Çimento fabrikası...

HER sene Nisan ayının 11’inde, saat 11.30’da dayak yerdi.

Kendisi de Nisan ayının 11’inde ve saat 11.30’da dayak yiyeceğini bilirdi.

Komşular, eş, dost, aile... Onlar da bilirlerdi Nisan ayının 11’inde, saat 11.30’da dayak yiyecek.

Dayak yeme günü yaklaştıkça arkadaşları hatırlatmaya başlarlardı:

‘Eh... Senin dayak yeme günün de yakındır...’

O boynunu bükerdi:

‘Az kaldı... Nisan’ın 11’i, saat 11.30...’

Her rastlayan dayağa hazır olup olmadığını sorar, başarılar diler ve önerilirdi:

‘Unutma ha... Nisan’ın 11’i, saat 11.30... Güzel bir dayak ye bakalım, nasıl olacak...’

Çocukları babalarının dayak yeme gününün yaklaştığını arkadaşlarına anlatırken, karısı arada bir dayaktan söz açardı:

‘İnşallah bu sene de güzel geçer...’

‘Ne?..’

‘Dayak yemen...’

Ve Nisan ayının 11’inde, saat 11.30’da dayağını yer, evde yaralı bereli yatarken, herkes tebrik etmeye gelirdi:

‘Çok güzel yedin bu sefer...’

‘Yani ancak bu kadar güzel dayak yenir...’

‘İnsan gurur duyuyor, nasıl da yedin...’

O ağrılar içinde inlerdi:

‘Allah razı olsun...’

*

11 Nisan, Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluş günüdür. Temsili muharebede buna düşman kumandanı rolü veriyorlardı. Tören alanında düşman askeri kaçarken, galeyana gelen halk her zaman kumandan olarak bunu tutup döverdi.

Nisan ayının 11’inde, saat 11.30’da.

Düşman; Fransızlar...

O tarihte kaçan Fransızlar, 1983’ten sonra gelip uğruna çok şehit verilmiş o tepedeki çimento fabrikasını satın aldılar.

Sonra o çimento fabrikası yetim malı gibi elden ele dolaştı.

Uzanlar aldı sonunda.

Bugünlerde televizyonlarda izlediğiniz ihalelerde işte o fabrika da satılıyor, bilmenizi istedim.

Kurtuluş Savaşı’nda o tepelerden tüfeklerini alıp kaçan müttefikler, bu kez laptoplarla gelip oraları alıyorlar.

O ise dayağını yemeye devam ediyor.

Nisan ayının 11’inde ve saat 11.30’da...
Yazarın Tüm Yazıları