Çin işi

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Bilmem, Marks ve Engels 1848 ‘Manifesto’suna imza atarken, vaftiz babası oldukları komünizm tanımının bu kadar elastikileşebileceğini düşünmüşlermiydi.

Çünkü malum, 1917 Bolşevik darbesinden bir müddet sonra Vladimir İ. Lenin, ‘komünizm eşittir, Sovyetler artı elektrifikasyon’ sloganını yerleştirdi.

Allahı var, Jozef Stalin milyonlarca insanı keserek bu şiara sadık kaldı.

Bir süre geçti, Macar lider Yanoş Kadar ‘gulaş sosyalizmi’ terimini lügate soktu. Yeniçerilerimizden miras ‘kul aşı’ Marksist terminolojiye dahil oldu.

Sonra, Fidel Castro'nun Küba'sıyla ‘tropikal komünizm’ deftere yazıldı.

Ama doğruya doğru, hiç kimse komünizm tanımlamalarını Çinliler kadar zenginleştiremedi. Mao'cu cinnet yıllarının ardından Deng Sio Ping'in ‘kedi - fare komünizmi’ gündeme geldi. Hayatın gerçekçiliği dogmalara ağır bastı.

Daha ardından, zavallı Marks ve biçare Engels'i mezarında hortlatabilecek bir ‘sosyalist piyasa ekonomisi’ tanımı Pekin'in resmi politikasına dönüştü.

Çinliler ‘komünizmin tarihine katkı’da şampiyonluğu kimseye bırakmadı.

* * *

BUNLARI, geçen hafta Birleşik Amerika'yı dolaşan Çin Komünist Partisi lideri Jiang Zemin'i televizyondan izlerken hatırladım.

Çünkü öyle bir manzara gördüm ki, doğrusu gülmekten kendimi alamadım.

‘Yoldaş’ Zemin New York'ta bulunduğu sırada Wall Street Borsa'sının seans açılışını yaptı. Güle oynaya düğmeye bastı, Erbakan'ınkini hatırlatan bir selam çaktı ve o andan itibaren de ‘broker’ların dehşet hayhuyu başladı.

‘Komünist’ yürek en kapitalist devletin en sembolik kalbinde attı.

* * *

ÇİN gerçekçi yolda. Zemin'in ABD ziyareti bunu bir defa daha kanıtladı.

Zira, bizim Maocu faşistlerimizin taş kafası hiç bir zaman kavrayamayacak bile olsa, ‘Merkezi İmparatorluk’, derin geleneğinden süzüldüğü Konfiçyüs'çü kültürün otoriter yapısı altında muazzam bir kalkınma hamlesi sürdürüyor.

‘Komünizm’ falan umurunda değil, kapitalizmin en alasını uyguluyor.

Üstelik, dış siyaset temelini de Birleşik Amerika üzerine oturtuyor.

Ne Rusya'ya, ne Avrupa'ya, ne de aidiyetini taşıdığı Asya'ya bakıyor.

Bunlarla olan ilişkisi taktik ve konjonktürel kalıyor. Ama ABD'yle stratejik bütünleşme ve Pasifik'teki etkileşim alanının paylaşımını istiyor.

Nitekim, Jiang Zemin'in temasları, Japonya'nın Beyaz Saray politikalarında tuttuğu ayrıcalıklı yere Çin'in talip olduğunu ortaya koydu. ÇKP önderi, Washington - Tokyo ekseni yerine hattın Pekin'den geçmesini talep etti.

Bunu gerçekleştirebilmek için Çin taviz vermeye hazır. İran'a silah satışını durdurması, Tayvan'a karşı kuvvet kullanmayacağını açıklaması ve Zemin'in Harvard Üniversite'sindeki konuşmada ‘çıtlattığı’ gibi kısmi bir liberalleşme sinyalini yakması, bu tavizlerin ilk işaretini oluşturuyor.

Doğu'ya bakan Çin Yeni Dünya'ya bakıyor ve ABD'yle bütünleşmel istiyor.

* * *

BU stratejik işbirliği fiilen gerçekleşebilir mi ? Büyük ihtimalle evet !

ABD'nin çıkarları, devasa pazar oluşturan ve orta boy bir askeri güç olmanın ötesine geçemeyecek olan Çin'le iyicene yakınlaşmayı gerektiriyor.

Washington için ‘Sarı Dev’ Avrupa'dan bile daha çok önem taşıyor.

Dolayısıyla, Jiang Zemin Wall Street Borsa'sında seans açarken, aslında Birleşik Amerika'yla kendi ülkesi arasındaki yeni ve tarihi bir dönemi açıyor.

Ama komünizm sayısız tanımlamalarına şimdi bir de ‘borsa komünizmi’ deyimi eklenmiş, kim takar, Çin Marks'ın mezarında değil hayatın gerçeğinde yaşıyor.

Yazarın Tüm Yazıları