Çayda bürokrasiye EROĞLU EL ATTI

Kurumlar topu tacı atıp birbirini suçladı olan her zamanki gibi kente ve vatandaşa oldu.
Son dönem bir kıpırdanma olsa da ‘parçalı’ çözümlerle nereye varılabilir, merak konusu.
Bugün Ankara Hürriyet’te okuduğunuz Büyükşehir Belediye Meclisi’nde alınan, ‘Kızılırmak’tan Ankara Çayı’na takviye’ kararı alt yapısı tamamlanmamış çaya ne denli fayda getirir bilinmez.
Ankara Çayı’nın Sincan’dan geçen bölümünde ıslah çalışmaları şimdilik en ileride olanı. ‘Alt yapısını DSİ’nin yaptığı çalışmaların çevre düzenlemesi bittiğinde oluşan görüntü belki diğer bölgeler için örnek olur’ diye düşünürken, aklıma çayın Keçiören’den geçen kısmı takıldı.

İDDİALI PROJEYE NE OLDU?

Hatırlayacak olursanız Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, geçtiğimiz aylarda iddialı bir çıkış yaparak çayın kendi ilçesinden geçen kısmına benzersiz bir çevre düzenlemesi yapacağını açıklamıştı. Çayın çevresini, İstanbul Boğazı’ndan, Mostar Köprüsü’ne çeşitli temalar içeren köprülerle süsleyeceğini, regülatörlerle durağan hale getirilecek suda, deniz havası yaratılacağını söylemişti.
‘Ne oldu bu projelere’ diye düşünürken, Türkiye’nin en kalabalık nüfusa sahip ilçesi için çok önemli bir kazanım olacak projenin bürokrasiye takıldığı fısıltısı kulağıma geldi.

EROĞLU İLE AK’IN ÇAY ZİRVESİ

Yaklaşık altı aydır DSİ çayın istinat duvarları için keşif yapmıyordu. Gerekçe olarak da projenin Büyükşehir Belediyesi onayından geçmesi gerektiğini ifade ediyorlardı.
Keşif çalışması başlamayınca yaşanan tıkanmayı aktarmak için Keçiören Beldiye Başkanı Ak, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ndan randevu istemiş ve ‘çay zirvesi’ önceki gün gerçekleşmiş. Ankara Çayı’nın ıslahına çok önem verdiğini her fırsatta yineleyen Eroğlu, ‘bürokratik tıkanmaya’ el koyarak, DSİ yetkililerine talimat vermiş ve hazırlıklara başlanmış.
Haydi hayırlısı...

Sanki bu pek olmadı

MİMARLAR Odası Ankara Şubesi, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Word Mayor (Dünya Belediye Başkanı) yarışmasının “Etik Kodlar” belgesinde yer alan koşulları sağlamadığını savunarak, “Melih Gökçek, makamını toplum yararına kullanmamıştır” açıklamasını yaptı.
Mimarların Gökçek’e karşı muhalif tavrı yıllardır bilinir. Gerçi duygular karşılıklı, Gökçek de her fırsatta meslek odalarına eleştirilerini sıralar.
Genel anlamda meslek odaları Gökçek’in, ‘Ben yaptım oldu’ anlayışına sahip olduğunu savunurlar, Gökçek ise teknik meslek odalarının ideolojik bir anlayış içinde olduğunu.
Her iki tarafında haklı olduğu zamanlar elbette olmuştur. Gökkuşağı, Samanyolu gibi rekreasyon alanları, Demir Kafes gibi projeleri eleştiren Mimarlar Odası’na hak vermemek elde değil.
Ancak bu kez olmadı.
İçerde birbirimizi yeri geldiğinde en sert şekilde eleştirebiliriz ama yurt dışında yapılan bir yarışmada, kendi ülkesinin hele ki başkentinin belediye başkanını şikayet yakışmadı.

PAZARTESİ SENDROMU

PAZARTESİ günü okullar açılıyor ama yollar açılamıyor. İnöünü Bulvarı’nın açılamayacağını Başkent Fısıltıları’nda ilk kez duyurmuştuk. Şimdilik yetkililerden ‘ilk gün önlemi’ ile ilgili açıklama gelmedi.
Yani kaderimizle baş başayız. Belki rutin son gün’ öneriler gelir. ‘Toplu taşıma kullanın’, ‘Aynı yöne gidenler araçlara tek kişi binmesinler’ tadında uyarıları şimdiden yapmış olalım.