CHP'li Özel: Güçler ayrılığını bir kişiye teslim etmek demokrasinin darbe alması demektir

Güncelleme Tarihi:

CHPli Özel: Güçler ayrılığını bir kişiye teslim etmek demokrasinin darbe alması demektir
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2017 19:48

CHP'li Özel: Güçler ayrılığını bir kişiye teslim etmek demokrasinin darbe alması demektir

Haberin Devamı

Doğan ÇİZMECİ - Tuncel YILMAZ / TURGUTLU (Manisa), (DHA)- CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, 18 maddelik anayasa değişikliğinin halk yararına olumlu sonuç doğuracak maddeler içermediğini belirterek, "İktidar ve Cumhurbaşkanı her söyleminde muhalefet liderini meydanlarda anlatıyorsa, maddelerin içi boş demektir. Yani, halkın yararına değildir. Güçler ayrılığını bir kişiye teslim etmek demokrasinin darbe alması demektir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Turgutlu İlçesi'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve mahalle muhtarlarıyla Yeşil Vadi Restoran'da düzenlen toplantıda biraraya geldi. CHP Turgutlu İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen toplantıya Milletvekili Özel ve CHP Turgutlu İlçe Başkanı Erk Kayabaş, referandumda neden 'hayır' oyu verilmesi gerektiğini anlatıp, destek istedi.
"GÜÇ BİR KİŞİDE TOPLANIRSA DEMOKRASİ DARBE ALIR"
CHP Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel, 18 maddelik anayasa değişikliğinin halk yararına olumlu sonuç doğuracak maddeler içermediğini belirtip, "İktidar ve Cumhurbaşkanı her söyleminde muhalefet liderini meydanlarda anlatıyorsa, maddelerin içi boş demektir. Yani, halkın yararına değildir. Güçler ayrılığını bir kişiye teslim etmek demokrasinin darbe alması demektir. Demokrasi yoksa seçimlerin de bir anlamı olmaz. Avrupa bundan 200 yıl önce kültürel, sanatsal ve bilimsel anlamda çağ atlarken biz hurafelere inanarak dünyanın gelişimini karşıdan izledik. Avrupa 1930'larda tek adamlığa doğru yönelmeye başladı ve sonucu felaket oldu. Hitler, 'Tek vatan, tek millet' dedi, sonunu gördük. Neler yaptığını bütün dünya gördü. Bizler hiçbir siyasi liderin sonunun böyle olmaması için 'Demokrasi olsun' diyoruz. 1930'larda tek adamlığa yönelen Avrupa'da daha sonra anayasa değişiklikleri oldu ve şu ibareler anayasalarda yer aldı. OHAL ortamında anayasa değişikliği ve referandum yapılmaz. Yani, güçler birleştiğinde tek adamlık, ülkelerin geleceğine önemli engeller koyuyor" dedi.
MEMLEKET MESELESİ KONUŞMAYA GELDİK
"16 Nisan bir seçim değil" diyen Özel, şöyle devam etti:
"Bugün buraya siyaset konuşmaya gelmedik. Bugün burada memleket meselesi konuşmaya geldik. Eğer, 'evet' dersek ülkenin rejimi, yönetim sistemi baştan aşağı değişecek. Bugün, adına 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi' denen, Başkanlık Sistemi'ni andıran ama o sistemde de olmayan çok sayıda yetkiyi ve tehlikeyi içinde bulunduran 'Türk tipi başkanlık sistemi' diye adlandırdıkları bir sistemle karşı karşıyayız. Biz Türk milleti olarak geçmişte düşmana karşı 'hayır' diyerek kenetlendik. İlk TBMM'de hacısı da vardı, hocası da. 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' sözü rejim değişikliğinde ortadan kalkacak. Biz sadece İstiklal Savaşı'nda değil Kıbrıs Harekatı'nda, ABD'nin ülkemizden Irak işgaline de 'hayır' dedik. Ülkemizin çıkarları için 'hayır' dedik ve ülkemiz yararlı çıktı. Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için istenen bu sisteme 'evet' diyen MHP'lilere soruyorum, 'Gelecekte Demirtaş cumhurbaşkanı olursa ne derler? AKP'lilere soruyorum; Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa ne derler ?"
EVET DENİLEREK ÜLKENİN SONU HAZIRLANIYOR
Milletvekili Özel, "2003'teki 1 Mart'ta tezkeresi için Erdoğan, ABD ile anlaştı. 150 bin ABD askerleri Mersin limanından gelecek, Güneydoğu'da konuşlanıp Irak'a gidip, işgal edeceklerdi. Deniz Baykal, TBMM'de 1 saat konuştu. CHP'nin hepsi 99 AKP'li ile birlikte 'hayır' dedi. Bugün o savaşa giren herkes utanç duyuyor. Türkiye o savaşa ortak olmadığı gün mecliste 'hayır' demişti ve iyi ki meclis vardı. Başkanlık olsa ABD askerleri Türkiye'ye yerleşmiş olacaktı. 12 Eylül 2010 referandumunda biz yine 'hayır' diyorduk. 'Evet' diyenler o zaman çok kıymetli olan Fethullah Gülen hoca efendi. 'Mezardan ölüleri çıkarıp gelin oy kullansınlar' diyordu. MHP kampanya yapmıyordu ama HDP, 'Yetmez ama evet' diyordu. O gün bize darbeci diyorlardı. '12 Eylül darbesiyle hesaplaşacağız, CHP 'hayır' diyor' diyerek, bizlere darbeci yaftası yapıştırıyorlardı. Biz, 'Önce adaleti, sonra orduyu sonra bütün devleti bir cemaatin eline verirsiniz' diyorduk. O gün birbirlerine teşekkür edenler, övgü düzenler 15 Temmuz akşamı birbirlerine darbe yaptılar. Darbeci dedikleri bizler, çıkıp Meclise, Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıktık. Cumhurbaşkanı, şimdi '12 Eylül referandumunda, başta milletim ve şahsım aldatılmıştır' diyor. O gün bize darbeci diyordu, şimdi terörist diyor.  Bizler o güne kadar hiç aldatmadık. Bugüne kadar da bu milleti hiç aldatmadık. Doğruları söylediğimiz için belki iktidar olamadık, devlet kademelerinden uzak kaldık ama birileriyle işbirliği yapıp bu milleti hiç aldatmadık. O gün, 15 Temmuz hazırlanıyordu, bugün 'evet' denilerek bu ülkenin sonu hazırlanıyor" dedi.
DEMOKRASİ YOKSA LİDERLERİN SONU HAZİN
Demokrasilerde liderlerin de emeklilikleri olduğuna dikkati çeken Özel, "Demokrasi yoksa ülkenin de liderlerinde sonu hazin. Biz bu ülkede hiçbir liderin Saddam gibi, Kaddafi ve Hüsnü Mübarek gibi sonu olsun istemeyiz. Bu ülkede demokrasi olsun isteriz. 15 yıl önce övünülüyordu, doğru da yapıyorlardı. Fakire kömür ve bulgur dağıtmak 15 yıl önce doğruydu. Bugün, 'Daha fazla fakire dağıtıyoruz' diyorlar, doğru değil. 15 yıldır iktidarsan milletin artık daha çok fakirinin olmaması lazım. Bugünden sonra yapılacak tercihin 'hayır' olmasında mesaj var. Cumhuriyet Halk Partili olsun, Adalet ve Kalkınma Partili olsun, Milliyetçi Hareket Partili olsun, mecliste temsil edilmeyen tüm partilerin, bütün partisini ve ülkesini seven insanların 'hayır' demesini bekliyorum" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!