Cari açık, net hata noksan, piyasalar iki seksen bir doksan

Bu kadarını kimse beklemiyordu. Gerçekten de Pazartesi son yarım saatte piyasalarda görülen depremi kar satışı olarak adlandırmak hiç de doğru olmayacak. Kar çöküşü? Belki... Ama yine de borsayı 18 binlere, faizi neredeyse yüzde 23.5 seviyesine dövizi de 1 milyon 400 bin lira seviyesinin üzerine taşıyan bu hareketin tek nedeni karla ilgili değil. Asıl sorun tedirginlik ve bunun da bir kaç temel nedeni var.

Haberin Devamı

Öncelikle piyasaların önünde artık Kıbrıs ile ilgili hiç bir beklentinin kalmadığını söylemek gerek. AB ve ABD KKTC’yi tanımadığı sürece oradaki ambargoların kaldırılması, AB’nin Kuzey’de ofis açması, ABD’nin üs kurması, Tayvan modeli falan piyasaların önünü açabilecek gelişmeler değil. Kıbrıs referandumu sürecinde Türkiye’nin gösterdiği çabanın Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi alınmasını olumlu yönde etkileyip etkilemeyeceği ise şu aşamada belirsiz. Bir de ABD’nin faiz artırımı yapıp yapmayacağı tedirginliği var ki “şuyuu vukuundan” beter bir hale gelmiş durumda.

Geçen hafta, Kıbırs ile ilgili beklentilerin sona ermesi ile birlikte artık piyasaların makroekonomik rakamlara odaklanacağını ve gelecek günlerde cari işlemler dengesi rakamı gibi verilerin dikkatle izleneceğini söylemiştik. Dün bu rakamlar açıklandı. Önce ayrıntılara bakalım:

Haberin Devamı

Merkez Bankası açıklamasına göre, geçen yılın ocak ayında 139 milyon dolar olan cari işlemler açığı bu yıl ocak ayında 738 milyon dolara yükseldi. Ocak ayında mal ticareti dengesi 906 milyon dolar ve yatırım geliri dengesi 451 milyon dolar açık verirken, hizmetler dengesi 395 milyon dolar fazla verdi. Turizm gelirlerinde ise olumlu seyir devam ediyor, ocak ayında 602 milyon dolar turizm geliri elde edildi.

738 milyon dolarlık cari işlemler açığı, 1 milyar 988 milyon dolar net sermaye girişiyle finanse edildi. Bu net girişin 1,5 milyar dolarını ocak ayında Hazine’nin uluslarası piyasalarda ihraç ettiği 30 yıllık ABD doları cinsi tahvil oluşturuyor.

Bu açık rakamı piyasaların dudağını uçuklattı. Çünkü geçen yılın neredeyse 5 katı bir açık rakamı ile karşılaştık. Üstelik durum bu kadarla da kalmıyor. Devam edelim:

Ocak ayında resmi rezervler 192 milyon dolar artarken, kayıt dışı giriş-çıkışları gösteren net hata noksan kalemi eksi 1 milyar 205 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’ye 2003 yılının tamamında kayıt altına alınamayan 5.1 milyar dolar tutarında fon girişi olmuş ve bu giriş 6.6 milyar dolara ulaşan 2003 yılı cari işlemler açığının finanse edilmesinde önemli rol oynamıştı. Geçen yılın ağustos ayından beri ilk kez net hata noksan kaleminde eksi bir rakam görülüyor. Ayrıca ocak ayındaki çıkış, Irak savaşı belirsizliğinin yaşandığı geçen yılın ocak ayında görülen 944 milyon dolarlık çıkışın bile üstünde gerçekleşti.

Haberin Devamı

Dış ticaret verileri, cari işlemler açığının önümüzdeki aylarda da devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Ancak henüz bunun tehlikeli boyutlarda olacağını söylemek için erken. Hükümet yıl sonunda 7.6 milyar dolar cari işlemler açığı verileceğini öngörüyor, bu da milli gelirin %2,9 una denk geliyor.

Ayrıca, Merkez Bankası aynı zamanda, ödemeler dengesi rakamlarının hesaplanmasında yeni bir metodoloji kullanmaya başladı. Buna göre turizm gelirleri, işçi gelirleri, navlun ve sigorata gelirleri, ve inşaat gelirleri gibi kalemler 2003 ve 2004 yılı verileri revize edildi. Eskiden sadece yabancı ziyaretçileri kapsayan turizm gelirleri, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’de yaptıkları harcamaları da kapsayacak şekilde geliştirildi. Böylece 2003 yılında turizm gelirleri 9 milyar 676 milyon dolardan 13 milyar 203 milyon dolara yükseldi. İşçi gelirleri 2 milyar 321 milyon dolardan 729 milyon dolara, taşımacılık gelirleri 784 milyon dolardan, eski 515 milyon dolara geriledi.

Haberin Devamı

Bu metodoloji değişikliği sonucunda, 2003 yılına ait cari işlemler açığı rakamı da, 6.8 milyar dolardan 6.6 milyar dolara revize edildi. Yani 2004 yılı cari açık tehminini de bu yeni metodolojiye göre düşünmemiz lazım.

Uyarmıştık diyeceğim ama bunun da bir manası yok. Çünkü dün ve bugün görülen piyasa tepkisi tüm tahminlerin ve uyarıların üzerinde gerçekleşti.

NOT: Uyarının yer aldığı aldığı yazı için bkz. 20 Nisan tarihli “Dün yükseldi bugün dinleniyor” başlıklı yazı.

Yazarın Tüm Yazıları