CHP mi?

HATIRLAYACAKSINIZ, geçen hafta hiç istemeye istemeye ve sırf dostlar alışverişte görsün kabilinden, metazori bir CHP makalesi yazmıştım.

Özet olarak da, liderliğe her kim gelirse gelsin, geçmişle köprüleri atacak bir ‘redd-i miras’a cesaret edilmediği müddetçe, söz konusu partinin geleceği olmadığını kaydetmiştim.

Vay, sen misin bunu söyleyen!

* * *

ÖYLE, zira futbol fanatikleri bazılarının yanında zemzem suyuyla yıkanmış kalıyor.

‘Altı ok fanatikleri’ elektronik posta kutuma, ‘alçak, CHP’nin láfını bile telaffuz etmeye hakkın yok! Ağzına biber süreriz’ türünden bir alay küfürname gönderdiler.

Bu ‘hiddet ve celál’in esas nedenini de, ‘kelin merhemi olsa kendi başına sürer’ diye benim aynı yazıda, ‘ulusalcı’ teferruatın zavallı halini örnek göstermem oluşturmuş.

‘Günáhım’ şu ki, Baykal’ın kurumunun da o eline sadaka verilecek durumdaki ‘ulusalcı’ garabetten medet umduğunu söylemiş ve sonra da, ‘böylesine ‘süper gerici’ ve ‘ultra marjinal’ bir ideoloji asla derde devá olamaz’ şeklinde devam etmiştim.

Üstelik vah vah galiba yatacak yerim yok, ‘tam tersine, dünya ve Türkiye dinamiklerini tümden ıskalayan bu köhne ve korkak fikriyat CHP’nin silinme sürecini hızlandırır’ diyerek, ‘büyük günah’ımı ‘cehennemde yanmak’ raddesine vardırmıştım.

İşte, ‘partizan fanatikler’in ‘mail taarruzu’na tüm bunlardan dolayı maruz kaldım.

* * *

EH, hepsine ayrı ayrı eloktronik posta yollamaya üşenecek kadar tembel bir insanım, dolayısıyla burada kendilerine ortak ve genel bir ‘açık tebriknáme’ yazıyorum.

Sizleri kutlarım, işte muradınıza erdiniz!

Sırf kavga - dövüşte ve lümpen küfürbázlıkta değil, aynı zamanda ve de bilhassa, hem ‘ulusalcılık’ belágatinde, hem de ‘komplo teorileri’nde MHP’yle aşık attınız.

Aman da aman, meğersem o her şeye kádir ‘alçak ABD’ yalnız tekrar seçtiğiniz genel başkanınızın ‘hayatına kastetmek’ girişimleriyle yetinmiyormuş.

Bir de bütün işini gücünü bırakıp, CHP’nin çanına ot tıkmak için ajan seferber ediyormuş.

Üstelik, iplerini yine ‘Sam Amca’nın tuttuğu ‘tekelci medya’ Washington’dan aldığı talimata uyarak, altı oklu partiyi ‘batırmak’ (!) için kampanyalar düzenliyormuş.

Fakat, işte sizleri tekrar tebrik ediyorum, bütün bu ‘komplolar’ı açığa çıkarttınız ve seçtiğiniz rotada taviz vermeyerek ‘ulusalcı yolunuz’da (!) yürümeyi sürdürdünüz.

Peki de, nereye kadar ?

* * *

ŞAKA bir yana, belki kesin yok oluşa kadar değil ama, bu ‘uzun yürüyüş’ amip türü ‘bölünerek küçülmek’ sürecinde sen, ben, bizim oğlanlı mikroskopik bünyeye dek sürecek.

Geçen haftaki saptamamı bir defa daha ve kırmızı kalemle çizerek vurguluyorum:

‘Modernleşme mucizesi’ gerçekleşmediği takdirde CHP’nin hiçbir geleceği yoktur!

Üstelik de, bugün dünkü kadar bile yoktur! Kurultay ertesi erozyon hızlanacaktır.

Denize düşen yılana sarılır misali, gariban ‘komplo teorileri’ uydurup o nitelikte ‘süper gerici’ ve nicelikte ‘ultra marjinal’ bir ‘ulusalcılık’tan medet uman parti, şimdiki ilkel ‘anti Amerikancılık’tan tedricen genel ‘anti Batıcılık’a varmaya mahkûmdur.

Sonra bir basamak daha atlayıp ‘otoritarizm’le tekrar kucaklaşmak ise mukadderdir.

‘Tekrar’ diyorum, zira Recep Peker’in otuzlu yıllarda saptadığı korporatist - faşizan ‘altı ok ideolojisi’nden başlayın ve her askeri darbenin emrine can-ı gönülden tahsis ettiği ‘sivil kadro’lara uzanın, böylesine bir ‘otoritarizm’ zaten CHP’nin mayasında mevcuttur.

Amaaa, mayası veya maması canım, inşallah artık bu konuda yazmam gerekmez de ne başıma külfet; ne de bana küfürname yollamak için ‘fanatik partizan’lar argo lügate sarılır.
Yazarın Tüm Yazıları