CIA psikiyatrının gözünden Esad, Bibi ve Erdoğan

CIA’in 60’larda profilleme masasını kuran ve 21 yıl Amerikan istihbaratı için dünya liderlerinin psikolojilerini takip eden Prof. Dr. Jerrold Post ile üç lideri konuştuk.

Haberin Devamı

Kuvvetler ayrılığı hakkında ne demiş? Suriye’de ne yapıyormuş? Abdullah Gül ile arası nasılmış? Bunların hepsini bir yana bırakın.
Bethesda’daki evinin çalışma ofisinde karşılıklı otururken, Arap Baharı’nın bölgedeki liderler ve Başbakan Erdoğan’ın psikolojisini nasıl etkilediğini konuşmak istediğimi söyleyince, CIA’in emekli psikiyatrı, hayatını dünya liderlerinin ruh halini takip ederek geçirmiş Prof. Dr. Jerrold Post için en önemli soru işte şuydu: “Acaba Erdoğan annesini mi daha çok sevmiş babasını mı?”
Profilleme, CIA’de yapılan ülke analizlerinin önemli unsurlarından biri. Ülkelerin gidişatı tartışılırken oradaki liderlerin nasıl bir psikolojiye sahip olduklarını ve ileride nasıl davranışlar sergileyebileceklerini tahmin etmeye çalışan departman. Prof. Post da bundan tam 45 yıl önce CIA için o büroyu kuran doktor.
1965’te başlıyor çalışmaya. Üç yıl sonra Prag Baharı ortalığı kasıp kavurmaya başlayınca, “Sen bunu bir departmana dönüştür” diyorlar. O da Amerikan istihbaratının ilk psikolojik analiz masasını oluşturuyor.
Bugün 78 yaşında. Halen George Washington Üniversitesi’nde politik psikoloji kürsüsünün direktörü. Hâlâ kafası zehir gibi çalışıyor. Ve yanında oturan genç bir asistanından zaman zaman aldığı tarih ve referans teyitleri dışında da her şeyi hâlâ zihninden söylüyor. “Siz CIA’den emekli oldunuz, değil mi” dedim. Gülerek, “Ben şimdi de orada yaptığım işi yapıyorum” dedi.

Haberin Devamı

Cosmopolitan kadınıyla evlenen biri kimyasal silah kullanmaz

ESAD

Hemen her Ortadoğulu erkek gibi, Beşar Esad’ın davranışlarının büyük bölümü de geçmişteki baba-oğul ilişkisinin gölgesinde şekillenmiş.
Hayır. Saddam gibi liderlerin aksine bir paranoyak değil. Esma gibi bir Cosmopolitan kızıyla evlenmiş… Tahsilli… Hayatının bir bölümünü Londra’da geçirmiş… Rejimin yüzü olmak için hazırlanmış bir proje.
Ancak talihsiz yanı… Baba Hafız Esad tarafından liderlik için değil, ikinci çocuk olarak yetiştirilmiş biri. İlk seçim, küçük kardeş Mahir.
Post, bu yüzden Esad’ın aldığı bütün kararlarda, omzundan onu izlediğine inandığı babasının gözüne girme çabası olduğuna inanıyor. Ve şimdiye kadar çoktan düşmesi gereken rejimi bu motivasyonla ayakta tuttuğunu düşünüyor. Esad Ailesi’nin hükümdarlığına son veren zayıf halka olmama çabası…
“Sizce mücadeleye nereye kadar devam edecek” dedim. “Akıl sağlığı yerinde. Mübarek ve Kaddafi’nin yaşadığı finali düşünerek rasyonel bir çıkış bulmaya çalışacaktır” dedi. “Peki bu savaşta ne kadar ileri gidebilir? Kimyasal silah kullanabilir mi” dedim. “Ben bir Cosmopolitan kadınıyla evli birinin böyle bir şey yapacağını düşünmüyorum. Fakat burada şu soru önemli: Beşar Esad ülkesine ne kadar hâkim? Barbara Walters’ın mülakatını izlediniz mi? Bir soruya ‘Ben bu ülkede olan her şeyden sorumlu değilim’ demişti. Sonuçta o istemese bile birilerinin kimyasal silahları kullanma ihtimali var” dedi.

Haberin Devamı

Tıpkı Esad gibi, çocuklar arasında ikinci seçim

NETANYAHU

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun motivasyonları da temelde Esad’ınkilerle aynı Post’a göre: Çocuk ayıran baba!
Bibi de tıpkı Beşar Esad gibi güçlü baba figürünün altına ezilmiş. Bundan sekiz ay önce ölen baba Benzion Netanyahu, Siyonizmin en önemli isimlerinden. Bibi ise abisi Yonathan’ın yanında her zaman arka planda kalan çocuğu.
“Netanyahu neden Filistinlilere karşı bir uzlaşma içinde olmaya yanaşmıyor biliyor musunuz?” dedi Post. “Çünkü bunun onu babasının gözünde zayıf birine dönüştürmesinden her zaman korktu. Abisi Yonathan bir kahramandı. İsrail ordusundayken bir operasyon sırasında öldü. Ve abisinden sonra her zaman babasını memnun etme çabası içine girdi” dedi.
Peki ya şimdi? Baba öldükten sonra bile mi?
“Daha önce aldığı kararlardan birini anlatmaya çalışırken babası ona aynen şöyle demişti: Eğer bir kere taviz verirsen ilkelerinden de taviz verirsin. Ben bu nedenle babasının ölümünden sadece bir hafta sonra hükümetin birliğini sağlama çalışması başlatmasını çok anlamlı buluyorum. Aşırı sağcı Lieberman’la kurduğu savaş kabinesi babasını çok mutlu ederdi.” Post’a göre Bibi her zaman sertti. Ama babasına göre hiçbir zaman yeterince sert olmadı. Ve babası ölse bile psikolojik olarak Bibi’yi bırakmadı. Büyük ihtimalle de hiçbir zaman bırakmayacak.

Haberin Devamı

Mursi’nin ikilemlerinde bilinçli davrandı

ERDOĞAN

Post’un Türkçeye de çevrilen ‘Politik Paranoya’ diye bir kitabı var. Ve kitapta bazen politikacıların korku-öfke sarmalında nasıl bir paranoya içine hapsolduklarını… Kavgacı… Kendini dramatize eden… Düşmanların ve komploların varlığına inanıp etrafındaki insanları da bu enerjiyle bir arada tutan liderlere dönüştüğünü çok güzel anlatıyor. Ancak iş Tayyip Erdoğan’ın profiline gelince, elinde yeterince bilgi olmadığını söyleyerek çok dikkatli konuşuyor.
Benim sorum şu: Arap Baharı Erdoğan’ı nasıl etkiledi? Ve Erdoğan’da nasıl davranışlar ortaya çıktı?
İşte Post’a göre Erdoğan bu sürecin bölgedeki en göze çarpan lideri oldu. Ve Türkiye’nin rolünün güçlenmesinde önemli bir rol oynadı. Arap Baharı’nı fırsata çevirdi.
Bu onu içeride nasıl etkiledi meselesine gelince…. Uzun dönemli hedeflerinde, dışarıdaki etki onun Türkiye için tarihi bir figür olma amacını pekiştirdi.
Post’un analizine göre Türkiye’deki gerilim, bugün Mısır’da Mursi’nin liderliğinde görülenler. Mursi’nin Müslüman Kardeşler’e katıldığında “İslam çözümdür” dediği yıllar ve şimdi bütün Mısır’ın lideri olma hevesi arasında yaşanan ikilem. Bir tarafta pragmatizm… Bir tarafta da İslami bir devlete sahip olma hedefi.
Ancak Erdoğan, bu ikilemi aşan bir lider. Aynı dönemi yaşamış ve daha bilinçli davranmış… Şeriata göre yönetilen bir ülke istemek yerine seküler değerleri vurgulamış biri…
İster analiz deyin ister temenni… Washington’dan bakan Post’un değerlendirmesi bu.
“Son bir soru” dedim ayrılırken: “Erdoğan hükümeti Türkiye için 2002-2007 döneminde çok önemli reformlar yaptı. Ama bugün gittikçe otoriterleşiyor. ‘Değiştim’ demişti. Bir gün gençlik hayallerine dönmek ister mi” dedim.
Şöyle yanıtladı: “Erdoğan psikolojik olarak sağlıklı bir lider. Ama farklı kazanılan seçimler, övgüler, karar verme süreçlerini etkileyebilir. Geriye dönmek ister mi, göreceğiz. Fakat onun artık tarihe geçme gibi büyük bir hayali var.”

Yazarın Tüm Yazıları