Cesar Aira’yı kim durduracak

DERGİ sayfalarında dolaşmayı çok severim.

Haberin Devamı

Rastladığım bazı yazılar beni üzer, bazıları da gülümsetir.
The New York Review of Books’un yeni gelen sayılarını karıştırırken iki yazıyı aktarmaya karar verdim.
Biri hoş, mutlu bir yazı, diğeri ise dramatik.
Çok yazanlar/az yazanlar daima edebiyat dünyasında tartışılır. Öyle okurlar vardır ki, az yazanların daha kaliteli, daha nitelikli yazar olduğu kanısında ısrar ederler, bazı okurlar da aza çoğa bakmayıp, başka ölçütlerle yazarları değerlendirirler.
İkisinde de gerçeklik payı vardır.
* * *
1975 yılından itibaren Arjantinli yazar Cesar Aira, tam “altmış tane”, yanlış okumadınız, rakamla da yazayım 60 tane roman yazmış.
Edebiyat dünyasının yeni fenomeni olarak tanımlıyorlar.
Bazı yazarlar onun için, Buenos Aires’te tek başına küçük bir endüstridir, diyorlar.
Yazdıklarında hem metafizik, hem gerçekçilik hem de Dadaist özellikler varmış.
Üstelik yazdıkları için avangard deyimini kullananlar da çoğunlukta.
Buenos Aires’in değişik kahvelerinde oturarak, Mont Blanc ve Louis Vuitton kalemle romanlarını yazıyormuş.
Şilili şair ve romancı Roberto Bolano’ya göre, “Aira, İspanyolca yazan üç-dört iyi yazardan biri”.
YAZIDAN DEĞİL, RESİM VE FOTOĞRAFTAN PARA KAZANDILAR
YAZARLARIN ekonomik durumları çağlar boyu hep eksiyi göstermiştir.
Yazdıklarıyla geçinen birkaç kişiyi saymazsak, hepsinin ikinci işi vardır.
Beat Kuşağı’nın iki ustası Allen Ginsberg ile William Burroughs da kendilerini geçindirecek paranın, yazmak dışındaki işlerden kazanılacağını geç de olsa keşfetmişler.
Burroughs resim yapmaya, Ginsberg de fotoğraf çekmeye başlamış.
Burroughs, 1982 ile 1996 arasında 1.500 tane çalışma yapmış.
Sanatçının bunlardan kazandığı para, onca yıl yazılarından aldığı paradan çok daha fazla imiş.
Ginsberg, 1953 yılında ikinci el bir Kodak Retina fotoğraf makinesini almış, bütün arkadaşlarının fotoğraflarını çekmiş, 1980’de birçok yerde konferanslar vererek, para kazanmaya çalışmış.
1994 yılında fotoğraflarını 1 milyon dolara Stanford Üniversitesi’ne satmış. Hemen sevinmeyin, zira aracı parası, vergi derken gene yine eline çok para geçmemiş.
* * *
EDEBİYAT dünyasından üç farklı ve önemli örnek.
Biri bol para kazanıyor, diğer ikisi de edebiyat dışındaki çalışmalarıyla para kazanıyor.
Beat Kuşağı’nın bu durumunu anlatan yazar ilgi çekici bir şey söylüyor.
Onlar edebiyatçılıklarını değil, ünlerini sattılar, diyor.

Haberin Devamı

Yararlandığım New York Review of Books sayıları:
The Novelist Who Cann’t Be Stopped, Michael Greenberg, January 13, 2011.
The Beats: Pictures of a Legend, Edmund White, August 19, 2010.

Yazarın Tüm Yazıları