Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Cesur adam ve kadınlar

AVRUPA. Son birkaç haftadır hukukun eşitliği, yargının bağımsızlığı ve demokrasinin ne demek olduğuna dair müthiş dersler veriyor.

Haberin Devamı

SAVCI. Adı Clemens Eimterbaeumer. Lakabı “Presidenten-Killer”. Türkçesi “Cumhurbaşkanı-katili”. Henüz 41 yaşında. Ancak çoktan Almanya tarihine geçmiş durumda. Çünkü çok zor bir karara imza atıp, meclisten Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un hakkındaki yolsuzluk iddialarının araştırılabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. Yani sonun başlangıcı için düğmeye basan kişi.
İyi de savcı kendisine gelen tehdit mesajlarından hiç mi korkmadı, Almanya Başbakanı Angela Merkel tam da ekonomik krizle boğuşan Avrupa’yı kurtarmaya çalışırken siyasi kriz tetiklemekten hiç mi endişe etmedi?

***

“HIRSIZ”. Evet, yukarıdaki sorunun yanıtı bu. Hikaye şöyle:
Tabi bu kararı vermek hiç de kolay değildi savcı Clemens için. Çünkü Wulff hakkında bir sürü iddia vardı. Çoğu suçlama, birçok ülkede hiç kaale alınmayacak türden şeylerdi. Arkadaşından ucuz kredi almak, gazeteciye gözdağı vermek, kıyak tatiller yapmak falan. Sinek küçük gibi dursa da hijyene meraklıydı bu Almanlar.
Savcı ile ikisi kadın üç meslektaşı haftalarca tartıştılar. Clemens, sık sık soruyordu; “Fazla mı etki altında kalıyoruz?” Endişeliydi çünkü. Bu baskılar yüzünden objektif olamamaktan, yanlış karar vermekten çekiniyordu. Sonra formülü buldular.
“Tıpkı adi bir hırsızlık vakasıymış gibi” çalışmaya karar verdiler dosyayı. Koskoca Cumhurbaşkanı’na hırsız muamelesi çektiler yani. Yeterli delile ulaştıklarında da harekete geçtiler.
Bu arada başta Bild Gazetesi olmak üzere Alman basını, korkmadan, tehditlere boyun eğmeden yolsuzluk iddialarının üzerine gidebildi.

***

Haberin Devamı

YARGIÇ. Şimdi bir örnek de İspanya’dan. Adı Baltasar Garzon. Yıllar önce eski Şili diktatörü Auguste Pinochet’ye karşı açtığı dava, yolsuzluk, mafya ve işkenceye karşı verdiği mücadeleyle efsaneleşen soruşturma yargıcı.
Sonra roller değişti. Garzon hakkında peş peşe davalar açıldı, bir anda kendini sanık sandalyesinde buldu. Bir soruşturmada usulsüz telekulağa izin verdiği gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde 11 yıl boyunca meslekten men edildi. 56 yaşındaki yargıcın meslek hayatı hazin bir şekilde bitti.
Her ne kadar siyasi komployla karşı karşıya olduğunu savunsa da yasalar, ‘eski tanıdık’ falan demedi ona da eşit davrandı.

***

Haberin Devamı

İNKÂR. Hazır yürekli insanlardan bahsederken iyi Fransızları atlamak herhalde haksızlık olur. Yasalarla tanınmış soykırımları inkâr etmeyi suç sayan yasa tasarısı sorunlu olsa da Fransa’da da geçtiğimiz günlerde güzel bir demokrasi örneği yaşandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Ermeni diasporasına verdiği sözü tutmak için Ulusal Meclis ve Senato’ya yasayı onaylatırken cumhurbaşkanının partisi ve diğer partilerden onlarca senatör ve vekil baş kaldırıp itiraz ettiler.
Sarkozy’ye rağmen yasanın anayasaya uygunluğunu danışmak için anayasa mahkemesi vazifesi gören Anayasa Konseyi’ne gittiler. Parti liderlerinden çekinmeden, ‘Seçim listelerinden dışlanırız’ demeden adil olma uğruna, demokratik haklarını kullanarak bunu yapabildiler.
Ve tüm bu gözüpek insanlar, kendilerinde bu gücü ise hukukun üstünlüğü gibi Batı’da sözde kalmayan toplumun en küçük hücrelerine bile nüfuz etmiş bir olmazsa olmazdan buldular.

Yazarın Tüm Yazıları