vardır.

Şimdi oturuyorum işte babacığım geliyor, gözlerimi açsam mı?

Hayır olamaz! Bundan nefret ediyorum!

Elimde çatalımla yumurtalarımı seyrederken, ‘İş’ adındaki yere giden

Babamı düşünüyorum,

Onun elinde kaşık olmalı, dondurmasını yiyebilmek için,

İddiaya girerim, bileğinde bir de balon bağlıdır.

Evet dondurma ve pasta ve öğle yemeği olarak şekerleme!

***

Dondurması pazartesi günleri çikolatalı, salıları vanilyalı

Çarşamba çilekli, perşembe naneli, tepesinde de vişneli

Peki ya cumaları? Sanırım, onu biliyorum

Babam benim en sevdiğim fıstıklıyı istiyor o gün!

***

Ay! Şimdi çıldıracağım

‘İş’ denilen yer çok eğlenceli olmalı,

Babam mutluysa ben de olurum

Peki ya babam her gün oraya gidip oynuyor ve gülüyorsa,

***

Ya geri gelmezse günün birinde? Hayır babam hergün evine döner

Sanırım ben çok güzel gülümsediğim için,

Kalesini, hayvanat bahçesini bırakıp, kilometrelerce yol gelir

Babam her gün ‘iş’ini bırakıp eve geliyorsa, beni çok seviyor olmalı!

Dünyada en çok sevdiği şey bana sarılmak olmalı

Kardeş yerine balığım olsun

İnci ablacığım ben İlkcan. 10 yaşındayım. Ailemin henüz tek çocuğuyum. Bir kardeşim olmasını çok istiyorum ama annem ve babam çok çalışıyorlar ve bana bir kardeş yapamıyorlar. Ben de vaktimi arkadaşlarımla geçiriyorum. Biz Antalya’da oturuyoruz ama bu yaz İzmir’e taşınacağız. Geçen yazınızdaki taşınmakla ilgili fikirlerinizi dikkatlice okudum. Ben de taşınacağımızı duyunca çok üzüldüm ve annemlere küstüm. Üstelik benimle nereye gidersek gidelim gelebilecek bir kardeşim de yoktu. Çok sevdiğim arkadaşlarımdan ayrılacak olmam rüyalarıma giriyordu.

Yazınızdan sonra ben de taşınacağımız yeri çok merak etmeye başladım. Yeni arkadaşlar tanıyıp, yeni bir evde yaşayıp, yeni bir odamın olması çok güzel olacak galiba. Yanlız annemlerden bir ricam var. Madem bir kardeşim olmuyor, ben de benimle her yere gelebilecek balıklarım olsun istiyorum. Bana bir akvaryum alsalar yeni evimize yerleşirken balıklarımla ilgilenmek bana çok iyi gelecek. Küçük balıklarıma eski arkadaşlarımı anlatırım ve bütün olanları da günlüğüme yazarım ki bir kardeşim olunca okuyabilsin. Sizi çok seviyorum ve bana öğrettikleriniz için teşekkürler...

Sylvio'nun köşesi

Ben de bir ‘Baba’yım

Okullar tatil oldu.

Yaşasın! Artık bir sürü top patlatabilirim. Benim yeni bahçeme top oynamak için bir sürü çocuk geliyor. Dün, en sevdiğim meyve olan karpuz şekilli bir top gördüm. Çocuklar onunla futbol oynuyorlardı. Ben de oynamak için yanlarına gittim. Önce benden korktular. Sonra yavaş yavaş beni sevmeye başladılar. Veee işte o an geldi. Toplarını benimle paylaşmaya karar verdiler. Aslında ben gerçekten topları patlatmak istemiyorum. Ama dişlerim o kadar keskin ki, topu nazikçe tutmaya çalışsam bile fıssssss top patlayıveriyor. Ben de çok üzülüyorum. Hepinize iyi tatiller diliyorum veee sizlere bugüne kadar hiç bahsetmediğim bir konuda bir şeyler anlatmak istiyorum.

***

Biliyor musunuz ben de BABA’yım.

Hem de 10 tane çocuğum var. Hepsi yeni ailelerinin yanında huzur içinde büyüyorlar. Oğullarımdan biri olan Leo ile çok sık görüşüyorum. Diğer çocuklarım uzak yerlerde olduğundan onları pek göremiyorum ama mutlu olduklarından eminim. Ben de ‘Babalar Günü’ için bir şey yapmak istedim ve hepinizin çok yakından tanıdığı baba TACİ ile bir röportaj yaptım.

SYLVİO- Siz ünlü bir babasınız, bu hayatınızı nasıl etkiliyor ve kızlarınızla aranız nasıl?

TACİ- Doğrusu kızlarımla gurur duyuyorum. Ama hayatta şan, şöhret, ün gibi şeyler geçici. Asıl olan aile huzurumuz ve mutluluğumuz. Ama bildiğiniz gibi DUDU bizim huzurumuzu kaçırmak için her şeyi yapıyor. Yine de onu da seviyorum, ne de olsa çocuklarımın annesi...

SYLVİO- Herkes sizin ne zaman eski halinize döneceğinizi merak ediyor?

TACİ- Ne yazık ki bunu sadece senaryo yazarımız bilebilir. Bildiğim tek bir şey var. BİR GÜN MUTLAKA ESKİ HALİME DÖNECEĞİM.

SYLVİO-
Çekimlerde yoruluyor musunuz?

TACİ- Çekimler hem çok yorucu, hem de çok zevkli. Bana lezzetli bisküviler ikram ediyorlar. Halbuki ben ne istediklerini çok iyi biliyorum ama içimden konuşmak gelmiyor ve inadına susuyorum. Bazen de çeşitli yiyecekler versinler diye , burnuma krem peynir sürülmeden konuşmuyorum. Zaten bir veterinerim var ve her şey onun kontrolünde.

SYLVİO- Çocuklarla aranız nasıl? Onlar bazen istemeden de olsa bizim canımızı yakıyorlar.

TACİ- Aslında hepsi çok sevgi dolu. Beni sürekli sevmeye çalışıyorlar ama ben hep onlarla oynamak istemiyorum. Çekim aralarında şööyle ayaklarımı uzatıp kestirmek istiyorum. Ama nerdeee........

SYLVİO- En büyük sıkıntınız ne?

TACİ- Horlar gibi nefes alıp vermem. Ama ne yapayım, benim yaradılışım böyle. Yemek yemem de konuşmam da biraz gürültülü. Tabii sesli çekim olduğundan onlar konuşurken ben nefes alınca bütün çekim bozuluyor vee taaa en başa dönüyoruz.

SYLVİO- Sizden en son olarak babalar günü için bir mesaj alalım...

TACİ- SEVDİKLERİNİZİ OLDUKLARI GİBİ SEVİN.................

Bana yazın olur mu

İnci Türkay / Kelebek - Hürriyet Medya Towers. Güneşli 34212 - İSTANBUL Faks: 0212 677 04 35
Yazarın Tüm Yazıları