Çiğ mi yemeli, pişmiş mi?

Gıdaları, özellikle de sebze ve meyveleri çiğ olarak yemenin sağlığa daha iyi geldiğini öne sürenler var.

Haberin Devamı

Bu görüşü savunanlara göre sebze ve meyveler pişirildiklerinde canlılıklarını kaybedip “ölü besinler” haline geliyor, içindeki vitaminler etkisizleşiyor, miktarları azalıyor, mineral içerikleri ciddi biçimde fakirleşiyor.
Daha da önemlisi “pişirmek”, “antioksidan güce” sahip pek çok doğal maddenin yok olması ya da azalmasına sebep oluyor.
Ayrıca pişirme sürecinde, özellikle kızartma ya da kömürde/ateşte ızgara ile pişirme yöntemi kullanıldığında vücuda zararlı, kanserojen etkili yeni maddeler ortaya çıkıyor. Bu nedenle besinleri mümkün olduğu kadar doğal halleriyle yani pişirmeden yemekte fayda var!
Bu düşünceleri ben de paylaşıyorum. Gıdaları ya doğal halleriyle yemeye çalışın ya da mümkün olduğu kadar az pişirerek tüketin.
Pişirme yöntemi olarak önceliği suda kaynatma -mümkünse daha sonra suyuyla birlikte yiyin-, buharda pişirme ya da fırında hazırlamayı tercih edin.
Kömürde ya da ateşte yakmamaya, yağda kızartmamaya çalışın. Kararmış ve kömürleşmiş gıdalardan kesinlikle uzak durun.
Mangalda pişmiş ya da yağda kızartılmış sebze veya etleri mümkün olduğu kadar az tüketin.

ÖNEMLİ

Haberin Devamı

İnsülin direncini yürüyüşle yenin

İnsülin direncinin ilk başladığı yerler bacak, baldır ve kalça kaslarıdır. Eğer bu kasları her gün düzenli olarak 45-60 dakika güçlü bir şekilde kullanmayı becerebilirseniz ve gün içinde de aktif bir yaşamla kaslarınızı kullanmaya devam ederseniz, insülin direncini kırmada önemli bir mesafe kaydedersiniz.
Sadece bacak değil; kol, sırt, omuz, karın kaslarınızı kullanmanız da direnci kırmaya yardımcı olacaktır.
Kaslarınızı ne kadar uzun süreli ve yoğun kullanırsanız, alacağınız sonuç o kadar etkili başarılı ve kalıcı olur.
Kas dokusu insülin reseptörlerinin en yaygın olduğu dokudur. Vücudunuzdaki toplam kasların yüzde 80’inin göbek çizgisinin altında kaldığını bilirseniz, bacak, baldır ve diğer kasları kullanma konusunun neden bu kadar önemli olduğunu da daha kolay anlarsınız.
Unutmayın, kaslarınızı kullanmadan; yürümeden, koşmadan, yüzmeden, ağırlık kaldırmadan, merdiven çıkmadan yani kaslarınızı enerji tüketmek -kanınızdaki şekeri insülinle birlikte kullanmak- zorunda bırakmazsanız hangi diyeti yaparsanız yapın sonuç başarısız olacak en azından yarım kalacaktır.
İnsülin direncini korumak ve yönetmek için her gün 45–60 dakika yürüyün. Dakikada adım sayınız 100-140 civarında olsun. Ara sıra hızlanıp yavaşlayarak kaotik bir tablo yansıtmayı da deneyin. Yürümek yerine yüzmeyi, koşmayı, kürek çekmeyi, voleybol, basketbol oynamayı da deneyebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları