Çıldırmamak için ne yapmalıyız?

- 133 kişiyi öldürmek.

Haberin Devamı

-  Konca Kuriş’i domuz bağı ile gömmek.

-  Onlarca kişiye işkence yapmak.

-  Satırla adam doğramak.

-  Mezar evlerde toplu cinayet.

Bunlarla suçlanıp müebbetle yargılanıyorlardı.

Ve bir gece serbest bırakıldılar. Aklımız almadı. Mantığımız karardı. İçimize bir kramp gibi saplandı. Tutulup kaldık.

Ve onları serbest bırakan mahkeme, ani bir kararla yeniden tutuklanmalarını istedi.

Tabii onlar da “Buyrun biz de yanıldığınızı anlarsınız belki diye sizi bekliyorduk” demediler. Yok oldular.

İşte bu yüzden soruyorum:

-  Çıldırmamak için ne yapmalıyız?

ACILI KOMEDİ

Dünyanın en tuhaf “adalet komedisi”ni izliyoruz.

İçimizde fırtınalar koparan, ruhumuzda volkanik patlamalar yaratan, vicdanlarımızda derin kırbaç yaraları açan bir adalet depremidir bu.

Ahlakla, vicdan arasında derin uçurumlar açan bir deprem.

Haberin Devamı

Serbest bırakan yargı, şimdi yakalanmalarını istiyor.

Ve her şeyi bulan ve herkesi dinleyebilen polis nedense bu katilleri takip etmemiş.

İşte bu yüzden soruyorum:

-  Müebbetle yargılanan kişiye “Karakola gel imza at” demek nasıl bir saflıktır?

BASİT BİR ÖRGÜT DEĞİL

Hizbullah sıradan, rastgele kurulmuş bir örgüt değildir.

Türkiye’deki örgütlenmesi üzerine ciddi iddialar vardır.

Mesela Türkiye’de Hizbullah’ın serpilip gelişmesi PKK’nın bölgede güçlenmesinden sonraya rastlar. PKK’ya karşı savaşan bir örgüt olmuştur.

Özellikle Güneydoğu’da onlarca faili meçhul cinayetin arkasında Hizbullah’ın parmak izi vardır.

Peki bu ne anlama gelir?

İddialar, senaryolar kuvvetli.

Hizbullah’ın özellikle Güneydoğu’da PKK’ya karşı güçlenmesine derin devletin göz yumduğu hatta perde arkasından desteklediği kuvvetli bir senaryodur.

Aslında “kirli tarih”in kulağına pek yabancı gelmez bu “sisli senaryo”.

Çünkü devletlerin sık başvurduğu bir yöntemdir bu.

Örneğin bugün dünyanın başına bela olan Taliban, bir dönem Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı CIA tarafından desteklenmiş, eğitilmiş ve silahlandırılmıştır.

Yine Türkiye’deki Susurluk çetesi, Sovyetler’e karşı NATO şemsiyesi altında oluşturulan ‘gayri resmi harp’ örgütlenmesi ile irtibatlıdır.

Haberin Devamı

Dünyada pek çok yeraltı örgüt, bazı devletlerin düşman olduğu devletlere karşı o örgütleri desteklemesiyle güçlenmiştir.

Türkiye’deki Hizbullah’ın geçmişinde işte böyle kirli bir senaryonun sicili vardır.

Bu yüzden soruyorum:

-  Bu çatlak karşısında çıldırmamak için ne yapmalıyız?

-  O işkencelerin, cinayetlerin, mezar evlerdeki acıların, vicdanlarımıza birer kırbaç gibi inmesini nasıl engelleyebiliriz?

-  Mesela yabancı gizli servislerle irtibatlı olduğu bilinen böyle bir örgütü MİT neden takip etmez?

-  Bu derece bağlantıları olan bir örgütün İran sınırından geçip kayıplara karışmadığını kim garanti edebilir?

Eğer geçtilerse yazıklar olsun.

Yakalanırlarsa da ders olsun!

Yazarın Tüm Yazıları