Christian Berger: Irkçılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele edebilmenin ilacı iletişimde olabilmek

Güncelleme Tarihi:

Christian Berger: Irkçılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele edebilmenin ilacı iletişimde olabilmek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2017 17:39

Christian Berger: Irkçılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele edebilmenin ilacı iletişimde olabilmek

Haberin Devamı

Timur TARLIĞ/İZMİR, (DHA) - AVRUPA Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, delegasyon üyeleriyle birlikte Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Erdal Çelik’i makamında ziyaret etti. Görüşmede, AB ile Türkiye’nin mültecilere verilen hizmetler konusunda iş birliği içinde olduğuna dikkat çeken Berger, "Zaman zaman yaşadığımız ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı sorunlarıyla mücadele edebilmenin ilacı, iletişimde olabilmek" dedi. 
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Berger, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Çelik’e gerçekleştirdiği ziyarette, AB ve Türkiye arasında eğitim ve Suriyeli mülteciler konusundaki iş birliğine değindi. Berger, AB'nin yürüttüğü en başarılı projenin 'ERASMUS Plus' olduğunu belirterek, "Brüksel'de bütçe görüşmeleri yapılırken, önümüzdeki yıl nereye, ne kadar para aktarılmasını konuşurken, bu yıl ERASMUS’a daha fazla fon ayrılması kararlaştırıldı. Bu programdan bugüne kadar yaklaşık 2 milyon öğrenci yararlandı ve 500 binden fazla Türk öğrenci, Avrupa ülkelerine ziyarette bulundu. 'ERASMUS Plus' dediğimizde bu sadece öğrencilerin yararlandığı bir program değil. Mesleki eğitim ve araştırmacıların, firmaların, sivil toplum kuruluşlarının ve akademisyenlerin de yararlanabildiği program. Bilim ve araştırma alanında da yine bizim yürüttüğümüz önemli bir program var. 'Horizon (Ufuk) 2020' adı verilen proje. Bu konuda faaliyet gösteren enstitü ve kurumların diğer ülkedekilerle bir araya gelmesini sağlayan bir program. AB’nin bir süredir yürütmekte olduğu başarılı programlardan bir tanesi de budur" diye konuştu. 
'IRKÇILIK VE İSLAM DÜŞMANLIĞININ İLACI İLETİŞİMDE OLABİLMEK'
Bu projelerde elde edilen başarıların sadece diplomatlar ve iş çevreleriyle değil, üniversitelerle de iletişim kanallarının açık tutulmasıyla sağlandığını anlatan Berger, "Kendi deneyimimden yola çıkarak, şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki zaman zaman yaşadığımız ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı sorunlarıyla mücadele edebilmenin ilacı, iletişimde olabilmek" dedi. AB ve Türkiye’nin iş birliği yaptığı bir başka noktanın da mülteciler konusu olduğunu belirten Berger, "Türkiye ile yürüttüğümüz çok önemli iş birliği alanları var. Sosyal hizmetler ile eğitim alanında hizmet sağlanması ve en önemlisi siyasi çözüm için birlikte çalışılması. Ayrıca insani yardım ve eğitim desteğinin kriz mağdurlarına sunulmasında, sorunun kökeninde yatanları ortadan kaldırmak ve sorunu kaynağında çözmek önemli. Bu noktada da siyasi düzeyde Türkiye ve AB arasındaki ilişkinin son derce iyi bir düzeyde olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan bir nesle eğitim imkanı ve hizmet sunmanın önemli olduğunu vurgulayan Christian Berger, şunları söyledi:
"Milli Eğitim Bakanlığı ile yürütmekte olduğumuz çalışmalar, Suriyeli öğrencilerle ilgili üniversitelerle yürüttüğümüz çalışmaların önemli bir parçası. Bizim bu çerçevede sağladığımız desteğin 2 temel amacı var. Biri Suriyeli ya da diğer ülkelerden gelen mültecilere yardımcı olunması. Diğeri ise bu mültecilere ev sahipliği yapan toplumlara destek verilmesi. Sizler de duymuşsunuzdur. Ülkenin birçok yerine okullar, Suriyeli öğrencilere hizmet verebilmek adına ikili sistemden üçlü sisteme geçmek zorunda kaldı. Bu konuda küçük de olsa sağlayabildiğimiz katkılardan bir tanesi de ev sahibi toplumların omuzlarındaki yükün hafifletilmesi. O nedenle 100 kadar okul inşa ettik. Şu anda yürütmekte olduğumuz programın bir parçası olarak öğretmenlere hem Arapça hem de Türkçe dil eğitimi veriliyor. Tabi ki gelişmelerin nasıl ilerleyeceğini göreceğiz. Türkiye ve AB’nin hem fikir olduğu bir husus var ki o da kayıp bir nesil olmasına göz yummayacağımız. Çocukların ve gençlerin gelecek beklenti ve umutlarını ellerinden alamayacağımız. Bu konuda üniversitelerin çok iyi bir oynadıklarını düşünüyorum." 
'BİLİM DİPLOMASİSİ' VURGUSU
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Çelik ise içinde bulunulan bilim çağında üniversite olarak 'bilim diplomasisi'nin daha fazla önem kazandığına inandıklarını belirterek, "Bilimsel faaliyetler, artık dış politikanın önemli bir aracı haline gelmiştir. Bilginin, diplomatik amaçlarla kullanılması uluslararası bilimsel, ekonomik ve politik iş birliği kanallarının daha kolay kurulmasına ve sürdürülmesine olanak sağlamaktadır. Böylelikle 'bilim diplomasisi', ülkelerin dış politikalarını güçlendirirken, uluslararası alanda diyaloğu ve karşılıklı anlayışı da pekiştirmektedir. Üniversitemiz, küreselleşmek ve bilginin gücü ile küresel rekabetçiliğini arttırmaya önem vermektedir. Avrupa yükseköğretim alanına uyum çalışmaları kapsamında, üniversitemiz, Avrupa Birliği tarafından verilen AKTS ve Diploma Eki Etiketlerini almaya hak kazanmıştır" dedi.
'DİYALOG ALANLARININ GELİŞTİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR FIRSAT'
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Avrupa Birliği Anabilim Dalı ve AB tarafından desteklenen 'Jean Monnet Programı' kapsamında 2 modül, 2 kürsü, 1 mükemmeliyet merkezi projesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Çelik, "Şu anda üniversitemiz, 2020 yılına kadar sürecek bir 'Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezi Projesi'nin ortağıdır. Bu bağlamda, üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirilen Avrupa Birliği projelerini, uluslararası akademik iş birliklerini ve diplomatlar ile üniversitemizi bir araya getiren bugün ev sahipliği yaptığımız toplantı gibi etkinlikleri çok önemli buluyoruz. Türkiye ve AB arasında diyalog alanlarının geliştirilmesinde ve çeşitli alanlarda iş birliği yapılması açısından bu toplantıyı bir fırsat olarak görmekteyiz" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!