Cazdan uzak indie’ye yakın

Wax Poetic’in sesi soluğu neden çıkmıyor? Bir de albüm neden burada bir yıl geç yayımlandı?
- Anlatayım mı her şeyi? Tamam, Benim New York’taki kulübüm Nublu’dan kazandığımı müziğe, albüme yatırıyorum. Fakat geçen yıl içki ruhsatım kısa süreliğine iptal oldu. Yakınlarda bir kilise olduğundan şikâyet edilmiş, 7-8 yıldır ilk kez. Neyse Nublu’nun işleri bozulunca ben de albümü çıkarttım ama promosyon yapamadım.

Öyle sessiz sedasız çıktı yani...
- Evet, ne radyo ne televizyona çıktık. Hiç reklam yapmadım. Durumlar düzelince albümü Türkiye ve Avrupa’da yayımladık ve İstanbul’da da bir lansman yapmaya karar verdik. Bu yüzden Amerika’da yayımlanmasıyla Türkiye’de yayımlanması arasında bu kadar zaman var.

Ekibiniz yeni. Sissy Clemens yeni solistiniz ve gerçekten harika bir sesi var. Nasıl bir araya gelindi?
- Albüm yapmaya karar verdiğimde seçmeler düzenledim. Gitarist, solist ve davulcu için... 15 solist dinledim, Sissy de bunlardan biriydi. Sissy şarkı söylemeye başlayınca büyülendim ve hemen kararımı verdim. Caz bölümü mezunu şahane bir yetenek. Grup o sıralarda toplandı zaten. Fakat o seçmelerden sonra Sissy ile kopmadık. Albümün söz yazım ve melodi yazım aşamasında da inanılmaz etkisi oldu. Hatta tüm melodileri o yazdı diyebiliriz.

Albümünüz beni şaşırttı. Wax Poetic’ten son bekleyeceğim şey bu kadar az saksofon solosu ve bu kadar indie bir müzikti. Caz öğelerinden bu kadar uzaklaşıp indie’ye yönelmek planlanmış bir şey miydi?
- Aslında evet, bunu planladım. Pek çok proje grubum var ve artık müzikler, türler birbirine karışmaya başlayacaktı. Ben de uzun süredir cazdan biraz uzaklaşıp indie’ye kaymak istiyordum. Wax Poetic’te biraz daha emprovizeden uzak daha şarkı formatında besteler yapmak istedim. Dolayısıyla bu olayı planlayarak çalıştım diyebilirim.

Konserler nasıl geçiyor peki?
- Konserlerde tek şarkıda saksofon solosu atıyorum geri kalanında klavyenin başındayım. Sigur Ros’vari repetetif seslerle bir hava yakalıyoruz. Öyle sololar havada filan uçuşmuyor, bu sefer normaliz (kahkaha atıyor).

Albümde Sissy Clemens dışında Norah Jones ve Jovanotti var. Jones’u anladım da Jovanotti yüzyıllardır kayıptı. Adını en son 11 yaşımda filan duydum sanırım. Albüme nasıl dahil oldu?
- Evet biz adını hiç duymuyorduk ama İtalya’da çok meşhur. New York’taki Nublu’ya konser vermeye geldi. Küçücük yer her gece tıklım tıklım İtalyan baskını yaşadı. Çok da iyi şarkıcıymış. Orada tanıştık, konserler muhabbet derken fikrimi söyledim. Yazdığım bir şarkıyı ona yolladım ve söylemeyi hemen kabul etti. İyi de oldu çok iyi söyledi ‘Time Moves On’ şarkısını. Norah Jones ise kendi tarzının dışına çıktı ve Fall Away gibi bir parçanın hakkını çok iyi verdi.

Bir sonraki albüm için yine yıllarca bekleyecek misiniz?
- Hayır, yani umarım öyle olmaz. İstanbul’a lansman konseri vermek için gelirken bir de stüdyo ayarladım. Yeni şarkılar yazmıştık zaten. Yarın beş günlük bir stüdyo koşturmacasına giriyoruz. Babajim Stüdyosu’nda yeni albümü kaydedeceğiz.

Sissy Clemens
İlhan’la beklemediğim kadar iyi anlaştım

İstanbul’a daha önce gelmiştim. Bu sefer hepsinden uzun kalacağım için çok mutluyum. İstanbul bana New York’u anımsatıyor o yüzden kendimi evimde hissediyorum. İlhan’la birkaç yıldır birlikte çalışıyoruz. Sadece onun yazdığı şarkıları söyleseydim böyle hissetmezdim ama sözleri ve melodileri yazdığım için kendimi daha iyi hissediyorum. Yazım aşamasının bir parçası olmak iyi hissettiriyor, şarkıların içine girmemi sağlıyor.