Çığlık atmış, sessizliği duyan olmamış

Güncelleme Tarihi:

Çığlık atmış, sessizliği duyan olmamış
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2005 13:29

Adını bilmiyorum. Gazeteler A.K. diyor. Ahmet midir, Aydın mıdır, Abdullah mı? (Bu isimleri yazarken beynimden şimşek gibi geçti... Neydi babamın biz küçükken söylediği o şarkı, nasıldı? Dur bakiiim.. Söylesene kuzum anne, asıl benim adım ne? Abdullah mı, Süleyman mı, Ahmet, Mehmet, Numan mı?) Adının ne önemi var, zaten bilsem de yazmam yasak...

/images/100/0x0/55eaf99df018fbb8f8a2d099
Bursalı A. 8 yaşındaymış. Sağır ve dilsiz. Demek ki dünyayı hiç duymamış. Kulağına bir sevgi sözcüğü fısıldayan olmamış. Doğduğunda bile, dünyaya bir isyan çığlığı atamamış.

Nasıl olduysa sabah saatlerinde sokakta kaybolmuş. Hayırsever bir taksi şoförü alıp karakola bırakmış. Tabii sorulanı anlamamış, derdini anlatamamış. Ama polis yine de abisine ulaşıp teslim etmiş küçük A’yı.

Ama kader onu bir kere kahretmeye ahdetmiş.

Annesi işte, abisi dışarıdaymış. Komşular iki göz evden çıkan dumanlara koşmuşlar. Biri - Allah razı olsun - alevlerin arasına dalmış. Yerde hareketsiz yatan A’yı kaptığı gibi hastaneye yetiştirmiş. Doktorların dediğine göre durumu ciddiymiş.

Evde yangın çıkınca sağır-dilsiz A’nın seslenip yardım isteyemediği anlaşılmış.

Daha doğrusu, küçük A bedenini yakan alevlerden kurtulmak için var gücüylü bağırmış... ama sesi çıkmamış.

*

Küçüktüm. Mutfakta hamur açarken Kuran okuyan babanemi dinliyordum. Huzur veren o melodik ses hâlâ kulaklarımda. Sordum:

-Allah baba niye küçük çocukların hasta olmasına, ölmesine izin veriyor?

Cevap vermedi. Cevap yerine gülümseyerek başını iki yana sallamakla yetindi. Ve galiba Kuran okuyan sesinde, çaresizliğin hüznünü duydum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!