Cemaat ve tarikatlar ’siyasi’ rekabette

AKP ile iç içe girmiş olan tarikat-cemaatler, anket şirketleri ve kömür-bulgur, bu seçimin simgeleri... Ama bu arada bir soru:

- Saadet Partisi’ni unuttuk.

- Son 15 günde Erbakan Hoca’nın sahneye çıkmasıyla muhafazakár sağda dengeler altüst oldu.

Tayyip Erdoğan, Erbakan Hoca’nın AKP’ye ve kendisine dönük hücumlarını karşılamak için bazı taktikler gelişmeye çalıştı. ’Tek başına iktidara gelemezsem ayrılırım’ çıkışı, esas itibarıyla türbanlılara da dönük bir mesajdı; ’oturun oturduğunuz yerde, elinizdekini de kaybedersiniz’di. Bu seçimin bir başka sürprizi olan Erbakan da seçimin 10 gününe renk getirdi; Kanaltürk’ün ve TV 5’in sürekli verdiği Erbakan konuşmaları dikkat çekiyor.

Böylece de geleneksel Erbakan’ın mizahi anlayışı bu seçime de damgasını vurdu.

- Tarikatlar ve cemaatler...

- Bir kere bütün yazılanlar, yaşananlar Anayasa’ya göre suç... İlgili çevrelerden aldığımız bilgiye göre... (’Tarikat-cemaat pazarı’nda şimdiye kadar görülmemiş bir kavga yaşanıyor; AKP, SP ve DP yandaşları tarafından karşılıklı olarak birbirlerini manipüle ediyorlar. ’İsmailağa’ cemaatinin başı Mahmut Ustaosmanoğlu ağır hasta, gözleri görmüyor, katarakt ameliyatı da olmuyor. Oğlu ve yakınları, AKP’nin büyük müteahhitleri... Onlar; cemaati, AKP’ye monte etmek istiyorlar. Ama karşılarındaki bir grup da, hocanın Kadıköy yakasında bir yerde barındırıldığını belirterek, çıkan haberlerin doğru olmadığını savunuyor. SP’yi desteklediği belirtiliyor. Hasta bir adam nasıl beyanda bulunabiliyor? Milliyet’te İsmailağa’nın önde gelen isimlerinden biri diye takdim edilen ve bilgisayar önünde oturan sakallı Zekeriya Yücedal’ın bir fotoğrafı var. Bu kişinin telefonunu kendi ’cep’ine yönlendiren bir kişinin, arayanlara ’AKP’den vazgeçtik, Saadet’i destekleyeceğiz’ diyerek oy topladığı belirtiliyor. Bu kişi şoför ve çaycı olarak biliniyor. Peki bu sürede hiç telefon gelmedi mi kendisine. Bilgisayarı bildiği belirtilen bir kişi sadece ’yes’, ’no’ya mı basıyor. İnsan ’cep’ine sahip çıkmaz mı?

İsmailağa, 28 Şubat sürecinde ’irticanın merkezi’ olarak gösterildi. Şimdi mi kıymete bindi? Muhafazakár internet sitelerine bakılırsa bu kavga daha iyi anlaşılacak. Mahmut Hoca’nın avukatı, eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu, bu tür haberleri "tamamen yönlendirmeye yönelik uydurma bir haber" olarak nitelendiriyor. Müftüoğlu, Erbakan’ın en son 21 Nisan’da Mahmut Hoca’yı ziyaret ettiğini ve kendisinin net bir şekilde Milli Görüş’ten ve SP’den yana olduğunu kaydediyor.

OY AVCILIĞI VE SADAKA

- Kömür, gıda yardımı...

-
Habire devam ediyor. İstanbul Gaziosmanpaşa’da, Büyükşehir’in tuz deposunun yanına en aşağı 50 kamyon kömür yığılmış. Belediye araçlarınca dağıtılıyor. Esenler’de ise yaşananlar tam bir skandal... İlçe Milli Eğitim Müürü Hidayet Kumtepe ile AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Öcalan arasında yumruklaşmaya varacak kavgayı, kaymakam araya girerek önlemiş. Sebep; eğitimci müdür, "Kömür yerine klima dağıtılmasını" önerince Belediye Başkanı kızmış! Bir başka örnek; Tavşanlı’da, para dağıtımından sonra AKP’li Belediye Başkanı Ali İhsan Çakır, kömür havzasında, ’seçmenlere’ 2’şer ton kömür dağıtıyor. Mehmet Ağar’ın, TV’lerde gösterdiği İstanbul Büyükşehir’in 25 YTL’lik yardım çekleri dağıtılırken, ne deniyor biliyor musunuz? "Eğer oyunuzu AKP’ye verirseniz, kişi başına bu yardımlar devam edecek. Eğer, başka partiye verirseniz, biz sizi internet üzerinden takip ediyoruz" diyorlar. Ayrıca, AKP Kadın Kolları, seçmenleri ziyaretlerinde "Bize oy verdiğinizde sizlere ücretsiz check-up yaptıracağız" diyorlar. Bu tam bir açık-kapalı bir promosyonlu seçim değil mi?

OYLAMAYA DİKKAT

- Yarınki oy kullanma sırasındaki oyunlar...

- Şeytanın bile aklına zor gelecek uygulamalara dikkat etmesi gerekiyor seçmenlerin. Muhtarlara gidildiğinde bir sürü kargaşa görülüyor; en az % 15-20 oranında kart almayanlar var. İlçe seçim kurullarındaki listeler ile muhtarlıklar arasındaki listelerde tutarsızlık var. Yanlışlar ve eksiklikler var. Bir de AKP’liler ve hacı-hoca takımı, cahil ve okuması kıt kesime, "Bir damga beğendiğiniz partinin üstüne, bir damga da belediye için bir ismin üzerine basılacak" (bağımsızlar kastedilerek) diyor. Böylece çift mühürle kendi dışlarında kullanılacak oyların geçersizliği sağlanmak isteniyor. Bazı anketler, AKP’ye oy vereceklerin % 71’ini, en alt eğitimli sınıfın oluşturduğunu ortaya koyuyor.

İyi uykular

"PEKİ % 91’i Amerika’ya karşı olan bir halkın % 50’si Amerikan kuklası AKP’ye oy verebilir mi?..

Bu ilginç soruya yanıt için istihareye yatmak gerekiyor...

İstihare nedir? Halk inanışına göre, bir işin içyüzünü rüyadan anlamak için abdest alıp dua ettikten sonra, yatıp uyumaktır.

İyi uykular!.."

(İlhan Selçuk)

Bu işte bir iş var

TÜM dünyanın desteklediği bir partinin (AKP) karşısında on değil, yirmi milyon kişi de sokaklara dökülse sonuçlar hep aynı çıkacak. Eğer bu seçimlerin sonunda da AKP gerçekten % 40’lara varacak olursa kaygım şu ki, bu ülkede demokratik seçimlerin bir anlamı kalmamıştır. Eğer bu denli yolsuzluğa bulaşmış bir parti halk tarafından cezalandırılmazsa, bilelim ki bu sonuçlar adil ve inandırıcı değildir. Ülkeyi ele geçiren iç-dış güçler, sandıkları haydi haydi ele geçirirler. Taktik aynı. Geçen seçimde olduğu gibi şimdi de anket şovlarıyla halk yeni bir AKP iktidarına hazırlanıyor. Sonucu önceden belli seçim olur mu? Olursa insan, "Bu işin içinde bir iş var?" diye düşünmez mi?

B. Uğur BANOĞLU

Putin benzeri örnek bir lider

"Rusya, Putin ile toparlandığına göre sıra Türkiye’ye gelmiştir. Yeni bir Atatürk gelmediğine göre Türkiye, Putin benzeri bir önder bularak onun liderliğinde yeni bir antiemperyalist kurtuluş mücadelesi vermek zorundadır, aksi takdirde içine sürüklenen sömürgeleşme süreci Türkiye’yi yok edecektir."

(Prof.
Anıl ÇEÇEN)

80 yılın mantığı

BAŞBAKAN Erdoğan, billboard’lara Adnan Menderes ve Turgut Özal ile yan yana fotoğrafını koyduruyor. Sonra da "80 yılda yapılmayanı ben yaptım" diyor. Bir tarafta fotoğraflarda yer alarak eski başbakanlarla kader birliği et, sonra da onların yaptığını inkár et. Tabii ki 80 yıllık cumhuriyetin kazanımlarını sat. Hem de 5 yıldır bir fabrika yapmadan... Bu ne tezat..

Eyüp HORLU
Yazarın Tüm Yazıları