Caz, rock, blues... Sevdiğimiz her şeyin karışımı bir albüm

Güncelleme Tarihi:

Caz, rock, blues... Sevdiğimiz her şeyin karışımı bir albüm
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2017 17:50

Ülkü Aybala Sunat ve Eylül Biçer’in ortak çalışması ‘Artiz Kahvesi’ caz, psychedelic, rock ve blues’un kıyılarında dolaşan bir albüm. 2011’den beri birlikte müzik yapan ikilinin parmak izi... Müziklerini ve birlikteliklerini ikiliden dinledik.

Haberin Devamı

Aslında niyet, caz gitaristi Eylül Biçer’le konuşmaktı... Eylül Biçer Quartet sebebiyle, ama kendisini arayınca olaylar farklı gelişti.. Öğrendim ki Ülkü Aybala Sunat’la 2016’da çıkardıkları albümleri ‘Artiz Kahvesi’nin konseri var. Kabak&Lin Records etiketiyle çıkan albümde her iki müzisyenin de beste ve sözleri yer alıyor. Dahası, Eylül Biçer aranjörlük ve prodüktörlüğü de üstlenmiş. Canlı, dinleyeni hemen sarıp sarmalayan ve merak uyandıran parçalar. Her birisi, dinlerken, bir sonrakinde ne geliyor acaba diye heyecanlandırıyor. Bir yandan naif, bir yandan gölgelerde gezinen bir albüm. ‘Artiz Kahvesi’ başta olmak üzere; ‘Belki’, ‘Çinli Kız’, ‘Sakin Bir Gün’ ve Edip Cansever şiirine besteledikleri ‘Anısındayım’ dikkat çeken eserler...
Eylül ve Ülkü ile albümü, gözbebeği projeleri Jeff Buckley Şarkıları’nı ve kendi seslerini konuştuk...

Albüm fikri nasıl gelişti?
Eylül Biçer: Ülkü’yle epeydir birlikte çalıyoruz. 2011’den beri. Ülkü, Konya’dan İstanbul’a geldi. Tanıştık. Sibel Köse Atölye’ye geliyordu. O vasıtayla tanıştık. Sonra beraber çalmaya başladık. Daha çok caz standartları. Müzmin eşlikçi olarak ben, Ülkü’yle çalıyordum. Sonra ikimizin de Jeff Buckley sevdiğimizi fark ettik.
Ülkü Aybala Sunat: Öyle bir hayalim vardı. Jeff Buckley şarkılarını söyleyeceğim bir şey oluşturmak. Bir konser sırasında keşfettik ikimizin de sevdiğini. Daha sonra Jeff Buckley şarkılarını seslendirmeye başladık.
Biçer: Yıllar içerisinde Ülkü’yle sürekli birlikte çalmaya başladık. Ve süreç, albüm yapma fikrine evrildi.
Sözler, müzik nasıl oluştu?
Biçer: Ortak çalışma... Bazı parçalar tamamen benim, bazı parçalar tamamen Ülkü’nün, bazı parçalarda söz Ülkü’nün, müziği benim ya da tersi... Önce demo’lar yapmaya başladık, gitar ve vokal. Sonra ben onların aranjmanlarını yazdım. Erdem Göymen davulda, Volkan Topakoğlu basta, çekirdek bir kadro yaptık. Zaten o ekiple çalıyorduk. Onların yanı sıra albümde birçok değerli müzisyen arkadaşımız da yer aldı. Ercüment Orkut piyano çaldı bir parçada, Tamer Temel tenor ve soprano saksofonda, Bulut Gülen trombondaydı.
Sunat: Çağıl Kaya ve Çağlar Süalp vokal yaptı. Hepsi çok sevdiğimiz, birlikte çaldığımız arkadaşlarımız. Ediz Hafızoğlu, Murat Sezgi... Albüm fikrini ilk onlara söyledik sanırım. Ediz de “Bizden çıkaralım” dedi. İkisi de çok yardımcı oldular.
Favoriniz var mı albümde?
Sunat: Ben en çok ‘Gece Gece’yi seviyorum galiba. Hepsini tabii ki seviyorum ama ‘Gece Gece’yi çok seviyorum. Eylül’ün şarkısı o.
Biçer: Bundan seneler evvel aslında ‘Gece Gece’yi öyle evde yaptım. Ülkü’ye dinlettim, çok sevdi... Daha ortada albüm fikri yoktu.
Sunat: Evet... Ve ben parçaya çok yükseldim. Hatta telefon açmıştım Eylül’e, “Eylül ne yaptın!” dedim.
Albüm biraz psychedelic, biraz caz, biraz rock ve blues... Nasıl tanımlarsınız sesinizi? Ya da, tanımlıyor musunuz?
Biçer: Evet hepsinin, sevdiğimiz her şeyin bir karışımı gibi oldu albüm. Akustik, vokal olan kısımlar başka...
Sunat: Doğaçlamalı yerler...
Biçer: Cazımtrak kısımlar... Caz dediğimiz yerler var. Bir yandan rock bölümler var. Ama hepsinin arasında sürekli bir geçiş var, hiçbirinde çok uzun süre kalmamaya çalıştık. Tarzlardan kaçıyoruz bir şekilde. Her şeyi karıştırmak ne kadar iyi ya da kötü, bilmiyorum. Sonuçta, biz böyle bir müzik seviyormuşuz galiba.
Nerelerde çalıyorsunuz?
Biçer: 10 Mart’ta Beşiktaş’ta Mitanni’de çalıyoruz.
Sunat: Karga da olacak ama tarihi belli değil. Bir ara da belki Jeff Buckley yaparız yine. Çünkü ‘Jeff Buckley Şarkıları’ projesi de en az albüm kadar kıymet verdiğimiz bir proje. Onu da ihmal etmeyelim istiyoruz..
Jeff Buckley niye?
Biçer: Jeff Buckley’in tarzı da bizim bu albümle ilgili söylediklerimiz gibi bir müzik..
Sunat: Çok değişik, açık bir kafası var Buckley’in.
Biçer: Rock gibi ama tam değil...
Sunat: Blues da söylüyor, etnik müziğe de kayıyor. Onu ilk dinlediğim andan itibaren söyleyişinden çok etkilendim, parçalarını da sevdim. Çok sevdiğim için öyle bir hayalim vardı yıllardır.
Eylül Biçer Quartet ayrı bir proje ve ekip herhalde...
Biçer: Quartet ama bazen trio da oluyor. Kendi bestelerimi ve sevdiğim bazı daha modern caz diyebileceğimiz şeyleri yorumluyoruz. Orada da Volkan’la, Erdem’le çalıyorum. Zaman zaman Cem Aksel’le, Tamer Temel’le. Yine benzer bir çevre, hep birlikte çalıyoruz. Tamer Temel’in kendi albümünde ben de yer alıyorum. Değişik projeler var. Güzel bir üretim var. Hâlâ çok büyük bir caz çevresi var diyemeyiz ama bence niceliğe göre nitelik olarak yüksek bir üretim çıkıyor.

Caz, rock, blues... Sevdiğimiz her şeyin karışımı bir albüm


Konya’dan Nardis’e...
Biraz müzikal geçmişlerinizi anlatır mısınız?
Sunat: Aslında Spor Akademisi mezunuyum. Selçuk Üniversitesi, Konya... Konservatuvar eğitimim olmadı ama Konya’da mekânlarda şarkı söylüyordum konservatuvarlı arkadaşlarımla. Sonra Nardis’in caz vokal yarışmasına bir CD yolladım. Hiç beklemiyordum açıkçası çağırmalarını. Sonra Nardis’in caz vokal yarışması sayesinde Sibel Köse, Cem Aksel, Önder Focan’ı tanıdım. İki yıl katıldım, ikincisinde Sibel Köse’den atölye ve Nardis’te konser verme ödülü kazandım. Sonra İstanbul’a yerleşmeye karar verdim. Çok insanın desteği oldu. İlk konsere vesile olan Cem Aksel’dir, Sibel Hoca’nın çok yardımı oldu. İstanbul’a geldikten sonra da farklı mekânlarda çıkmaya başladım. Nardis’te de ara ara söylüyorum.
Biçer: Kabataş Lisesi’nde okurken gitar çalmaya başladım. Şansıma okulda çok ciddi bir müzik etkinlik faaliyeti vardı. Çok güzel odalarımız, stüdyolarımız, çalışabileceğimiz yerler vardı. Gerçekten düzgün işler çıksın isteyen hocalarımız vardı. Sonra da müzik okumaya karar verdim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde caz gitar okudum. Ve ondan itibaren çalmaya başladım. 10 seneden fazla süredir de çalıyorum.

BAKMADAN GEÇME!