Arınç ‘Roma’ntizmiHER şey Roma’nın en ünlü ve romantik yerlerinden birisi olan Fontana di Trevi’de (Aşk Çeşmesi) dilediği dilekle başladı. Sırtını, Aşk Çeşmesi’ne döndü ve melek, Tanrı heykelleri arasından dökülen küçük şelalenin sesinin egemen olduğu o huzurlu ortamda, gönlünde dolaşan dileğine konsantre olarak bozuk parayı havuza attı. Ve kısa sürede oldu dileği.BİR YILDA 2 KEZ TBMM Başkanı Bülent Arınç, dileğindeki gibi daha bir yıl geçmeden yine Roma’daydı. Üstelik Roma gezisinin ilk gününde, 25 Ocak’ta yine Aşk Çeşmesi’ndeydi. Yine dileği vardı... Ama bu kez aralarında arkadaşımız Nuray Babacan’ın da bulunduğu gazetecilerin tüm ısrarlarına karşın ne dilediğini söylemeyecekti. Ama Roma’ya önceki gelişinde gerçekleşen dileğini söylemekte sakınca görmedi:YENİSİNİ SÖYLEMEDİ ‘O gelişimde yeniden Roma’ya gelmeyi dilemiştim. Daha bir yıl olmadan dileğim gerçekleşti. Ama bu kez başka bir şey diledim. Söylemeyeyim, söylersem gerçekleşmez diyorlar...’Ki Aşk Çeşmesi’ne sırtını dönerek havuza bozuk para atan ziyaretçilerin, Roma’ya bir gün tekrar geri döneceklerine inanılıyordu İtalya’da.GENÇLİĞİNE DÖNDÜ Çevresindekiler, Arınç’ın ikinci dileğine dair muammanın belki de başka bir Roma ziyaretinde, yine Aşk Çeşmesi’nin başında çözüleceğini düşünürken, o dört günlük ‘Roma’ntik’ gezisinde sık sık gençlik yıllarına dönüyordu. Öyle ki, gezisinin üçüncü günü 27 Ocak’ta karşılaştığı sokak çalgıcılarından gençlik yıllarında en çok sevdiği şarkıyı, ‘Besame Mucho’yu (Beni daha çok öp)’ istedi. ÖNAL’IN CD BORCU Bu şarkıdan çok etkilendiğini belirten Arınç, bestecisi Meksikalı Consuelo Velazquez’in kısa süre önce öldüğünü duyduğunda ise çok üzüldüğünü söyledi. Arınç, ‘Yıllar önce Sezen Cumhur Önal’a bu şarkıyı çok beğendiğimi söylediğimde, CD’sini bana ulaştıracağını söylemişti, unuttu herhalde’ dedi.‘YERSİZ’ BİR SORU Dört günlük gezi, nostaljik, ‘Roma’ntik’ bir havada her güzel şey gibi kısa sürede biterken, geride Arınç’ı ele veren ve tam bir yıl önce geçiştirdiği bir soruyu yeterince yanıtlayan ipuçları kalmıştı. Arınç, eşi Münevver Arınç ile birlikte 31 Ocak 2004’te Yalova Termal Tesisleri’ndeydi. Eşiyle yürüyüş yaparken bir gazeteci, o ortamda biraz da ‘yersiz’ kaçan, ‘Eşinizle hiç el ele yürüdünüz mü?’ sorusunu yöneltti.KLASİK DEĞİL Kİ Arınç da, ‘Bana böyle romantik sorular sormayın’ yanıtını verdi. Bir yıl sonra Arınç, romantizmle ilişkilendirilebilecek duygularını, gençlik yıllarından kopup gelen an(ı)larını Roma’da içtenlikle paylaşıyordu. TBMM Başkanı Arınç farklı stili ve ‘keşke’ demeyi sevmeyen felsefesi ile klasik bir devlet adamı portresi çizmemiştir hiç. Zaten romantizm de, klasisizme bir tepki olarak ortaya çıkmamış mıdır? O filmi hiç unutamamışARINÇ’ı gençliğine götüren bir başka Roma imgelemi, o yıllarda seyrettiği ünlü yönetmen Vittorio De Sica’nın klasiklerinden ‘İtalyan Usulü Evlilik (Matrimonio a la Italiana)’ filmiydi. Sophia Loren ve Marcello Mastroianni’nin başrollerini paylaştığı 1964 yapımı duygusal-komedi türündeki
film, belli ki 104 dakika boyunca Arınç’a neşeli dakikalar geçirtmiş ve belleğinde kalmıştı. Arınç belki de bu duygusal havayı dağıtmak için Türk İtalya Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Engin As’a, ‘Engin Bey, hálá İtalya’da evlilikler filmdeki gibi zor mu?’ esprisini yaptı. As ise ‘Hayır efendim, evlenmek de, boşanmak da eskisinden kolay. Papa bile çocuk yapmayı teşvik için evlilik dışı beraberliklere karşı çıkmıyor’ karşılığını verdi.Besame Mucho’yu istediRESMİ temaslarından fırsat buldukça Roma’yı gezen TBMM Başkanı Bülent Arınç, karşılaştığı sokak müzisyenlerinden gençlik yıllarınde en sevdiği şarkıyı istemeyi ihmal etmedi. Arınç’ın ‘istek parçası’, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Meksikalı besteci Consuelo Velazquez’in ‘Besame Mucho’yu (Beni daha çok öp)’ adlı şarkısıydı.HEYETİN SÜRPRİZİ Arınç’ın duygularını içtenlikle paylaşması, beraberindeki heyeti de etkiledi. Cafe Lo Zodiaco’da
yemek yerken Arınç’a minik bir sürpriz hazırlandı. YemeÄŸe eÅŸlik eden piyanistin dudaklarından bir anda ‘Besame, besame Mucho...’ nakaratı ile müzikal aÅŸk tarihine yazılan O Ä°spanyolca ÅŸarkı döküldü:ÖP BENÄ°, ÇOK ÖP... ‘Öp beni, beni çok öp /Bu gece son kezmiÅŸ gibi /Öp beni, beni çok öp, /Çünkü seni kaybetmekten korkuyorum, Seni tekrar kaybetmekten.Seni çok yakınımda istiyorum /Kendimi gözlerinde görmek, /Seni yanımda görmek, /Düşün ki belki yarın, /Ben çoktan uzaklarda olacağım, /Senden çok uzaklarda. /Öp beni, beni çok öp, /Bu gece son kezmiÅŸ gibi. /Beni çok öp /Çünkü seni kaybetmekten korkuyorum, /Seni sonradan kaybetmekten.’Bu jeste teÅŸekkür eden Arınç Roma’da ‘deja vu (yaÅŸanmış bir anı tekrar yaşıyormuÅŸ gibi hissetmek)’ yaÅŸadığı, gençlik yıllarının ikinci simgesini de çevresindekilerden esirgemedi.Kimin berberi daha iyi?MALÄ°YE Bakanı Kemal Unakıtan berberlere kızar. Nitekim, geçen yıl mart ayında Ä°stanbul’da 6 bin 392 berberden 4 bin 170’inin (yüzde 65’inin) sıfır gelir beyan ettiÄŸini açıklayarak, berber esnafına tepki göstermiÅŸti. Ancak yoÄŸunluÄŸu nedeni ile saç tıraşını zaman zaman makam odasında olduÄŸunu açıklayan Unakıtan, kendi berberinden memnun. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BaÅŸesgioÄŸlu da, Unakıtan gibi saçını Meclis berberinin makasından esirgemez, tıraşını ‘kadrolu ellere’ teslim eder. Ocak ayı başında, devlet ile ilaç sektörü arasındaki anlaÅŸma protokolünün imza töreninde Unakıtan ile bir araya gelen BaÅŸesgioÄŸlu, bir ara düşünceli düşünceli Bakan arkadaşının saçlarına daldı gitti. Kim bilir belki de ‘Hangimizin tıraşı, berberi daha iyi’ diye düşünüyordu. Â
button