Çocuğumun bilinçaltında kimler dolaşıyor

Bu çağda ebeveyn olmak oldukça kolay ve bir o kadar zor. Kolay çünkü tek başına çocuk büyütmek isteyenlerin (veya mecbur kalanların) işini kolaylaştıracak onlarca ürün var. Say say bitmez. Bunlardan bir tanesi ise akıllı telefonlar, tabletler ve de televizyon.

Haberin Devamı

Elbetteki çocuk bakıcısı olarak kullanılmasından öte, evde çocukla tek başına olan bir annenin çamaşır asacak, mutfağı toparlayacak veya yemek yapacak zamanı bulabilmesi için harika bir fırsat.

Çocuğunuzu 2 yaşından önce televizyon ile tanıştırmayın.

Uzmanlar üzerine basa basa söylüyor. 2 yaşından önce televizyon izletmeyin… Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Yorbik çocukların ekran karşısında geçireceği sürenin 2 saati geçmemesi gerektiğini söylüyor. Açıklamalarına ilişkin notlar şöyle:

1 yaşındaki çocukların ekran karşısından tamamen uzak kalması gerekir.
2 ile 3 yaş arasındaki çocukların ise tamamen teknolojiden koparmanın doğru değil. Bu yaştaki çocuklar bilgisayarla ve televizyonla 15 dakika gibi bir süre vakit geçirebilirler.
Cep telefonları yüksek miktarda elektro manyetik dalga yaydıkları için beyni olumsuz etkiliyor. O yüzden cep telefonlarını çocuklardan uzak tutmak gerekir.
Yine 3D filmlerin de 3 yaş öncesi göz gelişimine zararlı olduğunun altını çizmekte yarar var.
Teknolojinin çocukların öğrenme becerilerinin de önünü kapattığına değiniyor. Çok sık bilgisayar oyunu oynayan çocukların duyguları tanımada, ifade etmede, kendisini anlatmada güçlük çekiyor.
İşte en önemli uyarı bence bu: Çocuk bir şeyi ne kadar çok yaparsa onda ustalaşıyor, otomatikleşiyor ve hızlanıyor. Sosyal paylaşım sitelerinde herkes arkadaş, insanlar kendilerini çok farklı bir şekilde gösterebiliyorlar. Çocuğun takip edilmesi zor, aynı zamanda kurban edilmesi de kolay bir ortam.
Ayrıca; çocukların burada harcadığı zaman ders başarısını, aile ilişkisini ve sosyal gelişimini, kilosunu, vücut pozisyonunu olumsuz etkiliyor diye belirten Yorbik, çocukların saatlerce parmaklarıyla dokunmatik ekran kullanmalarının hem eklemlerini hem de yazı yazma becerilerini olumsuz etkilediğini ve bu durumda çocukların motor becerilerinin daha az geliştiğini ve daha yavaş yazmaya başladıklarını söylüyor.
Buraya kadar olan uzman görüşlerine ait bölümde 2 kafa karıştırıcı durum ortaya çıktı:

Haberin Devamı

1. Bebeği/çocuğu oyalamak için televizyon izleyetmeyeceğiz, peki ne yapacağız?

Haberin Devamı

2. Olumsuz etkisi olmayan çizgi filmi veya çocuk yapımını çocuğumuza izleteceğiz?

Bu sorulara, aylardır aklımı (bilmem kaçıncı kez) oyalayan ve gece yarılarına kadar okuyup " ne yapacağız" sorusunu sorduran bir tanesini daha eklemek isterim:

3. Subliminal - bilinçaltı - mesajlardan çocuklarımızı nasıl koruyacağız.

Öncelikle subliminal mesajların yani bilinçaltı mesajların ne anlama geldiğine bir bakalım: Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal mesajlar insanın bilinçli ve dikkati tarafından fark edilemezler, ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir. Yasal olarak bu konuya dair düzenlemeler var. TBMM'de 15 Şubat 2011 tarihinde kabul edilen 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 9.maddesinin 2.fıkrası gereği "Ticarî iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz." (Kaynak: Vikipedi)

Haberin Devamı

Televizyon ve dijital ortamı tekrar düşünelim. Her an her saniye onlarca görsel ve işitsel uyaran karşımıza çıkıyor. Kimini algılıyoruz, kimi ise yukarıda bahsedildiği gibi, bilinçaltımıza sessiz sedasız, çoktaaan inmiş oluyor. Bebek ve çocuklarımızı düşündüğümüzde bundan nasıl koruyacağız.

Ebeveyn kontrolü istenmeyen mesajları engeller mi?

Evet; içinize sinen, şiddet, cinsellik ve bilinçaltı mesajı olmadığını düşündüğünüz yapımları çocuğunuza izletebilirsiniz. Bilincinizin dikkatli yanıyla birlikte filmi kritik eder, gerekeni yaparsınız. Bu kadar.

Hayır: 25. kare tekniği isminde subliminal işlerde kullanılan bir teknik var. Televizyonda veya sinemada 1 saniyelik bir görüntü 24 kareden oluşuyor. Çünkü göz bir saniyede 24 kareyi izleyecek sıçrama refleksine sahip. Eklenen 25. kare ise gözün sıçrama refkleksinin dışında kalıyor ve bilinçaltına doğru çoktan yola çıkmış oluyor. 25 kareye istenilen mesaja uygun olarak yerleştirilen görselle birek bilinçaltı etkilenebiliyor. Bu teknik pek çok ülkede yasak. Ancak bu tekniği kullanarak pek çok kurgular yapılmakta.

Haberin Devamı

Bu mesajlar neden kullanıyor: kimisi ticari kazanç için, kimisi kendi ideolojilerine yönlendirmek için...

Beynin ön kısmı gelişmemiş olan bebeklerde, bu tür mesajlar direk olarak ilkel beyin amigdala tarafından kaydediliyor. Bebek veya çocuk kötü mesajları anlamaz zannedilse bile durum öyle değil. Çünkü verilen kod amigdala tarafından işleniyor. Ergenlikte ve yetişkinlikte daha çok coşkuyla kabul edilen bir hale dönüşüyor.

Ticari kazançla ilgili olarak yapılan yönlendirmeyi bir parça dahi olsa anlamak kolay. Çünkü klasik pazarlama taktiklerinden daha hızlı ve etkili yöntemlere daha çok ihtiyaç duyuyor olabilirler. Ama ya ideolojik kısım???

Hadi televizyon seyrettirmedik, vizyona giren bir animasyonu izlemek istediğinde "yok olmaz" mı diyeceğiz? Pek mümkün değil. En masum olarak bilinen çizgi filmlerde dahi şiddeti yumuşatarak, esprili bir şekilde anlatmaları bile çocukların gelişimi için olumsuz bir özellik taşımakta.

Haberin Devamı

Ebeveyn olarak, çocuğumun boğazından geçenleri kontrol edebiliyoruz ama gözünden ve kulağından içeri giren davetsiz misafirlerden haberimiz bile yok. Düşünüyorum, düşünüyorum... Tek çıkar yol olabildiğince oyun oynamaya yönlendirmekte onlar için büyük fayda varmış gibi gözüküyor.

Belki günün birinde yetkili bir kurum duruma el atar da ebeveynler subliminal mesaj kabusundan kurtulur.

www.aylinanne.com

Yazarın Tüm Yazıları