CHP'li Altıok'tan Efemçukuru tepkisi

Güncelleme Tarihi:

CHPli Altıoktan Efemçukuru tepkisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2017 12:52

CHP'li Altıok'tan Efemçukuru tepkisi

Haberin Devamı

CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, İzmir Tahtalı Barajı koruma sınırında bulunan Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımına yönelik ÇED olumlu raporuna yapılan itirazın reddedilmesine tepki gösterdi.

Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımına yönelik 2012 yılında olumlu ÇED raporu verildi. İzmir'deki sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütlerinin bu ÇED raporunun iptali için açtığı davada hazırlanan bilirkişi raporunda, Efemçukuru yöresinde ağır metal kirliliğinin başladığı belirtildi. Altın madeninin toprağı kirlettiği vurgulanan 107 sayfalık bilirkişi raporu, hazırlayanlar İzmirli olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi. 2017'de Ankara'dan yeni bilirkişilerin hazırladığı 7 sayfalık raporla ÇED olumlu kararı verildi. Buna TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, çevre örgütleri ve bazı vatandaşlarca yapılan itiraz ise mahkemece reddedildi.

Konuyla ilgili açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, "Biz yüksek mahkemenin bu yanlıştan döneceğini ve kararı bozacağını umut ediyoruz.  Madeninin mevcut kapasitesiyle bile toprağı, suyu zehirlediği raporlarla kanıtlanmışken, kapasitesinin artırılması halinde kirliliğin de artacağı muhakkaktır. Ayrıca aynı bölgeye Çamlı Barajı'nın yapılması söz konusudur. Tahtalı barajı ve aynı bölgeye yapılacak Çamlı barajı ile beraber yaklaşık 1.5 milyon İzmirlinin kullandığı içme suyu arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, nikel, çinko, selenyum ve kükürt tehdidiyle karşı karşıya kalacak. İçme suyuna karışacak ağır metaller yüzünden İzmir'de kanser oranlarının artacağı İzmir Tabip Odası tarafından açıklanmıştır" dedi.

Hükümetin enerji, maden ve ulaştırma sektörüne dair politikalarının bir sonucu olarak su kaynaklarının kirletildiğini, toprakların verimsizleştirildiğini, ağaçların kesildiğini öne süren Altıok "Kısacası doğa yok ediliyor. Yağma ve talan mantığıyla doğaya saldıran şirketlerin gücünü hükümetten aldığı çok açık görülüyor. Doğayı, çevreyi, insanı hiçe sayan, AKP'nin ranta ve talana dayalı ekonomi anlayışı sadece bu günümüzü değil, geleceğimizi de çalıyor. Bizler İzmir'in ve İzmirlinin geleceğini ipotek altına alacak bu duruma yönelik her türlü hukuki mücadelenin yanı sıra, tüm STK'larla, aktivistlerle, parti örgütlerimizle eylemli bir mücadele de yürüteceğiz. Şimdi İzmir'in toprağına, havasına, suyuna sahip çıkma zamanıdır. Yarın çok geç kalabiliriz" dedi.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!