Cim Bom’un küçük şeytanı

Güncelleme Tarihi:

Cim Bom’un küçük şeytanı
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

Emre, tam 72 kez milli oldu, Galatasaray için B. Hakan, Hagi, Arif kadar önemli

Spor sayfaları Avrupa'nın en büyük takımlarının onun peşinde olduğunu yazıyor. Oyunuyla taraflı tarafsız herkes tarafından beğeniliyor. İtalya'da yayımlanan ünlü Guerino Sportivo Dergisi'ne göre 2000'lerin 40 süper yıldızı arasında. Oysa Emre Belözoğlu'nun yaşı henüz 19.

Her tür müziği dinleyen, bilgisayar ve bulmaca çözmeye meraklı olan Emre'nin önündeki ilk dönemeç kulübünde kalıp kalmayacağı. Avrupa'nın çeşitli büyük kulüplerinden gelen teklifler karşısında ne yapacağı sorusunun yanıtı ise bildik bir yanıt:

‘‘Fatih Hoca karar verecek.’’

Galatasaray'ın Florya'daki Metin Oktay Spor Tesisleri... Günlerden pazartesi, geçtiğimiz pazartesi. Saat 18.55. Antrenman başlamak üzere. Futbolcular birer, ikişer sahaya çıkıyor. Emre'yle ayaküstü on dakika konuşabilmek için bekliyoruz. Sahaya inenler arasında Fatih Terim görünüyor. Bir gazeteci soruyor:

‘‘Emre çıkacak mı?’’

Fatih Terim'in yanıtı ‘‘Neden çıkmasın?’’

Aradan bir dakika geçmeden Emre görünüyor. Kendimizi tanıtıp konuşmak istediğimizi söylüyoruz. Emre'nin tepkisi -bugün için- şaşırtıcı değil:

‘‘Fatih Hoca izin verirse tabii’’

Çok şükür, Fatih Hoca izin veriyor; birkaç dakika sonra başlayacak olan antrenmana kadar uzun uzun konuşabiliriz!

Üç, beş soru ancak sorabiliyoruz. Bir taraftan da foto muhabiri arkadaşım Sebati Karakurt fotoğraf çekiyor. Bu arada antrenman sahasının çeşitli yerlerinde televizyon muhabirleri diğer futbolcularla konuşuyor. Emre için sıra bekleyenler arasında Eurosport da var.

FATİH HOCA’NIN İZNİYLE

Altıncı soruyu soramadan Fatih Hoca'nın düdük sesi duyuluyor. Röportaj bitti, antrenman başlayacak.

Ertesi gün Emre hakkında bilgi alabilmek için babası Mehmet Belözoğlu'nu arıyoruz. İlk tepkisi oğlununkinden farksız:

‘‘Fatih Hoca'dan izin aldınız mı?’’

BABAM ESKİ FUTBOLCU

Anlaşılan, futbolcuların aileleri de yedek kulübesinde. Bu disiplini görünce Galatasaray'ın başarılarının sebebini anlamak kolaylaşıyor. Mehmet Bey, Emre'yle telefonlaştıktan sonra konuşabileceğimizi söylüyor. Ama bir şartla. Kesinlikle fotoğrafı çekilmeyecek.

Mehmet Bey hiç değilse futbol oynadığı zamanlarda çekilmiş bir fotoğrafını verse! O da eski bir futbolcu. 1960'ların sonlarıyla, 1970'lerin başlarında Yedikule ve Davutpaşa'da oynamış, bir ara Galatasaray'ın altyapısına seçilmiş. Onu da, Emre'yi de Galatasaray'ın altyapısına götüren aynı kişi. Şimdi Trabzon'da emekliliğin keyfini çıkaran altyapı hocası Salih Bulgurluoğlu.

Hayır, Mehmet Bey tek bir fotoğraf vermemekte kararlı. Ailece medyatik olmaktan hoşlanmadıklarını söylüyor. Emre'nin baba tarafı Gaziantep Kilisli. Anne tarafı ise Trabzonlu. Belözoğlu soyadı ise çok güçlü, kuvvetli olan kişilere o yörede verilen ‘‘belayı örs’’ lakabından geliyormuş. Mehmet Bey'in dedelerine Kilis'de verilen bu lakaptan türetilen soyadı şimdi Avrupa'nın çeşitli stadyumlarındaki ışıklı tabelalarda, Eurosport gibi kanallardaki takım kadrolarında yer alıyor.

Emre Belözoğlu adının nüfusa geçtiği tarih ise 7 Eylül 1980. Ailesinin birinci çocuğu. Futbolla tanışması henüz yedi, sekiz aylıkken. Babası ‘‘Kucağıma alırdım. Reklamları izler gibi büyük bir dikkatle maçları izlerdi’’ diyor. Futbola yatkınlığı konusunda da daha üç, dört yaşındayken gerek sağ, gerek sol ayakla evde attığı bütün şutlarda büyük bir isabet kaydetmesini örnek veriyor.

Okul başlar ama futbol, hayatından eksik olmaz Emre'nin. İlkokulu Yedikule Genç Osman Okulu'nda okur. 8 yaşındayken Zeytinburnuspor'un altyapısına gider kendi kendine. Kısa bir denemeden sonra alırlar. Bu arada semtteki 15-16 yaşındaki gençler ne zaman top oynasalar Emre'nin evinin kapısını aşındırır. İlkokulu bitirdikten sonra Mensucat Santral Ortaokulu'na yazılır.

Babası Mehmet Bey daha o yıllardan itibaren Emre'nin oynadığı maçlara pek gitmiyor:

PEK MAÇINA GİTMEYİZ

‘‘Zeytinburnu'nda oynarken bir maçına gittik ailece. Anneme, babama kendimi göstereceğim duygusuyla çok sinirli olduğunu, yanlış hareketler yaptığını gördüm. Ondan sonra çok az maçına gittim. Gittiklerime de habersiz gittim.’’

Galatasaray'ın altyapısından Salih Hoca Emre'yi istediğinde 15 yaşındadır. Ama Zeytinburnuspor Başkanı Süleyman Kayalar 15 Milyar lira bonservis bedeli ister Emre'yi bırakmak için. Hatta bu konuda Fenerbahçe'yle anlaştığını söyler. Fenerbahçe'nin ilgisizliği, Salih Hoca'nın ısrarı sonucu Emre Galatasaray'ın altyapısına geçer. Bu arada prosedür gereği Galatasaray 15 Milyar değil çok küçük bir bonservis bedeli öder.

İki yıl içinde A Takım'a girmeyi başarır. Bunda Fatih Terim'in rolü büyüktür. Ümit Milli Takımdayken ona A Milli Takım'ın malzemelerinden ilk Adidas ayakkabıyı veren de Terim'dir, kafaya çıktığında ürkek davranmamasını öğreten de. Galatasaray'ın 4-1 kazandığı Real Mallorca karşılaşmasından sonraki basın toplantısında Terim'in şu sözleri de Emre'ye ne kadar emek verdiğinin bir göstergesi:

‘‘Ceza sahası civarında daha agresif olmasını, şut atmasını istiyordum. Bu karşılaşmada bunu yapması ayrıca sevindirici’’.

ŞÖHRET KAYGISI

Ailesi onun futbolcu olacağına C Genç Milli Takım'a seçilmesiyle inanmış. Bu yüzden Şehremini Lisesi'nde son iki sene derslerinde pek başarılı olamamasına aldırmamışlar. Emre Anadoluhisarı Spor Akademisi'ne girmeyi istiyor. Ama şu ara yoğun maç programı ve yaklaşan transfer nedeniyle bu konuyu düşünmeye bile zaman ayıramıyor.

Emre ve ailesi artık Florya'da oturuyor. Transfer ücreti sayesinde hayat standartları yükselmiş. Ama bu, bütün hayatlarının değiştiği anlamına gelmiyor. En büyük kaygıları Emre'nin genç yaşta şöhret olmanın getirebileceği sıkıntılardan etkilenmesi. Zaten 19 yaşında bu düzeye gelmesi Emre için de şaşırtıcı olmuş. Ama baba Belözoğlu ‘‘Biz de kontrol etmeye çalışıyoruz, takımdaki ağabeyleri de’’ diyor.

Hürriyet Gazetesi spor yazarlarından İlhan Söyler de Fatih Hoca'nın da, Suat ve Okan'ın da Emre'yi kolladıklarını söylüyor. En yakın arkadaşları ise Arif, Okan ve Hakan Ünsal.

Her tür müziği dinleyen, bilgisayar ve bulmaca çözmeye meraklı olan Emre'nin önündeki ilk dönemeç kulübünde kalıp kalmayacağı. Avrupa'nın çeşitli büyük kulüplerinden gelen teklifler karşısında ne yapacağı sorusunun yanıtı ise bildik bir yanıt:

‘‘Fatih Hoca karar verecek.’’

EMRE OLGUNLAŞTI

Turgay Şeren

(Hürriyet Gzetesi Spor Yazarı)

Galatasaray'da oynamaya başladığında Ümit Milli Takım oyuncusuydu. Ama şımarıktı. Sakatlandığında sedyeyle oyundan çıkıyor, sonra koşarak geri dönüyordu. Bunu yazılarımla da, sözlü olarak da tenkit ettim. Şimdi rol yapan Emre'nin yerini özverili, dayanışmaya önem veren, sakatlandığında hemen yerden kalkan bir Emre aldı.

19 yaşında olmasına rağmen Hagi, B. Hakan ve Arif gibi yıldızlarla oynuyor. Kendisini büyük futbolcu gibi hissetse de ceza sahasına girdiğinde şut atmak yerine gözü onları arıyor. Ama üç, dört maçtır şut atma şansını kullanıyor.

AVRUPA’DA OYNAR

Ömer Üründül

(Milliyet Gzetesi Spor Yazarı)

Gerek fizik güç, gerek futbol tekniği bakımından her geçen gün gelişme gösteriyor. Boyu kısa, adaleleleri kuvvetli, şut atabilen, top rakipteyken hamle zamanlamasını iyi yapabilen kısacası günümüz futbolunun gerektirdiği şeylerde başarılı bir oyuncu Emre.

Disiplin konusunda sorunları vardı ama Fatih Terim onu kızağa çekerek disiplin sağladı. Avrupa'da çok rahat oynar. Hem yaşı genç hem sahip olduğu özellikler yeterli. Üstelik özelliklerini zamanla daha dageliştirecek.

KAÇ KEZ MİLLİ OLDU?

C Genç: 11

B Genç: 35

A Genç: 13

Ümit: 12

A Milli: 1

Toplam 72

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!