Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

Güncelleme Tarihi:

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2017 14:55

Vatan Şaşmaz cinayetinin kilit noktası hem Filiz Aker’in hem de Şaşmaz’ın cep telefonları oldu. Ancak şifreleri kırılamadığı için telefonlara giriş yapılamadı, cinayette ilerleme sağlanamadı. Geçen yıl Amerika’da benzer bir olay yaşanmış, terör saldırısı gerçekleştiren kişinin üzerinde kapalı bir iPhone bulunmuştu. Hatta ABD polisi Apple’ın şifreyi kaldırması için mahkemeye başvurmuştu. Konsey bu olayda aynı yöntemin izlenip izlenemeyeceğini tartıştı.

Haberin Devamı

* Melike Karakartal: Bu kan donduran cinayeti daha fazla konuşarak dedektifçilik oynama taraftarı değilim.
Vatan Şaşmaz gibi değerli bir insanı böyle kaybettiğimiz için çok ama çok üzgünüm. Ortaya pervasızca saçılan olay yeri fotoğrafları için de çok üzgünüm ve çok kızgınım. Bu olay üzerine daha fazla spekülatif konuşmayı doğru bulmuyorum, dolayısıyla polisin ne yapması gerektiğiyle ilgili yorum yapmak anlamlı gelmiyor. Benden pas Konsey...

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi



* Ömür Gedik: Tabii ki telefondaki şifrelerin açılması için ne gerekiyorsa yapılmalı. Amerika’ya mı başvururlar, Apple’a mı, şifreleri bilen birine mi bilemem ama bu cinayetteki sır perdelerinin aralanmasını sağlamak zaten polisin görevi.

* Onur Baştürk:
Ne olursa olsun, şifrelerin kırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Telefon mahrem çünkü.
Amerika’daki olay o kadar hassas olduğu halde Apple ilk başta katı davranmıştı.
Ama üçüncü kişilerin yardımıyla, yani iyi bir hacker’la açılabilir bence telefonlar...

Haberin Devamı

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi


* Cengiz Semercioğlu: Bu istihbarat ve güvenlik birimleri ile teknoloji şirketleri arasında yaşanan büyük bir kavga...
FBI, Apple’dan istihbarat örgütlerinin kullanması için yazılımlarında bir “arka kapı” bırakmasını istiyor.
Apple ise cihazların satıldığı andan itibaren kişiye ait olduğunu ve kırılamayacağını söylüyor.
Bu anlayışı Facebook ve Twitter da destekliyor.
FBI da üçüncü taraf dedikleri hacker’larla işi çözmeye çalışıyor.
Teknoloji şirketleri böyle ilkeli davranmasa herkesin şifresinin kırılmasının önü açılır.
Vatan Şaşmaz’ın telefonunu da bizim polis kendi “imkanlarıyla” kırmak zorunda...

 

20 yıllık arkadaşın söyledikleri de çok tuhaf

Vatan Şaşmaz cinayeti sonrası Filiz Aker’in akrabaları sürekli konuştu. Son olarak da Aker’in yakın arkadaşı Sevilay Öztürk, Ayşe Arman’a konuştu. Konsey bu durumu değerlendirdi...

Haberin Devamı

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

* Melike Karakartal: Merak edilen bir cinayetle ilgili “açıklama yapan taraf” olursanız, manşet olmanız kaçınılmazdır.
Vatan Şaşmaz’ın annesi, eşi ve akrabaları açıklama yaparlarsa manşetleri süsleyeceklerini tahmin ediyorlardır, bundan özellikle kaçındıklarını düşünüyorum.
İnsan tarifsiz bir acı yaşarken kendini medyanın odağında görmek istemez, üstelik Yasemin Adalı bebek bekliyor. Ailenin bu kararına saygı göstermeli.

* Onur Baştürk:
Filiz Aker’in yeğenlerinin sıraya girip açıklama yapmaları gerçekten fantastikti. Daha kaç yeğen konuşacak teyzesi hakkında diye gerçekten merak ettim.
Ama Aker’in 20 yıllık arkadaşı Sevilay Öztürk’ün Ayşe Arman’a anlattıkları yeğenlerin açıklamalarını unutturdu!
Filiz Aker’in hayat tarzı konusunda Sevilay Öztürk çok önemli ipuçları vermiş.
20 yıllık arkadaşının bazı söylemleri konusunda “hikaye uyduruyor” demiş, hatta daha ileri gidip “hayali karakterler yaratıyor” diye eklemiş.
Bu da çok ilginç değil mi? İnsan onca sene bir sürü şey paylaştığı, beraber yiyip içtiği, seyahate çıktığı arkadaşını hiç mi tam anlamıyla tanımak istemez?
Madem hayali karakter yarattığına inandın, neden sorgulamadın?
Neden seyirci kaldın? Bana çok ama çok tuhaf geldi...

Haberin Devamı

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

Dora Ercan

* Ömür Gedik: Olay anında otelin lobisinde bulunanlar ve öncesinde yaşananlardan haberdar olanlar, Filiz Aker’in tarafıydı çünkü. Vatan’ın eşi ve ailesinin Filiz Aker’le ya da onun akrabalarıyla görüştüğünü hiç sanmıyorum. Yasemin Adalı güzel bir açıklamayla eşine ve çocuğuna sahip çıktı.
Karşı tarafın adını bile geçirmeden. Çok asil davrandı.

* Cengiz Semercioğlu: Filiz Aker’in bitmek bilmeyen yeğenleri, ya şarkıcı ya manken oldukları için sürekli medyada boy göstermeyi seviyorlar.
Olayı anlatmaktan çok kendileri görünme derdinde...
Şaşmaz’ın eşi ise kısa bir basın açıklaması yaptı...
Bu fark bana göre çok önemli...

 

Haberin Devamı

Eski hali daha karizmatikti

Film çekimleri bitti ve Ahmet Kural sakalını kesip saçlarını darmadağın kullanmaya başladı. Konsey, Kural’ın yeni imajını yorumladı!

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

* Melike Karakartal: Çok eleştiri aldı biliyorum ama ben bu şekilde eskisinden daha çekici göründüğünü düşünüyorum.
Sanki başka bir adama dönüştü, adını koyamadığım bir hali, tavrı var... Belki de Sıla’ya bakışları, yaşadıkları aşkın etkisidir, bu da gayet mümkün! Kadınlar âşık olduklarında hislerinin yüzlerine vurduğu, güzelleştikleri söylenir, demek erkeklerde de oluyormuş...

* Onur Baştürk:
Ben sakalcıyım. Ne yazık ki yakışmamış Ahmet Kural’a. 18’lik delikanlı gibi olmuş, yüzü aydınlanmış filan ama ı-ıh eski hali bin kat daha karizmatikti.

Haberin Devamı

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi


* Ömür Gedik: Ben o haliyle tanıyamadım Ahmet’i. Eski hali mi yeni hali mi derseniz, sakal sevmememe rağmen Ahmet Kural’da kesinlikle sakal diyorum.

* Cengiz Semercioğlu:
Daha önceki film çekimleri bittikten sonra hiç böyle bir şey yapmamıştı da, şimdi neden yapıyor Ahmet? Çünkü aşk yaradı... Sıla’yla yaşadığı aşk Ahmet Kural’ın hayatını doğrudan ve derinden etkilemeye başladı. Bu aşk sadece Ahmet’i değil, Sıla’yı da olumlu yönde etkiliyor. Ben ikisinin de bu pozitif halini çok sever oldum...

 

Açı kötü ışık da

Geçen hafta Hülya Avşar ve bikinisi çok konuşuldu... Konsey, Avşar’ın bikinili videolarına photoshop yapmasının mümkün olup olamayacağını konuştu.

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

* Onur Baştürk: Ünlü kadınlar illa bikiniyle poz verip kendilerini ispat etmek zorunda mı? Ya da bikiniyle fit poz vermek, “Yıkılmadım ayaktayım” demek mi oluyor? Biri son versin bu çileye derim. Hülya Avşar’ın da filmini konuşalım artık bikinisini değil, feci sıkıcı.

* Melike Karakartal:
80’lerden beri hayatımızda olan şöhretli isimleri düşünelim, pek azı Hülya Avşar kadar kendine bakmış, güzel yaş almış durumda. Geçen gün Kelly LeBrock’un o meşhur “Kırmızılı Kadın” filmini yeniden izliyordum, sonra “LeBrock bugün nasıl görünüyor acaba” dedim, hay Google’lamaz olaydım...
Zarif yaş almayı herkes başaramıyor. Bikinili pozlar photoshop ya da değil, Hülya Avşar’ın gerçek hayattaki güzel yaş alma hallerine, zarafetine şapka çıkarıyorum.

* Ömür Gedik: Bikinili videolarda photoshop yok zaten. Sadece doğru ışık ve açıyla çekilmişler. Kelebek’te yer alan o bikinili fotoğrafta açı da kötüydü, ışık da. Talihsiz bir fotoğraf olmasının nedeni bu.

* Cengiz Semercioğlu: Ben sosyal medyadaki her kareye, görüntüye her şey yapılabileceğine inanıyorum artık. Her türlü uygulama var çünkü. En sıradan insan bile Victoria’s Secret meleğine dönüşürken Hülya Avşar neden bunları kullanmasın? Ama bu uygulamalardan daha önemlisi çekilen görüntünün açısı, güneş, ışık gibi faktörler... Aynı kişiyi öyle iki farklı açıdan çekersin ki birbirinden taban tabana zıt iki insan çıkabilir...

 

Hâlâ sorumluluğu üzerine almıyor

Nurseli İdiz bir kez daha “alkol” meselesiyle gündemde. Hatta bu yüzden yeni dizisindeki işinden oldu. Konsey haklı olan tarafın kim olduğunu tartıştı.

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

* Melike Karakartal: “Neden sadece ben bedel ödüyorum” sözü hâlâ sorumluluğu üzerine almadığını gösteriyor.
Bipolar tedavisinin sürdüğünü söylüyor, içki içtiğini de belirtiyor...
Demek hâlâ vaziyetin ne kadar ciddi olduğunun farkında değil. Kendi almadığı sorumluluğu başkası neden alsın? Nurseli İdiz gibi değerli bir sanatçıyı güzel haberlerde görmek isteriz.

* Ömür Gedik: Nurseli İdiz değerli bir oyuncu. Tedavi olduğunu söylemiş zaten. Kendince açıklamaları da var sette olanlarla ilgili. Ama insanın adı çıkınca bir kere böyle oluyor işte.
Keşke tedaviyle paralel olarak oyunculuğa devam edebilse.

* Onur Baştürk: Ben Nurseli İdiz’ciyim, üzerine çok gelindiğini düşünüyorum.
Dizi yapımcısının hemen işine son vermesi gayet manasız. İdiz anlattı işte, aslında hiçbir şey olmamış.
Ama bir kere adı çıkmış, insanlar en ufak şeyde onu suçluyor. Oysa başrol oyuncularının ne manasız kaprislerine dayanıyor yapımcılar.

* Cengiz Semercioğlu:
Nurseli İdiz oyunun devam etmesini istiyor, Erhan Yazıcıoğlu da tekrar deneyebileceklerini söylüyor. Öyleyse bu oyun devam etmeli.
Nurseli’nin bu gerekçeyle rol alacağı diziden çıkarılması da doğru değil.
Dediği gibi alkol problemi yaşayıp neler yapan oyuncular var, hep Nurseli tartışılıyor ama...

 

Dizide oynarken neden susmuş?

Artık Brezilya’da yaşayan Mehmet Akif Alakurt, “Adanalı” dizisinde oynadığı için pişman olduğunu söyledi, dizinin hayranları onu topa tuttu. Konsey Alakurt’un bu ani çıkışını tartıştı.

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

* Melike Karakartal:   Mehmet Akif Alakurt, kalbinin ona söylediği yönde bir hayat yaşıyor, “Kim ne düşünür, ne konuşur”larda değil hiç... Brezilya’ya taşınması da bunun göstergesi sayılır. Tabii böyle açıklamaları “fan’lık müessesesi” kaldırmaz, hemen karıştı ortalık. İnsanlar bazen yaptıkları işlerle kendi duruşlarının örtüşmediğini hissederler, Alakurt’un da bu yönde bir açıklama yaptığını düşünüyorum. “Adanalı”yla değil, kendisiyle ilgili bir şey söylüyor bu arada, “Adanalı” fan’larının alınacağı bir durum yok aslında.

* Onur BaştürkBu küskün ama samimi itiraftan benim sezdiğim şu: Bir şekilde o dönem mutsuz olmuş Alakurt. Sektöre ya da birilerine küsmüş. Yapamayacağını ya da içine sinmeyeceğini anlamış ve gitmiş. Yahut “başka bir hayat” da istemiş. Ama bu mesaj gösteriyor ki, aslında içinde sektöre geri dönme arzusu var. Yoksa neden geçmişteki bir işini herkese hatırlatsın ki? Olaya bu tarafından bakma taraftayım. 

* Ömür Gedik: Bir zamanlar ekmek yediği diziye laf atması ne kadar ayıp. İzleyiciye de saygısızlık. Ayrıca oynarken ve paraları alırken niye susmuş? Bir de çok merak ettim, neden pişmanmış acaba? Bir zahmet onu da yazsa bari.

* Cengiz Semercioğlu: “Adanalı” Serenay Sarıkaya’nın ilk çıktığı dizi olarak tarihteki yerini aldı.Mehmet Akif Alakurt madem oyunculuğu bırakıp gitti, neden eski defterleri açıyor? Brezilya’da caipirinha içmekten canı sıkılmış olmalı...

Cinayetin kilit noktası olan ‘şifre’ meselesi

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR 

BAKMADAN GEÇME!