Cem’in babası MİT’çi miydi
Güncelleme Tarihi:
Hulusi TUNCA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2006 00:00
Geçen hafta Genco Sabancı imzasıyla piyasaya çıkan "Bir Ceviz Ağacı-Cem Karaca" adlı kitapta, Cem Karaca’nın babası Mehmet Karaca’nın MİT ajanı olduğu iddia edildi.
Babası, Karaca ailesine 50 yıl boyunca aşçılık yapan ve o evde doğup büyüyen Genco Sabancı, Cem Karaca’nın hayatını anlattığı kitapta, ünlü sanatçının babasının MİT ajanı olduğunu iddia etti. Genco Sabancı, 1979 yılında Almanya’ya kaçan ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra vatandaşlıktan çıkarılan, Özal döneminde ise vatandaşlığı iade edilen Cem Karaca’nın hayatını anlattığı kitapta, babasının ağzından şunları anlatıyor:
"Mehmet Karaca günde bir iki saat yok oluyordu. Bir gün Beyoğlu Ağa Camii önünden geçiyorum. Ayakkabı boyacısı tanıdık geldi. Biraz yaklaştım. Baba (Cem Karaca’nın babası) bir kasket ve takma sakal takmış, önünde sanduka ayakkabı boyuyor. Beni gördü ve gözüyle ’git’ dercesine işaret etti. Sonra öğrendim ki, Teşkilatı Mahsusa, yani MİT’in İstanbul üst düzey ajanlarından biriymiş. Sokağa üstü-başı dağınık çıkıp boyacılık yaparak bilgi topluyormuş..."
Bu haberi çok yadırgadım
Genco Sabancı’nın kitabındaki bu iddiasına Mehmet Karaca’nın o dönemlerdeki yakın arkadaşı Hakkı Devrim yanıt verdi: "Mehmet Karaca ismiyle MİT kelimesini bir arada düşünmek imkánsız bir şey. Mehmet Karaca çok kıymetli bir tiyatrocuydu. O gerçek bir İstanbul beyefendisiydi. Benim o döneme ait İstanbul Şehir Tiyatroları’na mensup sanatçılar hakkında dedikodular kulağıma çalındı ama böyle bir şeyi asla duymadım. Doğrusu, ’Mehmet Karaca, MİT’çiydi’ haberini ben de çok yadırgadım."
Böyle rezillik olmaz
Kitaptaki iddialara Cem Karaca’nın üçüncü eşi Feride Karaca büyük tepki gösterdi: "Böyle bir rezillik, böyle bir komiklik olamaz. Kayınpederim madem MİT mensubuydu da, oğlu Cem neden yurtdışına kaçtı? Ben neden iki sene oğlumla birlikte karakollarda ifadeler verdim? Mehmet Bey, oğlunun başına bunlar geldiğinde hayattaydı. İddia edildiği gibi olsaydı oğluna sahip çıkmaz mıydı? Cem Almanya’dayken, her perşembe bizi arardı ve ben de her cuma Yenimahalle Karakolu’na davet edilirdim. Cem, bütün konuşmalarımızı banda almamı istemişti. İnanıyorum ki bu kayıtlar şu an MİT’te de mevcuttur. Mehmet Bey, MİT’çi olsa bunlara gerek kalır mıydı?.."
"Mehmet Karaca günde bir iki saat yok oluyordu. Bir gün Beyoğlu Ağa Camii önünden geçiyorum. Ayakkabı boyacısı tanıdık geldi. Biraz yaklaştım. Baba (Cem Karaca’nın babası) bir kasket ve takma sakal takmış, önünde sanduka ayakkabı boyuyor. Beni gördü ve gözüyle ’git’ dercesine işaret etti. Sonra öğrendim ki, Teşkilatı Mahsusa, yani MİT’in İstanbul üst düzey ajanlarından biriymiş. Sokağa üstü-başı dağınık çıkıp boyacılık yaparak bilgi topluyormuş..."
Bu haberi çok yadırgadım
Genco Sabancı’nın kitabındaki bu iddiasına Mehmet Karaca’nın o dönemlerdeki yakın arkadaşı Hakkı Devrim yanıt verdi: "Mehmet Karaca ismiyle MİT kelimesini bir arada düşünmek imkánsız bir şey. Mehmet Karaca çok kıymetli bir tiyatrocuydu. O gerçek bir İstanbul beyefendisiydi. Benim o döneme ait İstanbul Şehir Tiyatroları’na mensup sanatçılar hakkında dedikodular kulağıma çalındı ama böyle bir şeyi asla duymadım. Doğrusu, ’Mehmet Karaca, MİT’çiydi’ haberini ben de çok yadırgadım."
Böyle rezillik olmaz
Kitaptaki iddialara Cem Karaca’nın üçüncü eşi Feride Karaca büyük tepki gösterdi: "Böyle bir rezillik, böyle bir komiklik olamaz. Kayınpederim madem MİT mensubuydu da, oğlu Cem neden yurtdışına kaçtı? Ben neden iki sene oğlumla birlikte karakollarda ifadeler verdim? Mehmet Bey, oğlunun başına bunlar geldiğinde hayattaydı. İddia edildiği gibi olsaydı oğluna sahip çıkmaz mıydı? Cem Almanya’dayken, her perşembe bizi arardı ve ben de her cuma Yenimahalle Karakolu’na davet edilirdim. Cem, bütün konuşmalarımızı banda almamı istemişti. İnanıyorum ki bu kayıtlar şu an MİT’te de mevcuttur. Mehmet Bey, MİT’çi olsa bunlara gerek kalır mıydı?.."