Cepteki güzel diktatör

Telefonumla ilişkim bir garip, ben konuşuyorum siz dinliyorsunuz, ama yetkim o kadarla sınırlı, devamında telefonum söylüyor ben yapıyorum. Anlayacağınız sivil diktaya karşı başkaldırmam lazım ama güzelliğine kıyamıyorum.

Çocuklar evdeki küçük diktatörler olarak bilinir. Çünkü evde hep onların istediği olur. Benim de iPhone’la ilişkim giderek sivil dikta ilişkisine döndü ne yazık ki. Cep telefonumun hayatımın önemli bir kısmını kapladığını düşündüğümde görüyorum ki hayatımı kendi istediğim gibi değil, Steve Jobs’ın bana uygun gördüğü şekilde sürdürür olmuşum.
Çünkü iPhone dediğin;
* Şarjı asla yetmez
iPhone ömrünün büyük kısmını bir kabloya bağımlı olarak geçirir. Eğer internetle ilgili uygulamaları biraz fazla kullanır, ekran parlaklığını yüksek bir değere ayarlarsanız pilini acımasızca sömürür, birkaç saat içinde gelsin size kırmızı uyarı.
Standart bir cep telefonunda kullanım ömrünü tamamlayan batarya yerine herhangi bir servisten alacağınız bataryayı takıp yola devam edebilirsiniz. Ama iPhone’da mümkün değil.
* Mesajı herkese duyurur
SMS geldiğinde, göndereni adı ya da telefon numarasıyla gösterir. ılk iPhone’larda mesajların ilk birkaç satırının ön izleme olarak gösterilmesi de engellenemiyordu. Tepkilere kulak veren Apple, iPhone sahiplerine en azından bunun önüne geçme fırsatını tanıdı. Ama hâlâ kimlerle mesajlaştığınızı dünya alem görüyor. Bakalım ben o kadar şeffaflık istiyor muyum?
* Aramayı toptan silme
iPhone bu konuda “ya hep ya hiç” mantığıyla çalışır. Yanlışlıkla aradığınız bir kişiyi tekrar yanlışlıkla arama olasılığını ortadan kaldırabilmek için son arananların tümünü silmek zorundasınız.
* Apple’e özel safari
Steve Jobs’ın inadı yüzünden dünyada çok yaygın olarak kullanılan Flash uygulamaları iPhone’da çalışmaz. Bu nedenle de çok sayıda siteyi safari üzerinde verimli olarak kullanmanız mümkün değil. Apple bu konuda HTML5’i dayatıyor ama görülen o ki dünya bu değişime henüz hazır değil.
* Düğmeyle yuva yıkar
Zil sesini kapatmaya yarayan o küçücük düğme... Her an, her koşulda hiç farkında olmadan iPhone’un sesini kapatabilirsiniz. Arayan arar, duymazsınız. An gelir, bu derdinizi anlatamazsınız, eşiniz dostunuz kırılır. Bir tasarım gurusu olan Apple’dan, nasıl berbat tasarım yapılır dersi olarak mı orada duruyor, bilmiyorum.
* Gündüz şaheser, gece tırt
2 megapiksel olanları da dahil iPhone’lar şahane fotoğraf çeker. Ama sadece gün ışığında. Ortam hafif loşsa, iPhone çektiği fotoğraflarla ağlatır. Bu soruna karşı basit bir çözüm olabilecek ve neredeyse en ucuz cep telefonlarında bile bulunan LED flaş, iPhone’da yoktur. (iPhone 4 henüz Türkiye’ye gelmediği için onu saymıyorum.)

Klavye ile soyulmayın!

Henüz Apple memlekete teşrif etmediği için Macbook’larımızı yetkili servis Bilkom’dan temin ediyoruz. Ve artık F klavyeli Macbook gelmediğinden sadece Q klavyeli olanlar satışa sunuluyor.
Ülkemiz insanının bir kısmı Q klavye kullanırken diğerleri F’ten şaşmıyor. Ve bu şaşmayanların cillop gibi Macbook’larını Q klavyeye çevirtmek için yeniden Bilkom’un kapısını çalmaları, bir miktar daha para bayılmaları gerekiyor: 170 TL + KDV.
Onlar “Q klavyeyi söküp yenisini takacağız” diyor, onun için bu parayı aldıklarını söylüyorlar.
Benden size tavsiye:
O tuşları siz de çıkarıp yerlerini değiştirebiliyorsunuz. Sakın boşuna paranızdan olmayın. Kendiniz pişirip kendiniz yiyin.
Yazarın Tüm Yazıları