Çiçek ve polis

DÜNYANIN her yerinde, her kültüründe ve her inancında...

Haberin Devamı

Elinde çiçek olan göstericiye “gaz sıkan” bir polis, “şiddet sembolü” olur.
Gazetelerin manşetlerine çıkar.
Bulaşıcı bir öfke bulutu halinde televizyonlardan yayılır.
Tepki çeker.
Hangi dinden, hangi inançtan, hangi ırktan olursanız olun...
“Protesto tarihi”nin değişmez kuralıdır bu.
Üniversite kapılarında oturma eylemi yaparken tartaklanan başörtülü kız da,
Gezi Parkı’nda çadırı yakılan genç de...
Tiananmen Meydanı’ndaki çocuk da...
Stuttgart’ta tazyikli suyla yerlerde süründürülen yaşlı adam da mağdurdur.
Bu görüntülere düşen devlet ne yaparsa yapsın.
10 Nisan polis günlerinde ne kadar şeker dağıtırsa dağıtsın.
Ne kadar, “özgürlük ve demokrasi” derse desin...
Kendisini anlatamaz.
Bakın insanlığın “protesto arşivi”ne...
Tarih boyunca tankın önünde durmuş adamla, elindeki çiçeği polise uzatan kadın alkış almıştır.
Karşısındaki devlet de doğal olarak “ceberut” duruma düşmüştür.
Sonuçta, “orantısız güç” denilen o “bireysel ve aşırı öfke”, meydana atılan o gaz bulutu gibi dağılıp gider...
Yarına kalmaz.
Ama vicdanlara sıkılan o görüntüler, bütün acısıyla birlikte “kalp tarihimize” yerleşir.
Son olaylara dikkatle bakınca,
Çok önemli bir detay ortaya çıkıyor.
Polis “toplumsal bir iş” görüyor olsa da, izlediğimiz görüntüler açıkça anlatıyor ki, bazı polisler, “toplumsal görev” anlayışıyla değil, “bireysel öfkeyle” saldırıyor.
Çok iyi biliyorum ki...
Toplumun büyük bölümü, sosyal medyada yer alan, televizyonlarda gösterilen ve insanı çileden çıkaran bu “bireysel polis öfkesi” yüzünden sokağa çıkıyor.

KARŞI SORU

Haberin Devamı

Ve gösteri yapılan meydana polis anons yapıyor:
“Lütfen içinizdeki aşırı uçlara izin vermeyin.”
İşte o zaman şu karşı soru işlemeye başlıyor:
- Peki yerde yatan kıza tekme tokat girişen, gözüne gaz sıkan o polisin içindeki bu “aşırı bireysel öfkeyi” kim ayıracak? Ona kim izin veriyor?
Türkiye’yi yanıyormuş gibi gösteren bu görüntülerin Avrupa kamuoyunda nasıl bir etki yarattığını yakından gördüm...
Türkiye bir an önce bu görüntülerden kurtulmalıdır.
Ve dün baktım, bir genç kız, polisin kaskına karanfil dayamıştı.
Polisin bakışları ise anlayışlı bir dağ gibiydi...
Yanlış anlaşılmasın ama, ne yazık ki o fotoğraf Türkiye’den değildi.
Olsa ne olurdu ki...

Yazarın Tüm Yazıları