Cevap veriyorum: Köfte!

Dostum Kadir Çöpdemir, reklam ambiansında Acun Ilıcalı ile belirip soruyor: Döner mi, köfte mi?

Aynı Kadir, tanınmamak için bıyık takarak çıktığı başka bir reklamda da halkı sucuk konusunda kışkırtıyor.
Bu halkın kolesterolü patlarsa peşindeyim dostum Kadir!
Uğur Dündar, Çernobil denetçisi gibi giyinip tavuk yemek konusunda halkı bilinçlendirsin, senin yaptığın işe bak!
Verecek RTÜK sana 1990 model “montinyak yeşillik rejimi” cezası, hep beraber üzüleceğiz.
Ayrıca reklamda “Rejimdeyim” ayağına yatıyorsun.
Ama ikimize de çok yakın bir kaynaktan öğrendiğime göre, daha bu hafta güzeller güzeli Hamdi Kebapçısı’nda testi kebabı kırdırıyormuşsun...
Afiyet olsun da, niye haber vermiyorsun be tatlı kardeşim!

Neyse; beynimizin kıvrımlarını kaşındıran asıl meseleye dönelim: Döner mi, köfte mi?
Bu konuda taraf olduğumdan benim için cevap basit: Köfte.
İyi köfte için özel sefer düzenleyen küçük bir örgütsel yapılanmamız vardır.
Bir kente/kasabaya/köye ilk defa gittiysem ve köftesinin “meşhurumsu” olduğunu duyduysam; denemeden ayrılmam oradan..
İyi köfte, derin mevzudur.
Ben bütün derinliğine sahip olduğumu söyleyemem.
Ama şu kadarını bilirim: İyi köfte şekilci değildir.
Tombul da olabilir, amorf da (şekilsiz)...
Zambo sakız boyutunda (incelik dahil) köftenin bile bir hikmeti olabilir.
İyi köfte çatalın kenarıyla hafif baskı uyguladığınızda kendini belli eder zaten.

Dönere saygısızlık etmiş olmayayım. Sadece köfte tercihimi vurgulamak için zat-ı şahanelerini inceleme kapsamı dışına aldım.
Bence Kadir’in tercihi de köftedir ama neyse, oylarını etkilemeyelim milletin!
Bu kadar köfte deyip sizleri isyana teşvik ettikten sonra, bir Top 5 yazmak da şart oldu!
Tamamen sübjektif bir listedir. Epeyce de uzatabilirim ama beş tane sıralayayım, ağzımız tatlansın, yeter.
Afiyet olsun!
1) Sirkeci Beceren Köfte (Nimet Abla Gişesi’nin karşı köşesi)
2) Beyoğlu Köfteci Hüseyin (Fitaş’ın arka sokağı)
3) Adapazarı Islama Köftecisi (Kadıköy Çarşısı)
4) Şöhretler Köftecisi (Beşiktaş Çarşı’da)
5) Çilimli Köfte (Adapazarı’nda, Çilimli’de yemiştik Enis Berberoğlu’yla. Unutulabilemez bir köfte)
Yazarın Tüm Yazıları